Sözcü yazarı Saygı Öztürk, deprem bölgesi Adıyaman’daki vatandaşların bölgede yaşananlara ilişkin anlatımlarına yer verdiği bugünkü köşesinde, Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Gani Bereket’in, “Durum hiç iyiye gitmiyor, hâlâ yönetim karmaşası var. Yalnız Adıyaman’da değil deprem felaketini yaşayan her ilimizde tam anlamıyla kaos var” sözlerini aktardı.
Saygı Öztürk’e konuşan bir vatandaş, şunları kaydetti:
“Adıyaman’ın Valisi, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü, AFAD il Müdürü, Sağlık Müdürü var. Hepsi görevinin başında. Ama Olağanüstü Hal (OHAL) nedeniyle farklı illerden görevlendirilen ve Adıyaman’da koordinasyonu sağlamaya çalışan dört vali, vali yardımcıları, sağlık müdürleri, AFAD müdürleri, değişik yerlerden sorumlu olarak kentteki düzeni sağlayama çalışıyor.
Ancak, Adıyaman’da çadır kurmak isterseniz, birçok AFAD müdürüyle, belediye yetkilisiyle, görüşüp, onay almak zorundasınız. Hepsi başkasına havale ediyor. Dolayısıyla memlekete kurulması için getirilen çadırın üstüne çalınmaması için oturup iki-üç gün bürokrasiyi aşmaya çalışıyoruz. Bu arada kuramadığınız çadır yüzünden vatandaş sizinle kavga ediyor. Güvenlik için jandarmayı aradığınızda il jandarma komutanının dışında ulaşmanız gereken en az 10 albay, çok sayıda emniyet müdürü var. Onlar da ‘Burası bizim bölge dışında’ deyip evrak havalesiyle meşguller.
“Bir günde yapmamız gereken işi ağır işleyen ve kimin ne yaptığı belli olmayan, eşgüdümün bulunmaması sonucu ancak 4 günde tamamlayabildik”
Bir dernek, Adıyaman’a 100 adet çadır getirdi. Belediye ile protokol imzalandı, çadırlar belediyenin tahsis ettiği alana kurulacaktı. O bölgeden sorumlu AFAD yetkilisine de bilgi verildi. Çadır kurulacak alan protokol gereği belediye tarafından düzeltildi. Çadırların kurulumu gecikince hava da kararmaya başladı. Çadırların bir an önce kurulması için jandarmadan yardım istedik. Jandarma, ‘Orası bizim değil, polisin sorumluluğunda’ dedi. Madem öyleyse, emniyetten destek almak için gittik. Sadece bir polis görevlendirildi.
Bu aşamada vatandaş, çadırları söküp götürmeye çalıştı. Uzun çabalar sonucu bir grup asker geldi ve çadırları kurduk. Normalinde bir günde yapmamız gereken işi ağır işleyen ve kimin ne yaptığı belli olmayan, eşgüdümün bulunmaması sonucu ancak 4 günde tamamlayabildik.”
Adıyaman’da kamu görevlisi: Evim yıkıldı, devlet, barınacağım bir çadır vermedi
Adıyaman’da bir kamu görevlisi ise şunları anlattı:
“Evim yıkıldı. Devlet, barınacağım bir çadır vermedi. Şehirde içecek su yok. Belediye ‘şehir su şebekesinden su içilmemesi’ uyarıları yapıyor. Tuvalet, banyo yok. Çarşı-Pazar, mahalle, şehir yok. Her yer aspest, moloz yığını. Devlet evi yıkılana çadır verememişken, konteynerleri temin edememişken, kamu kuruluşları binaları AFAD tarafından kullanılırken, bu personel mesai saati içinde ne yapacak? Mesaisi bittiğinde nereye gidecek, nerede yemek yiyecek? Kendinizi onun yerine koyun.”
Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası: Durum hiç iyiye gitmiyor, hâlâ yönetim karmaşası var
Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Gani Bereket ise durumun iyiye gitmediğini belirterek, şunları kaydetti:
“Hâlâ yönetim karmaşası var. Kimin ne yaptığı belli değil. Fenerbahçe yöneticileri geldi. Çadır kent kuracaklardı. Şimdi çadır kentte de kimse kalmak istemiyor. İnsanlar kendi evinin önüne çadır kurmak istiyor. Evinden kopamıyor. Köyden gelen insanı çadır kente yerleştirmek yerine, onları köylerine yerleştirelim. Şehrimizi tanımayan insanlar gelip burayı yönetmeye çalışıyor. Bizden destek almak da istemiyorlar. Çadır geliyor, alt yapı sorunu var. Altyapıyı Adıyaman Belediyesi’nin tek başına çözmesi mümkün olmuyor.
Çadırı bulanlar kendini ilk günlerde çok şanslı buluyordu. Şimdi, konteynere geçmek istiyorlar. Yalnız Adıyaman’da değil, deprem felaketini yaşayan her ilimizde tam anlamıyla kaos var.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.