Haberdar
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Haberdar
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Ana Sayfa Ekonomi

Dünya ekonomisi enflasyondan kurtulmaya çalışırken daralmaya mı sürükleniyor?

2022-05-09
Dünya ekonomisi enflasyondan kurtulmaya çalışırken daralmaya mı sürükleniyor?
Share on FacebookShare on Twitter

dunya-ekonomisi-enflasyondan-kurtulmaya-calisirken-daralmaya-mi-surukleniyor

Ekonomide bir resesyon (daralma), mali piyasalarda kriz ve toplumda siyasi istikrarsızlık olasılıkları güçleniyor.

 

Stagflasyon kavramı, birbirine ters ekonomik önlemler gerektiren iki olgunun eş zamanlı olarak gelişmesini betimler.

 

Enflasyonu dizginlemek için faizleri arttırmak, para arzını, tüketici talebini daraltmak, ücret artışlarını baskılamak gerekiyor. Bu önlemler ekonomik durgunluğu hızla daralma (resesyona) içine itme riskini getiriyor. Bütün gözler, bu önlemleri gündeme getirecek olan Merkez Bankaları üzerine odaklanıyor. MB yöneticilerinin her açıklaması anında piyasa hareketlerine yansıyor, kısacası “volatilite” kaynağı oluyor.

 

Durgunluk eğilimine karşı ekonomik büyümeyi teşvik edici, düşük faiz, parasal genişleme, yüksek ücret politikaları, hükümetlerin sermaye üzerindeki vergileri azaltarak ekonomik faaliyeti canlandırma çabaları, bu kez enflasyonu dayanılmaz noktalara doğru itmeye başlıyor.

 

Birincisinde, ekonomi daralırken işsizlik, yoksulluk, piyasalarda volatilite (ve “kaza” çıkma olasılığı) artıyor. İkincisinde enflasyon ücretleri hızla aşındırıyor, geçim sıkıntısını arttırıyor. Her iki durumda da “toplumsal barış”, siyasi istikrar hızla bozulmaya başlıyor.

 

Resesyon riski artarken piyasalar sarsıldı

 

ABD ve Avrupa’da Merkez Bankaları enflasyonla mücadeleye öncelik vermeyi seçti. Geçen hafta faiz artışı ve para arzını daraltmaya yönelik uygulamalar hızlandı. ABD Merkez Bankası (FED) politika faizini yarım puan, İngiltere Merkez Bankası çeyrek puan arttırdı. İngiltere Merkez Bankası Başkanı bir sonraki aşamada, faizleri yarım puan arttırma eğiliminde olduğunu ima etti.

 

FED ve Avrupa Merkez bankası (AMB) bilançolarını (mali piyasaları destekleme harcamalarını) daraltmaya başladılar. AMB’nin haziran ayında faizleri artırma olasılığı iyice güçlendi.

 

Bu ortamda, yıl başından bu yana genel bir gerileme eğilimi sergileyen borsalardaki volatilite giderek sertleşmeye başladı.

 

ABD’de Standard & Poor, Dow Jones ve Nasdaq indeksleri yıl başından geçen hafta sonuna kadar sırasıyla yüzde olarak, 13, 10, 23 değer kaybettiler. FT 100, yıl başından Mart ortasına kadar % 9.4 geriledikten sonra toparlandı ve söz konusu dönemi toplam %2.5 gerileme ile kapadı. Aynı dönemde Eurofirst 300 indeksi %12, Şangay Bileşik indeksi %17, Tokyo Nikkei %8 geriledi.

 

Bu genel gerileme eğilimi içinde en sert dalgalanmaların Ukrayna savaşının başladığı Şubat ortası günlerinden sonra geçen hafta, salt ekonomik nedenlerden tekrarlandığı görülüyordu: Geçen hafta, FED faizleri arttırdıktan sonra Dow Jones ve S&P haftayı % 3 ve %3.6 kayıplarla kapattılar, Nasdaq %5 geriledi, FT 100 son 3 günde % 2 değer kaybetti. Gelişmiş ülkelerde en dinamik şirketleri izleyen MSCI indeksi, Kasım 2021’den bu yana %50’den fazla gerilemiş.

