Arama kurtarma çalışmalarına katılanlar enkaz altında kalanları kurtarmak ve molozları kaldırmak için gece gündüz çalışmayı sürdürüyor.
Fakat Cinderes’de artık yıkıntılar altından canlı birini çıkarma umudu çoktan tükenmiş gibi.
Afrin çayı kenarındaki bu kasaba, deprem öncesinde, çevreleyen kırsal alanla birlikte toplam 100 bin nüfuslu bir yerleşimdi. Şimdi terkedilmiş gibi.
Cinderes meclisi başkan yardımcısı Yazan el Nasır BBC’ye, burada depremde en az 800 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi.
“Kasabanın yüzde yetmişi yıkıldı. Bu kasaba bitti. Tam bir yıkım” dedi.
Yaklaşık 4 bin ailenin barınacak yeri yok. Dışarıda yatıp kalkıyorlar.
Gözyaşlarını tutmaya çalışan Abdullah Mahmud el İsa, “Cinderes benim en büyük düşmanım artık çünkü burası bütün ailemi kaybettiğim yer” diyor.
“Ailemden 17 kişi öldü” diyen el İsa kardeşlerinin yaşadığı dört katlı binanın un ufak olduğunu anlatıyor.
“Bisküvi gibi dağıldı. Zemin ve duvarlar bisküvi kırıntılarına döndü. Yerle bir oldu.”
Ve hiç kimse yardıma gelmemişti.
“İlk üç gün boyunca cenazelere ulaşıncaya kadar kendi ellerimizle kazmayı sürdürdük. İnsanlar havasızlıktan, zamanında yardım gelmemesi ve yeterli kurtarma ekibi olmaması yüzünden öldü.”
İki çocuk babası el İsa, yerel sivil savunma birliklerinin ellerindeki yetersiz kaynaklarla ellerinden geleni yaptığını söylüyor.
Şimdi acilen bu dondurucu soğukta ailesiyle başını sokabileceği bir yer arıyor.
“Kızım sürekli neden bir çadırda yatamadığımızı soruyor ama kimse bize yardım ulaştırmadı.”
Suriye’deki Cinderes kasaba merkezinde yıkım
Kasabanın İHA ile havadan çekilen görüntülerinde alabildiğine uzanan enkaz yığınları arasında ayakta kalan çok az bina görülüyor.
Kurtarma gönüllüsü Muhammed “Cinderes’de yıkımın bu kadar büyük olmasının sebebi depremin merkez üssünün bulunduğu Türkiye sınırına çok yakın olması” diyor.
Bu bölgede on yılı aşkın süredir devam eden çatışmalarda kasaba bir çok kez el değiştirmiş farklı güçlerin kontrolüne geçmiş.
Başlangıçta daha geniş bir koalisyonun parçası olan Kürt güçleri, Suriye ordusunu bu bölgeden sürüp kontrolü ele geçirmişti.
Daha sonra buraya bir askeri harekat düzenleyen Türkiye sınırına yakın bazı bölgelerin kontrolünü Kürt güçlerinden aldı. Cinderes şu anda Türkiye tarafından desteklenen bazı silahlı Suriyeli milislerin denetimindeki bölgede.
Kasaba sakinlerinin bir çoğu bu süreçlerde bir çok kez yerinden olurken, daha güneydeki çatışmalardan kaçanların bir kısmı da buraya gelip yerleşti.
Aynı zamanda kasabanın deprem kriz merkezini yöneten Yazan el Nasır “Savaş yüzünden yerinden olan insanlar bir gün evlerine geri dönme umuduyla yaşadıkları için, yaşadıkları binaları güçlendirmek, güvenli kılmak için fazla bir çaba göstermediler” diyor.
“Yalnızca temeli sağlam bir kaç güçlü bina depreme dayanabildi.”
“Son yıllarda yasa dışı yapılarla ilgili sınırlamalar getirme ve bina güvenliği şartlarını uygulatma konusunda çabalar gösterildi ama bunlar depremin yol açtığı yıkımı engellemeye yetmedi.”
Ve el Nasır şimdi bu yoksul ve hijyen malzemesi ve yardımı yetersiz kasabada imkansızı başarmaya çalışıyor.
“Altyapı çok büyük hasar gördü. Su ve kanalizasyon şebekeleri çalışmıyor. Aşağı yukarı yüzde 40 ila 60’ı zarar gördü” diyor.
“Kuyular da depremde zarar gördü onlara da güvenemiyoruz.”
Suriye iç savaşında en şiddetli çatışmaların yaşandığı Halep’ten kaçarak Cinderes’e gelenlerden Ebu Eylf şimdi sokakta yaşıyor.
“Yaşadığımız dört katlı apartman çöktü tamamen yerle bir oldu” diyor ve karısı ve çocuklarıyla depremin ilk anlarında binadan çıkmayı başardıklarını anlatıyor.
“Yıkıntıların altıdan beş kişiyi canlı çıkarmayı başardık. 23 kişinin ise cenazesi çıktı. Nur içinde yatsınlar.”
“Herkes yolların kenarında yatıyor. Karımla çocuklarıma bir barınak buldum ama kendim de sokakta yatıyorum.”
Arif Ebu Muhammed gibi bazı depremzedeler, bunun hayatlarında başlarına gelen en korkunç şey olduğunu söylüyorlar.
Ebu Muhammed “Elektrik yok ve suyumuz, doğru düzgün yiyeceğim de yok” diyor.
“Suriye’nin kuzeyinde insanlar çok zor dönemler geçirdi ama bu trajedi umudumuzu yok etti.”