Ukrayna’daki silahların yakın gelecekte uluslararası alanda oluşturabileceği riskler için uyarılarda bulunan uzmanlar, tarihten ders alınması gerektiğini savundu, önlem alma çağrısı yaptı.
Uluslararası Organize Suçlara Karşı Küresel İnisiyatif (GI-TOC), önlem alınmadığı takdirde Ukrayna’nın gelecekte “anarşinin cephaneliğine dönüşebileceği” uyarısında bulundu.
Cenevre merkezli GI-TOC tarafından yayımlanan, “Rusya-Ukrayna savaşı ve yasa dışı silah ticareti” başlıklı araştırma raporu, Ukrayna’ya yığınla gönderilen silah ve mühimmatın ileride çetelerin, organize suç örgütlerinin ya da istenmeyen başka grupların eline geçebileceğine dikkat çekiyor, uyarılara ve önerilere yer veriyor.
Demokrasi, insan hakları, yolsuzluk, organize suçlarla mücadele alanlarında 500’den fazla uzmanın görev yaptığı GI-TOC, alanındaki en yetkin örgütlerden biri olarak görülüyor ve yayınları uluslararası alanda dikkate alınıyor.
Savaş, ciddi sorunları ikinci plana attı
Mark Galeotti ve Anna Arutunyan’ın kaleme aldıkları raporda, Rusya’nın Şubat 2022’deki saldırısının Ukraynalıları varlık-yokluk mücadelesiyle baş başa bıraktığı, tüm kesimlerin farklılıklarını bir kenara bırakıp, birlik içinde hareket etmeye başladığı vurgulandı.
Ancak savaşla birlikte, ülkedeki diğer bir çok önemli sorunun ikinci planda kaldığına işaret edilen raporda, bu süreçte “yolsuzluklar, organize suçlar, oligarşik güç” gibi ciddi sorunlar üzerindeki dikkatlerin dağıldığı kaydedildi.
2021 yılı Küresel Organize Suç Endeksi’nde, Ukrayna’nın yüksek yolsuzluk ve suç oranlarının bulunduğu ülkeler arasında yer aldığını hatırlatan uzmanlar, savaş sonrasında ise bu konuların ikinci plana düştüğüne işaret etti.
Raporda, “Tarih, genellikle suçluların kriz dönemlerinden güçlenerek çıktığını göstermiştir” tespitine yer verilerek, bu sorunların üzerine gidilmemesi durumunda, savaştan sonra çok daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulunuldu.
Savaşın yol açtığı büyük değişim
Raporda, Rusya’nın ilhak ettiği Donetsk ve Luhansk’ta, savaş öncesinde de yolsuzluk ve organize suçların görüldüğü hatırlatıldı. Bugün ise bölgede büyük bir değişimle, bu kez Rus askerleri, yerel milisler ve çetelerin anarşik yağma, vurgunculuk ve diğer suçlarını sürdürdükleri kaydedildi.
Uzmanlar, Ukrayna’da hükümetin kontrolü altındaki bölgelerde ise oligarkların gücünün büyük ölçüde sınırlandırıldığına, suç örgütlerinin hareket alanın da daraldığına dikkat çekti. Bununla birlikte uzmanlar, yeni yasa dışı sektörlere kayan organize suç örgütleri ile varlığını sürdüren yolsuzluk ve yasa dışı tekellerin, gelecekteki “fırsatlardan” yararlanmaya hazır beklemede olduklarını ifade etti.
Geçmişten ders çıkarılabilecek mi?
Raporda, yakın tarihte savaşlar sonrasında karşı karşıya kalınan sorunlar hatırlatılırken, “Savaşlar sona erdiğinde, geride yalnızca silah kullanma beceri ve kapasitesine sahip yaralı, öfkeli, duygusal olarak yıpranmış savaşçılar kalmaz. Savaş aynı zamanda muharebe alanlarında zehirli ganimetleri ve silahları miras bırakır. Çatışmalar durduğunda, ordular terhis edilmeye başlandığında, işte o zaman silahların yayılması ve hatta şiddet içeren suçların artışı ile ilgili en büyük tehlike baş gösterir” tespitine yer verildi.
Sovyetler Birliği’nin Afganistan işgali sırasında, ABD’nin silahlı Afgan gruplara verdiği silahların bir kısmının sonraki dönemde cihatçı terör gruplarının eline geçtiğine dikkat çekildi. Ayrıca bölgede Sovyet yapımı Kalaşnikoflar’ın da yayıldığı anımsatıldı. ABD yapımı taşınabilir Stinger füzelerinin de Kuzey Kore, Somali, Sri Lanka, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Zambiya ve İran’a, daha sonra da Lübnan’daki Hizbullah’a kadar ulaştığına işaret edildi.