 

Faizlerin artamaya başlaması, borsalardaki dalgalanmalar, tahvil piyasalarını da etkisi altına alma ve sert yön değiştirme, bir krizi tetikleme riskini güçlendiriyor.

 

Çin’de olan Çin’de kalmıyor

 

Merkez banklarının enflasyonla mücadele pratikleri nadiren bir yumuşak inişle sonuçlanıyor. Buna karşılık merkez bankalarının, stagflasyon içinde enflasyonla mücadele ederken ekonomiyi resesyona (fiziki daralma) itme olasılığı çok yüksek. ABD ekonomisi bu yılın ilk dört aylık döneminde %1.4 gerilemiş görünüyor. Aynı dönemde sanayide prodüktivitenin yıllık bazda %7.5 (Bloomberg’e göre, 1947’den bu yana en hızlı düşüş) gerilemiş olması da resesyon riskine işaret ediyor.

 

Avrupa’ya gelince, euro bölgesinin en büyük ekonomisi Almanya’da büyüme hızının ilk dört aylık dönemde, Ukrayna savaşının, Haziranda başlayacak faiz artışlarının, Çin ekonomisindeki yavaşlamanın etkileri henüz tam olarak kendilerini göstermemiş olsa da, % 0,2 de kaldığı görülüyor. Alman hükümeti 2022 için büyüme hızı beklentisini % 3,6’dan % 2.2’ye çekti.

 

Euro bölgesi verileri, enflasyon hızlanırken, perakende piyasalarında satışların özellikle İspanya, Almanya ve Fransa ‘da hızla düşmekte olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki aylarda, gelmesi beklenen bir faiz artışının bu eğilimi ve genelde resesyon riskini güçlendirmesi beklenebilir.

 

Asya’da ekonomik manzara ağırlıklı olarak Çin’in performansına bağlı. Çin ekonomisinin büyüme hızının negatif alana geçme olasılığı şimdilik, en azından resmi verilere göre yok. Ancak “Sıfır Covid” politikası nedeniyle rejim, sık sık ülkenin ekonomik olarak kritik bölgelerini karantinaya alınca, hem üretim, hem de tedarik zincirleri aksıyor. Çin ekonomisi söz konusu olunca genelde iyimser olan ekonomist Stephen Roach (Yale Üniversitesi, Morgan Stanley eski Asya büro şefi) bu kez resmen açıklanan %5.5 büyüme hızının yakalanabileceğine inanmıyor.

 

Gerçekten de son veriler tüketici harcamalarının zayıflığını, ekonomik hasılanın %40’ını oluşturan servis sektöründe satın alma müdürleri indeksinin Mart ayında 42’den Nisan ayında 39 düzeyinde (50’nin altı daralma anlamına geliyor) gerilediğini gösteriyor. Örneğin, Cep telefonu ve taşıt araçlarında satışlar Nisan ayında yıllık bazda sırasıyla %14 ve %39 oranında gerilemiş.

 

Wall Street Journal’ın aktardığı gibi, “Çin’de olan Çin’de kalmıyor”. Dünyanın ikinci büyük ekonomisinde bir yavaşlama bölge ülkelerinden başlayarak, dünya ekonomisini etkilemeye başlıyor. Güney Kore, Tayvan ve Japonya’nın Çin’e ihracatlarında Nisan ayında belirgin düşüşler görülüyor.

 

Merkezde enflasyonla mücadele, çevrede borç krizi…

 

Geçen yüz yılda, gelişmekte olan ülkelerin en büyük borç krizi, ABD merkez Bankası 1970’lerin sonunda, stagflasyona karşı enflasyonla mücadeleye öncelik verdiğinde, patlamıştı.

 

Bugün de benzer bir tehlike var. Institute of International Finance (IFF) hesaplamalarına göre, gelişmekte olan ülkelerin bu yıl sonuna kadar ödemesi gereken borçların ABD faizlerinden doğrudan etkilenecek olan kısmı bir trilyon dolara ulaşıyor.

