Cemaat’e yakınlığıyla bilinen İzmir’de Şifa Üniversitesi’nin 11 hastanesine kapatma kararı çıktı.
Şifa Üniversitesi Hastaneleri’yle ilgili Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK) kapatma kararı çıktı. Karara göre, üniversitenin İzmir Bornova’daki hastanesi, İzmir Basmane’deki hastanesi ve 9 polikliniği ruhsatları iptal edilerek kapatılıyor.
Aynı şekilde Başkent Üniversitesi’ne bağlı Zübeyde Hanım Tıp Merkezi için de kapatma kararı verildi
İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın “Olur” imzasının da bulunduğu yazıda, YÖK’ün 26.11.2015 tarihli kararında, tıp fakültelerine bağlı semt polikliniklerinin eğitime yönelik olmaması nedeniyle kapatılması, eğitime yönelik çalışacak olanların ise yeniden YÖK’ten 6 Aralık 2015 tarihine kadar ruhsat alması gerektiği hatırlatıldı. Polis ve İl Sağlık Müdürlüğü görevlileri bu kapsamda çalışan Şifa Üniversitesi’nin dokuz, Başkent Üniversitesi’nin Zübeyde Hanım Tıp Merkezi adıyla bir merkezinde 9 Aralık tarihinde tespit yaptı. Tespitte bu merkezlerde 6 Aralık tarihinden sonra da hasta tedavi ve sağlık hizmetinin devam ettiği belirlendi.
Ekipler Valilik onayı ile tebliğ ettikleri yazıyla, nakli mümkün olmayan hastaların tedavilerinin tamamlanmasından, nakli mümkün olanların başka hastanelere nakillerinin ardından Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulacağı bildirildi.
REKTÖRLÜKTEN AÇIKLAMA
Şifa Üniversitesi Rektörlüğü uygulama konusunda yazılı açıklama yaptı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Üniversitemizin ek binaları İzmir valiliğinin oluru ile il sağlık müdürlüğü tarafından kapatılma işlemi başlatılmıştır. YÖK’ün semt poliklinikleri başlıklı kararında vakıf üniversitelerin eğitim hizmeti verilmeyen semt polikliniklerinin 6 Aralık tarihine kadar kapatılması istenmiş olmasına rağmen İzmir Valiliği’nce eğitim hizmeti verilen tüm ek binalarında işlem yapılmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki faaliyetin durdurulması işlemleri adli bir sürecin sonunda değil, YÖK’ün daha önce aldığı ve şu an itibariyle Danıştay’da iptal davasına konu olan bir kararına dayanmaktadır. Ek binalarımızda yatarak tedavi gören hastalarımızın tedavilerine tamamlanıncaya kadar devam edilecektir. Bornova uygulama araştırma merkezimizin hasta kabulüne hiçbir kısıtlama getirilmemiştir. Diğer taraftan YÖK’ün belirtilen kararı sadece üniversitemizle ilgili olmayıp sağlık alanında eğitim ve hizmet veren tüm Türkiye’de faaliyet gösteren vakıf üniversitelerini kapsamaktadır. Doğrudan kurumumuza yönelik bir uygulama söz konusu değildir. Yapılan bu işlemlere karşı kurumumuz tarafından en kısa sürede yasal yollara başvurularak söz konusu işlemlerin iptali ve doğan zararların tazmini yoluna gidilecektir.”
SEDAT LAÇİNER, MEHMET ALTAN VE ESER KARAKAŞ KARARI HABERDAR’A DEĞERLENDİRDİ
SEDAT LAÇİNER: HUKUK SİYASETE UYDURULMAYA ÇALIŞILIYOR
Operasyonun maksadı sağlıkla, eğitimle ilgili değil. Bu kapatma kararının konusu en son sağlık ve eğitimdir. Bu mesele, Hükümet ve Cemaat kavgasıdır. Hükümet, Cemaat’i bitirmek için her yolu deniyor. Dolayısıyla karar siyasi bir karardır. Hukuk siyasete uydurulmaya çalışılıyor.
ESER KARAKAŞ: DURUM SİYASİ DEĞİL PSİKİYATRİK
Bir baba oğul telefon konuşmasının alenilestirilmesinin intikamı hastane kapatmaya kadar gitmemeli idi, durum artık siyasi degil psikiyatrik.
Konunun siyaseten analiz edilecek bir yanı kalmamıştır. Amerika’nın 1950’lerdeki Mc Carty dönemini Türkiye yaşamaktadır. Ancak bunun faturası fena çıkacaktır.
Hastaneler, üniversiteler kapatılıyor. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. YÖK kararında, tıp fakültelerine bağlı semt polikliniklerinin eğitime yönelik olmamasını neden göstermiş.
Çapa’nın bütün polikinikleri araştırmaya, eğitime mi yönelik? Orada vatandaşa hizmet veriliyor kamu hizmeti nihayetinde.
Siyasi eleştiriler sağlıklı bir eleştiri değil. Olayı artık siyaset bilimciler değil ruh bilimciler incelemelidirler.
MEHMET ALTAN: 17/25’İ UNUTTURMAK İÇİN YAPIYORLAR, VİCDANLARA SIĞMAZ
YÖK 12 Eylül rejiminin Türkiye’ye getirdği ve büyük çoğunluğun olmaması gerektiği yönünde görüş belirttiği, 12 Eylül’ün üniversiteleri askerileştirmek için kullandığı bir kurum.
AKP seçim yasası gibi işine gelen diğer 12 Eylül’ün mirası unsurları kendi siyasal amaçları için demokratikleşme adına çalıştığını söylediği dönemde dahi kaldırmadı.
Üniversiteleri siyallaştırmak üniversiteleri asıl işlevinden, ruhundan koparır. 12 Eylül rejiminin kurumlarını kullanmak vicdanlara sığmaz. Son kitabımda da ifade ettiğim gibi rövanşist bir tutumla cami-kışla kavgası kimseye fayda vermez.
Hastanelerle uğraşmak, anlamlı, vicdanlı değildir.
17-25’i unutturmak için 17-25’in yıldönümünde yapılıyor bir de. Ama bilmiyorlar ki üzerini kapatamazlar. Bu uygulama demokrasinin özüyle zıtlaşan bir uygulamadır. Vicdanlara sığmaz
KAYNAK: HABERDAR