İlkokul ve ortaokul düzeyinde 17, lise düzeyinde 24, imam hatip ortaokulu ve imam hatip lisesi düzeyinde 10 olmak üzere toplam 51, sınıflar esas alındığında 176 müfredat yenilenmişti. Evrim teorisi çıkarılmış, ‘cihat’ kavramı girmiş ve Atatürk’e daha az yer verilmişti. Yılmaz, ‘cihat’ kavramına gelen eleştirilere, “Rahatsızlık duymayın, dinimizde var” diye yanıt vermişti.
Bakan müfredattan çıkarılan evrim için, “Karşı değiliz. Bilim bir şey diyorsa buna karşı olabilmek mümkün değil” demişti.
‘Eğitim kalitesi çok iyi bir durumda’
AA’nın aktardığına göre, müfredat bilgilendirme toplantısında konuşan Yılmaz, Türkiye’de eğitimi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmak için büyük mesafeler kat ettiklerini savundu.
Bakan şöyle devam etti: “Eğitim kalitesi geçmişe kıyasla gerçekten çok iyi bir durumda, iyi bir yerlere taşıdık. Bugün başarılı olunan her alanda milli eğitim camiasının her ferdinin ayrı ayrı payı vardır.”
En demokratik ve çoğulcu müfredatı oluşturduklarını öne süren Yılmaz şöyle konuştu: “Oldukça geniş bir katılımla ve demokratik bir anlayışla yenilenen müfredatta ahenkli bir bütünlük sağlandı. 100 bin veya detaylı düşünürsek 1 milyona yakın değişiklik olmasına rağmen hemen hemen herkesin üzerinde eleştiri yaptığı bir iki konuyu geçmedi. Eğer bunu yüzdeye vurursanız yüzde 1, binde 1 belki on binde 1 bile değildir. Üç-dört konu dışında kimsenin yeni bir teklif, öneri, eleştiri getirdiği görülmedi.”
‘En iyi, en doğru müfredat…’
Müfredatın tüm üniversitelere gönderildiğini ve görüş istendiğini aktaran bakan, görüş bildiren üniversiteleri de açıkladı: “Ankara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Bülent Ecevit Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, ODTÜ, Ömer Halisdemir Üniversitesi diye gider.”
Bu ana kadar yapılmış ‘en iyi, en doğru, öğrencinin menfaatine ve Türkiye’nin de 21. yüzyılda evlatlarını hazır edeceği’ bir müfredatın hazırladığını söyleyen Yılmaz, sözlerini şöyle bitirdi: “Gereksiz konuları çıkardık, parçalanmış olan yerleri birleştirdik. Disiplinlerarası değişimi yaptık. Yani ‘Coğrafyada olması uygun değildir’ dediklerimizi biyolojiye aldık, fizikte olması uygun olmayan konuları kimyaya aldık veya ilkokulda olması uygun olmayan konuları ortaokula aldık. Hatta bazı konuları da orta öğretimde değil yüksek öğretime alınması şeklinde bir tercihte, değerlendirmede bulunduk.”