Benzer gelişmelerin, 1990’lı yıllarda Balkanlardaki savaşlardan sonra da gözlemlendiğine vurgu yapılan raporda, tarihin tekerrür etmemesi için Ukrayna ile ilgili önlem alınması çağrısı yapıldı.
“Anarşi cephaneliği riski”
GI-TOC raporunda savaşların çoğu zaman devlet kontrolü altında olmayan silahlanmaya alan açtığına işaret edilerek, Ukrayna’daki silahların ileride devlet dışı aktörlerin, isyancılarla suç örgütlerinin eline geçmesinin oluşturabileceği tehdide vurgu yapıldı.
Risklerin bertaraf edilmesi için uluslararası topluma önerilerin sıralandığı raporda, “Bu tehdit proaktif ve yaratıcı bir şekilde ele alınmazsa, mevcut savaş sona erdiğinde Ukrayna’nın savaş bölgeleri, Afrika’daki isyancılardan Avrupa sokaklarındaki çetelere kadar geniş bir alanda herkesi silahlandıran, yeni bir anarşi cephaneliğine dönüşebilir ve dönüşecektir” uyarısı yer aldı.
“Yayılmanın boyutu ve niteliği hafifletilebilir”
GI-TOC’un araştırma raporunda, küresel suç örgütlerinin şimdiden dikkatlerini Ukrayna’ya yığınla gönderilen silahlara çevirdikleri belirtilirken, gelecekte silah kaçakçılığını, silahların yayılma boyutu ve niteliğini hafifletmek için önlemler alınabileceğine işaret edildi.
Öncelikli sorumluluğun Ukrayna’da olduğu kaydedilirken, yapılması gereken yasal reformlar sıralandı, devletin ödül amacıyla askeri tabancalar hediye etme uygulamasına son vermesi istendi.
“Yolsuzlukla mücadele” ise en önem atfedilen başlık olarak öne çıkartıldı. “Ne de olsa savaştan önce Rusya ile birlikte Ukrayna, Avrupa’nın en yolsuz ülkelerinden biri olarak kabul ediliyordu ve Devlet Başkanı Zelenskiy 2019’da yolsuzlukla mücadele etmesi için seçildi” denilen raporda, devletin her kademesi ve her kurumunda yolsuzluğun yaygın olduğu, bu alandaki mücadelenin de büyük önem taşıdığı vurgulandı.
“Af ve geri alım” önerisi
Uzmanlara göre, vatandaşlara yapılacak çağrılar, silahların yayılmasını önlemede yeterli olmayacak. “Ancak nakit işe yarayabilir” ifadelerine yer verilen raporda, silah kaçakçılarının önünün kesilmesi için “Af ve geri alım” formülünün etkili olabileceği, aksi takdirde silahların kaçakçıların eline geçmesinin yol açacağı sorun ve maliyetlerin çok daha ağır olacağı aktarıldı. Bu stratejinin sonuç vermesi için de yasa dışı silah bulundurmanın sonuçlarını gözler önüne serecek operasyonlar yürütülmesi gerekeceği ifade edildi.
GI-TOC’un partner ülkelerden beklentileri
Raporun son bölümünde uzmanlar, Ukrayna’daki silah ve mühimmatların yayılma tehlikesinin Batılı müttefiklerin öncelikleri arasında yer alması gerektiğinin altını çizdi.
Silahları güvence altına almak ya da imha etmek için bunların izini sürmek ve toplamak gerekecek. Bunun için de partner ülkelerin, Ukrayna makamlarının yetkinliğini geliştirmeye destek vermeleri gerekecek.
“Ukrayna’nın polisine yardım etmek aynı zamanda Ukrayna’nın sınırlarının korunmasına verilmiş bir destektir. Böylece komşu ülkelerin güvenliğini de güçlendirilir” ifadeleriyle güvenlik alanında işbirliğinin artırılması gerektiğini anlatan uzmanlar, silah kaçakçılığı ile etkili mücadele için Ukrayna istihbaratının reformunun da önemli olduğunu not düştü.
“Sınırda ve sınır ötesi işbirliği” başlığı altında da uluslararası silah kaçakçılığı ile mücadelede, istihbarat paylaşımının kritik bir rol oynayacağı vurgulandı.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – DEĞER AKAL