Şubat 2017’de çalışmalarına başlayan komisyon, Haziran 2018’de çalışmalarını tamamladı. Her 3-4 ayda bir kitap hazırlayıp bakanlığa teslim eden komisyon, ortalama 15 ay gibi bir süre çalıştı.
Bakanlık da kendi içerisinde içerik ve görsel olarak ders kitaplarını incelemeye tabi tutuyor. İncelemesi biten ders kitapları okutulmak üzere okullara gönderiliyor.
MEB’e bağlı okullarda, Yaşayan Diller ve Lehçeler Seçmeli Dersler arasında Zazaki seçmeli dersi de yer alıyor.
Bingöl Üniversitesi Zaza Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden komisyonda yer alan 4 akademisyenden biri olan ve aynı zamanda kitapların editörlüğünü de yapan Murat Varol, seçmeli derse olan talebi ve hazırladıkları kitaplar ile ilgili çalışmaları Independent Türkçe’ye anlattı.
“Kitabın basılması için en az bin öğrencinin dersi seçmesi gerekir”
Akademisyen Murat Varol, seçmeli derslerle ilgili talebin Şubat ayında alındığını belirterek, bakanlığın da tercih edilen derse göre kitap hazırlayıp okullara gönderdiğini söyledi.
9 Eylül’de başlayacak yeni eğitim-öğretim yılı için Zazaki ders kitaplarının okullara gönderildiğini aktaran Varol, “Seçmeli derslerde bu yıl öğrencilere dağıtılacak olan kitaplar 5 ve 6. sınıf kitapları. Bunlar basıldı ve okullara gönderildi. Seçmeli derslerde bir ders kitabının basılması için en az bin öğrencinin dersi seçilmesi gerekiyor. Bu seçmeli dersler için böyle. Türkiye’nin herhangi bir yerinde bin kişi seçerse o ders kitabı okula gönderiliyor. Bu sadece Zazaca ve Kürtçe ders kitapları için değil, Yaşayan Diller ve Lehçeler kapsamındaki diğer tüm diller için geçerlidir” dedi.
“Öğrenci bulmakta yetersiz kalıyoruz”
Talebin binin altına düşmesi durumunda bakanlığın ders kitabını EBA’dan (elektronik kaynak sitesi) yayınladığını kaydeden Varol, isteyen öğretmen ve öğrencilerin EBA’dan yararlanabildiğini belirtti.
Uzun yıllardır dilin daha işlevsel hale gelmesi için çabaladıklarını buna rağmen bazı sınıflarda dersi talep eden öğrenci sayısının binin altında kaldığını hatırlatan Varol, “Burada biraz aynayı kendimize doğru tutmamız gerekiyor. Bu kritik süreçte, dillerin önü böylesine açılmışken, ders kitaplarının yazımı yapılmışken, bu derslerin okullarda seçilmesinin olanakları açılmışken, Türkiye’nin her tarafındaki bütün öğrenciler bu dersi seçebilecekken biz dersi seçen bin öğrenci bulup da bu kitabın basılması konusunda yetersiz kalabiliyoruz” diye konuştu.
Medyada “diller ve kültürler yok ediliyor” söyleminin gerçeği yansıtmadığı savunan akademisyen Varol, devamında şu değerlendirmede bulundu:
“Geri dönüp kendi sorumluluğumuza baktığımızda söylenenlerin çok da doğru olmadığını görüyoruz. Bugün Zazaca ve Kürtçe ders kitapları için söyleyelim, her bir dersi 40 bin 50 bin öğrenci seçtiğinde, bu muazzam bir talep anlamına gelecek ve bakanlık da her yıl on binlerce Zazaca ve Kürtçe ders kitabı basacak. Daha fazla öğretmen alımı anlamına gelecek. Bu sürecin önünü açmak, daha güzel bir noktaya ulaştırmak, bizlerin, velilerin, öğrencilerin ve halkın işi. Burada bize düşen görev bu süreci daha iyi yönetmek.”
KAYNAK: INDEPENDENT TÜRKÇE – ABDULHAKİM GÜNAYDIN