 

Finansal krizden bu yana adeta ikiye katlanan gelişmekte olan ülkelerin borçları, bugüne kadar neredeyse “sıfır faizden” borçlanılabildiği için kolaylıkla servis edilebiliyordu.

 

Şimdi, Merkez Bankaları, özellikle ABD’de FED, enflasyonla mücadele bağlamında faizleri arttırarak, parasal sıkılaştırma politikalarına geçmeye başlayınca, borçlanma maliyetleri artıyor, dolar değerlenmeye başlıyor. Bu durumda dolarla borçlanan ve finansal dengeleri kırılgan ülkelerin hem borçlanarak hem de ülke içindeki gelirlerine dayanarak borçlarını servis etmesi hızla zorlaşıyor. Dahası merkez ülkelerin piyasalarındaki daralmalar, çevre ülkelerin ihracat gelirlerini de olumsuz yönde etkilemeye, borç ödemek için gereken dövizi yaratma kapasitelerini düşürmeye başlıyor. Tüm bu dinamikler, uluslararası yatırımcının gelişmekte olan ülkelere olan güvenini daha da zayıflatıyor. Eliot Fon yönetimi şirketinden Jay Newman’ın deyimiyle bu ülkeler, bugün “hangi fiyattan olursa olsun güvenilemez” konumdalar.

 

Bir borç krizi tehlikesi yalnızca gelişmekte olan ülkeler için değil, Avrupa periferisindeki ülkeler için de geçerli. Euro bölgesi ekonomilerinin borç durumlarını, on yıl öncesiyle karşılaştıran Deutsche Bank stratejisti Maximilian Uleer’e göre faizler artmaya devam ederse (ki edecek) İspanya ve İtalya’nın faiz maliyetinin milli gelire oranı 2011 düzeyini yakalayabilir. Uleer’in karşılaştırması, Yunanistan ve Portekiz’in de kritik bir noktada oluğunu gösteriyor.

 

Borç krizi beraberinde hemen derin bir resesyon getirdiğinden, bu açıdan bakınca da genelleşmiş, küresel bir resesyon riskinden söz etmek olanaklı.

 

1970’lerdeki stagflasyona karşı gelişmiş ülkelerin merkez bankaları, Başta FED olmak üzere faizleri hızla arttırarak mücadele ettiler. Ani faiz artışlarının resesyon yaratıcı etkileri, 1980’ler boyunca çevre ülkelerin ekonomileri açılarak, yeniden şekillendirilerek yaratılan yeni mal ve sermaye ihracatı olanaklarıyla, küreselleşmeyle, dengeleniyordu.

 

Bugün de benzer bir seçeneğin olabileceğini söylemek, küresel resesyonun ve yeni bir finansal kriz riskinin hangi karşıt eğilimlerle dengelenebileceğini bilmek hiç kolay değil.

 

KAYNAK: BBC TÜRKÇE – ERGİN YILDIZOĞLU

ShareTweet

BENZER HABERLER

71 yaşındaki işçi inşaattan düştü
Ekonomi

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı: Karar metninden çıkarılan ifade dikkatlerden kaçmadı

2025-06-19
Geri sayım başladı: Avrupa’nın sessizliği barışçıl eylemde protesto edilecek
Ekonomi

Türkiye, bu yılın ilk 5 ayında dakikada 3,8 milyon TL faiz ödedi

2025-06-18
Kalabalık koğuş, bozuk düzen: 68 kişinin kaldığı hücrede sıcak su altında kalan mahkûm yaşamını yitirdi
Ekonomi

100 yıllık ayakkabı üreticisi konkordato ilan etti

2025-06-13
Kalabalık koğuş, bozuk düzen: 68 kişinin kaldığı hücrede sıcak su altında kalan mahkûm yaşamını yitirdi
Ekonomi

Türkiye’nin kozmetik devi yeniden iflas yolunda

2025-06-13
Dar gelirlinin sırtından 11 milyar TL’lik kâr etti
Ekonomi

Fenerbahçeli Murat Ülker’den Victor Osimhen’e rekor ödeme

2025-06-12
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i elektrik çarptı, yoğun bakıma alındı: Durumu ağır
Ekonomi

