Devasa satış hikayesinin ardından, özel sektör tarafından kurulan Turkcell’in nasıl olup da devletin eline geçtiği hikayesi de yeniden gündeme geldi.
Varlık Fonu Turkcell’in en büyük hissesini satın aldı Varlık Fonu’ndan yapılan açıklamaya göre Turkcell’in en büyük hissedarı Telia’nın hisseleri 530 milyon dolar karşılığında alındı. Çukurova Holding dolaylı hisselerini satarak Turkcell’den çıkış yapacak. Çukurova’nın hisseleri Varlık Fonu bünyesinde bulunan Ziraat Bankası’na 1,6 milyar dolarlık kredi borcu sebebiyle teminat olarak gösterilmişti.
T24’ün ekonomi yazarı Barış Soydan, “Yabancı yatırımcıyı suya götürüp susuz getirme hikâyesi: Özel sektörün kurduğu Turkcell devletin eline nasıl geçti?” başlıklı, 18 Haziran tarihli yazısında, “Bu kısa haberin arkasında çekişmelerle, entrikalarla, saray oyunlarıyla dolu koca bir tarih var” ifadelerini kullandı.
Turkcell’in kurulduğu döneme dair kısa bir bilgi de veren Soydan, “Turkcell’i Çukurova Holding’in patronu Mehmet Emin Karamehmet ve Murat Vargı 1994’te kurmuş, daha sonra İsveçli telekomünikasyon şirketi Sonera’yı (Şimdiki adıyla Telia) ortak almıştı. 2000 yılına gelindiğinde şirketin ortaklık yapısı şöyleydi: Turkcell Holding A.Ş. (yüzde 51; Turkcell Holding’in hisse yapısını yazının sonunda aktaracağım), Çukurova Grup Şirketleri (yüzde 15.5), Sonera Holding (yüzde 13.3), halka açık (yüzde 10.5) ve diğer hissedarlar (yüzde 9.7)” hatırlatmasında bulundu.
2001 Krizi’nde devlet Çukurova Holding’in bankaları Yapı Kredi ve Pamukbank’a el konulduktan sonra Karamehmet’in mali zorluğa girdiğini kaydeden Soydan, “Mali zorluktan kurtulabilmek için Turkcell’deki hisselerinin bir kısmı karşılığında Rus Alfa’dan borç aldı. Telia buna karşı çıktı: Sözleşmeye göre hisse devrinde önceliğin şirketin diğer ortaklarında olduğunu, Alfa’nın hisselerinin kendisine verilmesi gerektiğini öne sürüyordu” satırlarıyla anlaşmazlığa işaret etti.
Telia’nın Turkcell’i ele geçirme hayaline kapıldığını ifade eden Soydan, yazısını şu satırlarla sürdürdü:
“Alfa’ya devredilen veya rehnedilen (Çukurova, Alfa’ya hisse devri yapılmadığı, borç karşılığı hisse rehni yapıldığını savunuyordu) hisselerinin kendisine verilmesi için yurt dışında tahkime gitti. ‘Ele geçirme hayaline’ dedim çünkü başka ülkelerde normal sayılabilecek böyle bir girişime AK Parti iktidarının izin vereceğini düşünebilmek için bence Türkiye siyaseti konusunda zır cahil olmak gerekiyordu. Telia bu boş hayalin peşinde yıllarca koşacaktı…
Turkcell’de fırtına yılda bir kez yapılan şirket genel kurulunda kopacaktı. O toplantı 2010-2014 arasında bir türlü yapılamadı. Çünkü devlet Hükümet komiserini göndermiyordu.
Derken iktidar, Gordiyon’un düğümünü kılıçla kesti: Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından alınan bir kararla Turkcell’in yönetim kurulu lağvedilmiş, yeni yönetim kurulunun ‘bağımsız’ üyelerden oluşacağı ilan edilmişti. Bağımsız? Canım, ortaklardan bağımsız, yoksa Türkiye’de devletten bağımsız iş yapmaya kim cesaret edebilir? ‘Bağımsız’ yönetim kurulu üyeleri arasında eski Bakanlar Atilla Koç, Hilmi Güler gibi isimler vardı. Turkcell aslında o gün devlete geçmişti.”