Bölgede kız çocukların okullaşma oranında düşüş yaşanıyor. Bu durum Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim Sen) paylaştığı verilere de yansıdı. Eğitim Sen’in verilerine göre, 2012-2013 eğitim öğretim yılında yüzde 98,9 olan kız çocuklarının okullaşma oranı, 2020-2021 eğitim öğretim yılında yüzde 93,1 e kadar geriledi.
Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Eşbaşkanı Zülküf Güneş, Türkiye’de kız çocuklarının okullaşma oranlarında yaşanan düşüşün Türkiye geneline yayılmış bir sorun olduğuna dikkat çekti.
‘BÖLGE İLLERİNDE DAHA DÜŞÜK’
Kız çocuklarının okullaşma oranlarının bölge illerinde daha fazla olduğunu, bunun sebebinin ise bölge illerinde eğitim olanaklarının yetersizliği ile kız çocuklarının mevsimlik tarım işçisi olmaları, ev işlerinde daha fazla çalışmalarıyla ilişkili olduğunu ifade etti. Güneş, “2019 yılından sonra özellikle kırsal alanlarda yaşayan çocuklar başta olmak üzere merkez okullarında kız çocuklarının okullaşma oranlarında oldukça büyük bir düşüş yaşandı. Okullardan ayrı kalan çocukların, ev, mevsimlik işler veya evlendirmelerle okuldan alıkonulduklarını görüyoruz” dedi.
CİNSİYETÇİ KONULAR
AKP iktidarının gücünü toplumun her alanında tahsis ettirdikten sonra başta eğitim alanı olmak üzere birçok alanda değişiklik yaptığını kaydeden Güneş, iktidarın söz konusu değişikliği akademik ve bilimsel konularda da yaptığını, geçerli olan müfredatı sadeleştirip yerine dini ve dogma bilgilerin olduğu bir eğitim sistemi hazırladığının altını çizdi. Güneş, şunları söyledi: “Özellikle 2012 yılından sonra eğitim sisteminde ciddi değişiklikler yaşandı. Ders kitaplarında daha çok cinsiyetçi ve dini konuları yerleştirildiklerini gördük. Eğitim kitaplarında kadının toplumsal statüsünü ev işi yapma, çocuk bakma ve temizlik yapma rol model olarak kitaplarda işlendiklerini görüyoruz.
‘EĞİTİM CİNSİYETÇİ FORMA DÖNÜŞTÜ’
Erkek çocuğunda daha çok baba rolünde ve çalışan bir rolde işlediklerini görüyoruz. Bununla beraber toplumsal algıda cinsiyetçi bir toplum yapısı oluşuyor. Bu durum kız çocuklarında cinsiyetçi söylemler ve cinsiyetçi yönelimler sonucu başarılı olma durumunda eksiklik görülüyor. İktidarın eğitimi cinsiyetçi bir forma dönüştürmesi, kız çocuklarının okullardan uzaklaşması sonucu okullaşma oranı düşüyor.”
‘KRİZİN EN ÖNEMLİ SACAYAĞI EĞİTİMDİR’
Eğitimdeki krizin iktidarın yönetememe halinden kaynaklı olduğuna dikkat çeken Güneş, uzun soluklu eğitim politikası olmayan ülkelerin günübirlik eğitim politikalarıyla eğitimi sürdüremeyeceğini kaydetti. Güneş, “Türkiye’de yaşadığımız tıkanma bundan kaynaklı. Eğitim sisteminin tıkanması; ekonomik sistemin çökmesi, siyasi krizin bu denli derinleşmiş olmasının tek sebebi eğitim politikasının yetersiz olmasıdır. Neredeyse her yıl eğitim bakanı değişir, yine birkaç yılda da bir sınav sistemi değişikliği ya da lise ve üniversitelere yerleşme sisteminde değişiklikler olur. Bu her bir değişiklikte bir öncekini aratır düzeyde oluyor. Akademik başarı düşüyor, ders ortalamaları düşüyor. Uzun vadeli bir eğitim politikası olmadığı zaman diğer planlamalara ekonomi, siyasi, politik, kültürel ve sanatsal planlamaları yapmak da mümkün olmuyor. İktidarın şu an yaşadığı kriz halinin en önemli sacayağı, eğitim sisteminin tıkanmış olmasıdır” dedi.