Banka aynı zamanda enflasyonun da yıl sonuna kadar tırmanışa geçeceği öngörüsünü paylaştı ve, “Döviz kuru üzerindeki baskı arttıkça ‘daha sert’ sermaye kontrolleri gelmeye başlayacak” ifadelerini kullandı.
Türkiye kamuoyu, Merkez Bankası rezervlerinden harcanan 128 milyar doların nereye ve nasıl harcandığını tartışmaya devam ederken, uluslararası ekonomi kuruluş ve bankalarından Türkiye ekonomisinin geleceğine dair olumsuz öngörüler gelmeye devam ediyor.
Banka tarafından yayımlanan “Bir sonraki lira krizi” rapor, 1 ABD dolarının 3’üncü çeyrekte 10 TL olacağını belirtti.
Commerzbank, krizin gerekçesi olarak da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faiz politikasına ve MB başkanlarını görevden almasına işaret etti.
Commerzbank’ın kıdemli ekonomisti Tatha Ghose tarafından hazırlanan rapora göre, “Erdoğan tarafından atanan yeni TCMB başkanı konvansiyonel açıklamalarda bulunurken, piyasalar meçhul bir politika deneyi yaşanacağının farkında. Bu özel deney ise bir döviz enflasyonu sarmalıyla sonuçlanma riskini taşıyor” dedi.
Commerzbank, faizin birkaç adımda yüzde 13 civarına çekileceği varsayımına dayanarak, enflasyonun yıl sonuna kadar güçlü bir şekilde hızlanacağını iddia ediyor. Raporda enflasyon oranları şu şekilde öngörülüyor:
“2021 sonu için yüzde 20,9 ve 2022 sonu itibariyle de yüzde 21,5’lik bir enflasyon tahmini yapıyoruz. Uygulanan deney sonunda gösterge faiz oranı tekrar yüzde 20’ye yükseleceğinden, dolar-TL’nin 10.00’da sabitlenebileceğini belirtmek isteriz (…) Lira’nın yeniden istikrar kazanması için (örneğin IMF gözetiminde yapılacak) bir tür rejim değişikliği veya kurumsal devir gerekli olabilir.”
Altı ay içinde uygulamaya konacak olan politikaların neler olacağını tahmin etmenin adeta imkansız olduğunun ifade edildiği raporda, Merkez Bankasının uygulayacağı tedbirler şu şekilde sıralanıyor:
“Faiz oranının önümüzdeki aylarda istikrarlı bir şekilde düşeceğini varsayıyoruz (3. çeyreğe kadar yüzde 13). Yöneticiler bu süreçte swap limitleri, kısa pozisyonlara getirilen kısıtlamalar, dövize endeksli işlemlerin yasaklanması, döviz mevduatı üzerindeki kısıtlamalar vb. gibi yöntemlerle döviz kurunu sabit tutmaya çalışacak. Döviz kuru üzerindeki baskı arttıkça ‘daha sert’ sermaye kontrolleri gelmeye başlayacak.”