Volodimir Zelenskiy, Litvanya’nın başkenti Vilnius’a yüksek beklentilerle geldi.
Rusya ile savaş sonlandıktan sonra ülkesinin NATO’ya kabul edileceğine dair güvence bekliyordu. Dünyanın en güçlü askeri ittifakına üyelik takviminin, Ukrayna toprağına bir daha Rus askerinin ayak basamayacağı konusunda halkına bir umut ışığı sağlamasını istiyordu.
Ancak Zelenskiy’e özetle, ‘müttefikler üzerinde anlaştığında ve şartlar sağlandığında’ birliğe üye olacakları söylendi.
Sürpriz olmayan bir şekilde Ukrayna lideri buna tepki gösterdi ve NATO liderlerinin bir takvim dahi ortaya koymamasını ‘saçmalık’ olarak tanımladı. Şartlardan ne kast edildiği de Zelenskiy’e göre muğlak bir ifadeydi.
Ukrayna’nın NATO’ya üyeliğinin, savaş sonrası görüşmelerde Rusya’ya karşı pazarlıkta kullanılma olasılığına da çok kızdı.
Ancak Ukrayna lideri, NATO müttefikleri ile yüz yüze buluştuğunda diplomatik toz bulutu dağıldı.
Liderler ona, işlerin değiştiğini anlatmak ve Ukrayna’nın NATO’ya üye olacağı güvencesi vermek için birbirleri ile yarıştı.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Ukrayna’nı birliğe ait olduğunu söyledi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de zirvenin son gününde, eşitler olarak buluştuklarını, yakın bir zaman içinde de müttefikler olarak bir araya geleceklerini söyledi.
ABD Başkanı Joe Biden da üyeliğin gerçekleşeceğini kaydetti ve Ukrayna’nın doğru yönde ilerlediğini söyledi.
İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace da, bu zirvenin, Ukrayna’nın kültürel olarak NATO’ya ait olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Wallace ülkelerin artık Ukrayna’nın katılımı konusunda, ‘Olabilir mi?’ yerine ‘Ne zaman olacak?’ sorusunu sorduğunu da kaydetti.
Zelenskiy Kiev’e bu sıcak mesajlarla dönüyor.
Bunun yanında bazı somut kazanımları da oldu. NATO’ya katılım başvurusu sürecinin belirlenmesi, Kiev’in NATO üyelerini toplantıya çağırabilmesine olanak veren bir ortak konsey kurulması ve belki de en önemlisi, dünyanın en büyük devletleri tarafından verilen uzun dönemli güvenlik garantileri.
G7 liderleri, Ukrayna’ya NATO’ya katılması öncesi, Rusya’yı caydıracak nitelikte askeri ve ekonomik destek sağlamak konusunda da görüş birliğinde olduklarını vurguladılar.
Hava savunma sistemleri, uzun menzilli füzeler ve hatta savaş uçakları ile daha fazla askeri eğitimi içeren bu güvenlik teminatı için Zelenskiy, “önemli bir güvenlik zaferi” ifadesini kullandı.
‘Amazon bayi’ tartışması
Bir tartışma yaratan nokta, Savunma Bakanı Ben Wallace’ın gazetecilere yaptığı, Ukrayna’nın aldığı destek karşısında daha fazla memnuniyet göstermesi gerektiğini ifade etmesiyle yaşandı.
Wallace, Washington’a adete bir askeri alışveriş listesi ile gelip, ABD’ye bir ‘Amazon bayi’ gibi davranmanın eninde sonunda bazı çatlak seslere yol açacağını söylemişti.
Bunlar incitme amacı taşıyan ifadedelerden çok, destekleyici bir müttefikin samimi tavsiyesi olarak dile getirilmişti. Ukrayna’yı, askeri yardımlar noktasında siyasi baskı altında ülkeleri ve özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’ni anlamak için daha fazla çaba harcamaya çağıran ifadelerdi bunlar.
Bu ifadeler şaşırtıcı olmayan şekilde Vilnius’ta bir patırtı yaşanmasına neden oldu.
Bunlar, NATO’nun birliğini göstermek için düzenlenen bir zirvede kesinlikle diplomatik olmayan ifadelerdi.
İngiltere Başbakanı da hemen kamuoyu önünde bu ifadeleri reddetmek ve Ukrayna’nın her zaman şükranlarını dile getirdiğini söylemek zorunda kaldı.
Bu ifadelerin bir basın toplantısında sorulduğu Zelenskiy de şaşırmış şekilde, ön sırada oturan kendi savunma bakanına dönerek, Wallace’ı aramasını ve ne demek istediğini öğrenmesini istedi.
Bunlar İngiliz hükümetinin merkezinde olmaktan pişmanlık duyacağı bazı manşetleri doğuracaktır.
Ama Wallace istemeden de olsa bu savaşın bir kilometre taşına dikkat çekmiş olabilir.
Neredeyse bir buçuk yıldır, Ukrayna’nın talepleri Batı başkentlerinde kabul görüyor ve yerine getiriliyor.
Kiev hep tatminsizdi ve daha fazlasını istedi ki Batı da bu istekleri bugüne kadar karşıladı.
Ama Vilnius’ta Ukrayna’nın bir talebine, hızlı üyelik isteğine, ABD önderliğinde olur verilmedi.
Bu Zelenskiy için diplomatik gerçeklerle yüzleşmek anlamına geliyor. Batı ülkelerinin iç siyasetinde oluşmaya başlayan baskı ortamı, onun da içinde olduğu uluslararası siyaseti şekillendiriyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE