NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Washington ve bazı Avrupalı liderlerin transatlantik askeri ittifakına olan bağlılıklarını zayıflatmak istediklerine dair haberlerin ardından, ABD ve Avrupa’ya “yalnız gitme zamanı olmadığını” hatırlattı.
‘NATO Alternatifsiz Bir Yapı’
Varşova’da yaptığı konuşmada Rutte, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artıracağını taahhüt etmesi gerektiğini, aynı zamanda Avrupa’nın da Washington’un onları terk etmeyeceğinden emin olması gerektiğini ifade etti. “Açıkça söylemek gerekirse, bu yalnız gitme zamanı değil. Ne Avrupa ne de Kuzey Amerika için” diyen Rutte, küresel güvenlik sorunlarının herhangi bir ülkenin tek başına başa çıkamayacağı kadar büyük olduğunu vurguladı. NATO’nun, Avrupa ve Kuzey Amerika’nın güvenliğini sağlamak için alternatifsiz bir yapı olduğunu belirtti.
Ortak Güvenliğe Daha Fazla Katkı Sağlanmalı
Rutte, ABD’nin NATO’ya olan bağlılığının “açık bir beklentiyle geldiğini” ve “Avrupalı müttefiklerin ve Kanada’nın ortak güvenliğe daha fazla katkı sağlaması gerektiğini” ifade etti. Bu konuyu Haziran ayında Lahey’de gerçekleştirilecek bir sonraki liderler zirvesinde ele almayı planladığını da sözlerine ekledi.
Avrupa’nın, “Sam Amca’nın hâlâ arkasında olduğunu bilmesi gerektiğini” söyleyen Rutte, aynı zamanda “Amerika’nın da NATO müttefiklerinin harekete geçeceğini bilmesi gerektiğini” belirtti. “Teyit, iki yönlü bir caddedir,” diyerek karşılıklı taahhütlerin önemine dikkat çekti.
ABD Artık Avrupa Güvenliğini Birincil Öncelik Olarak Görmüyor
NATO, Donald Trump’ın başkan seçilmesinden bu yana yoğun baskı altında bulunuyor. Son olarak, kilit yönetim üyeleri, sızan bir Signal sohbetinde Avrupa’nın savunma konusundaki “bedavacılığından” şikayet etti. Şubat ayında savunma bakanı olarak Avrupa’ya ilk ziyaretini gerçekleştiren Pete Hegseth, ABD’nin artık Avrupa güvenliğini birincil öncelik olarak görmediğini ve Avrupa’daki Amerikan asker sayısında kesintilerin mümkün olabileceğini ifade etti.
Bazı haberler, ABD’nin NATO’nun en üst askeri komutanı olan Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı (SACEUR) pozisyonundaki hakimiyetini bırakmaya istekli olduğunu öne sürdü. Bu pozisyon, ilk olarak Dwight Eisenhower tarafından üstlenilmişti ve şu anda görev süresi yaz aylarında sona erecek olan General Christopher Cavoli tarafından yürütülüyor. Ancak İngiliz kaynakları bu iddiayı reddetti ve ABD’nin Avrupa güvenliğine olan katkısının kısa vadede değişmeyeceğini belirtti.
Bir NATO kaynağı, bu fikrin rafa kaldırıldığını söylerken, bir diğer kaynak Ukrayna’daki çatışmanın sona ermesinin, Rusya’nın NATO’nun doğu kanadına 600 bin asker konuşlandırmasına yol açabileceği uyarısında bulundu. Bu bağlamda, İngiltere’nin, ABD’nin ittifak içinde kalmasını sağlamaya özel bir önem verdiği belirtildi.
Savunma Harcamalarını Artırdıkları İçin Avrupa Liderlerini Övdü
Geçen Cuma günü Trump, bu spekülasyonları reddetti. ABD’nin NATO’nun en üst askeri komutanlığını bırakmaya hazır olup olmadığı sorulduğunda, “İttifakın kendisi gitmiş olacak” yanıtını verdi. Ancak Rutte ve Avrupalı liderleri, savunma harcamalarını artırdıkları için övdü. “NATO sağlam, güçlü ama bize adil davranmaları gerekiyor” dedi.
Öte yandan, bazı haberler Avrupa’nın önde gelen askeri güçlerinin, ABD’nin Avrupa’yı bir kriz anında savunup savunmayacağı konusundaki belirsizlik nedeniyle, mali ve askeri yükü önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde Avrupa başkentlerine kaydırmayı ve bu öneriyi Washington’a sunmayı planladığını öne sürdü.
NATO üyeleri, savunma harcamalarını artırmaya yönelik adımlar atmaya başladı. İngiltere, 2027 yılına kadar savunma bütçesini GSYİH’nin yüzde 2,33’ünden yüzde 2,5’e çıkaracağını ve gelecek yıl 2,2 milyar sterlinlik ek harcama yapacağını taahhüt etti. Almanya, yeni şansölyesi Friedrich Merz döneminde savunma bütçesini artırmak için borç kurallarını gevşetmeyi kabul etti.
Tüm bu gelişmeler, NATO içinde hem Avrupa hem de ABD’nin ittifaka yönelik taahhütlerini güçlendirme yönünde karşılıklı adımlar atması gerektiğini gösteriyor. Önümüzdeki süreçte, Avrupa’nın savunma kapasitesini artırma ve ABD’nin transatlantik bağlılığını sürdürme konusundaki politikaların daha da netleşmesi bekleniyor.