18 Ekim tarihinde ‘Akademik Yıl’ açılış töreninde konuşan Erdoğan, ‘görünüşte demokratik’ olarak tanımladığı rektörlük seçimlerinin üniversitelerde ‘gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları’ artıran bir işleve büründüğünü savunarak şunları söylemişti: “Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK’ün ve cumhurbaşkanının takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum.”
Erdoğan’ın açıklamasına Saraç’tan “Böyle bir yasal düzenlemeyi akademik camianın da destekleyeceğini düşünüyorum” açıklamasıyla ‘destek gecikmemişti’.
‘İki aşamada seçim devam ediyor’
29 Ekim gecesi Resmi Gazete’de yayınlanan 676 sayılı KHK’yla devlet ve vakıf üniversitelerinde rektörlük seçimlerinin kaldırılıp rektör atama yetkisinin cumhurbaşkanına verilmişti.
AA’ya konuşan Saraç, rektörlük seçimlerinin daha önce üniversite, YÖK ve cumhurbaşkanlığı olmak üzere üç aşamada yapıldığını hatırlatarak, rektörlük seçiminin ilk aşamasının kaldırıldığını, diğer iki aşamadaki seçimin devam ettiğini söyledi.
‘Öğretim üyelerimiz çok rahatladı’
Rektörlük seçimlerinin üniversitelerde ‘onulmaz yaralar’ açtığını ve ‘ilelebet sürecek bir kan davasına dönüştüğünü’ savunan Saraç, bu ‘husumet ortamı’nın üniversitelerden kalkmasının sevindiğini söyledi.
400’e yakın müracaat yapıldığını aktaran YÖK başkanı şöyle devam etti: “Arkadaşlarımız bugün ve yarın da sürdürecekler mülakatları. Elimizdeki profile, bu malzemeden uyanları tespite çalışıyoruz. Her il için farklı bir profil. Daha sonra seçim yaparak üçe indireceğiz. Cumhurbaşkanımız da tabii ki bir seçim yapacak ve rektörlük süreci tamamlanacak.”
Üniversitelerdeki rektörlük seçimlerinin bir parti yarışı şekline dönüştüğünü öne süren Saraç, “Seçimlerin kaldırılmasında başta rektörler olmak üzere öğretim üyelerimiz çok rahatladı. Biz de yasamaya müteşekkiriz” dedi.