Nusret, ABD’de bir şubesini daha kapattı: ABD’de 7 restorandan sadece 2’si kaldı

2025-06-07
  • Trendler
  • Comments
  • Son
Fenerbahçe, deplasmandan galibiyetle döndü

Adana Demirspor, Galatasaray maçında sahadan çekildi

2025-02-09
KHK’lı emniyet müdürü hayatını kaybetti

KHK’lı emniyet müdürü hayatını kaybetti

2025-02-10
5 binada 200 kişi can verdi, sorumlu olanlar 1 gün bile tutuklanmadı

İzzet Ulvi Yönter’e ‘Cevheri Güven’ şoku; sosyal medyada tepki yağdı

2025-02-23
Zafer Algöz, ‘Şinasi Yurtsever’ paylaşımını apar topar sildi

Zafer Algöz, ‘Şinasi Yurtsever’ paylaşımını apar topar sildi

2025-03-14

AKP Grup Başkanvekili Elitaş tarih verdi: EYT düzenlemesi ne zaman hayata geçecek?

0

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş: Sömürgeciliğin merkezi olan bir ülkedeyiz

0

Akşener'in sözleri CHP'de nasıl yorumlandı?

0

Kılıçdaroğlu, Temel Karamollaoğlu’nu ziyaret etti

0
Fatih Altaylı’nın ifadesi: Sayın Cumhurbaşkanını şahsen tanırım, yöneltilen suçlamalar aklımdan dahi geçmedi

Fatih Altaylı’nın gözaltısı sonrası Ebru Şallı’nın eşi Uğur Akkuş’tan dikkat çeken çıkış: Ben ne dersem yaparım

2025-06-22
Fatih Altaylı’nın ifadesi: Sayın Cumhurbaşkanını şahsen tanırım, yöneltilen suçlamalar aklımdan dahi geçmedi

AYT sınavına girmeye giden öğrenciler kaza yaptı: Bir ölü, üçü ağır 10 yaralı

2025-06-22
Fatih Altaylı’nın ifadesi: Sayın Cumhurbaşkanını şahsen tanırım, yöneltilen suçlamalar aklımdan dahi geçmedi

60 litrelik depo, artık 3 bin 300 TL’ye doluyor; bin 225 lirası vergi

2025-06-22
Fatih Altaylı’nın ifadesi: Sayın Cumhurbaşkanını şahsen tanırım, yöneltilen suçlamalar aklımdan dahi geçmedi

ABD’nin İran bombardımanı için kim ne dedi?

2025-06-22

Son Haberler

Fatih Altaylı’nın ifadesi: Sayın Cumhurbaşkanını şahsen tanırım, yöneltilen suçlamalar aklımdan dahi geçmedi

Fatih Altaylı’nın gözaltısı sonrası Ebru Şallı’nın eşi Uğur Akkuş’tan dikkat çeken çıkış: Ben ne dersem yaparım

2025-06-22
Fatih Altaylı’nın ifadesi: Sayın Cumhurbaşkanını şahsen tanırım, yöneltilen suçlamalar aklımdan dahi geçmedi

AYT sınavına girmeye giden öğrenciler kaza yaptı: Bir ölü, üçü ağır 10 yaralı

2025-06-22
Fatih Altaylı’nın ifadesi: Sayın Cumhurbaşkanını şahsen tanırım, yöneltilen suçlamalar aklımdan dahi geçmedi

60 litrelik depo, artık 3 bin 300 TL’ye doluyor; bin 225 lirası vergi

2025-06-22
Fatih Altaylı’nın ifadesi: Sayın Cumhurbaşkanını şahsen tanırım, yöneltilen suçlamalar aklımdan dahi geçmedi

ABD’nin İran bombardımanı için kim ne dedi?

2025-06-22
Haberdar

Gerçekler Sadece Gerçekler

MENÜ

  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR

Gerçekler Sadece Gerçekler