İsrail polisi işgal altındaki Doğu Kudüs’te Mescid-i Aksa’ya Ramazan ayında birkaç gece baskın düzenledi.
İsrail buna gerekçe olarak bir grup Filistinli gencin içeri girerek barikat kurmasını gösterdi.
İsrail’in bu tavrı birçok ülke tarafından eleştirildi.
Mescid-i Aksa, Doğu Kudüs’ün Eski Şehir’inde Harem-ü Şerif denilen bir alan içerisinde yer alıyor.
Mescid-i Aksa, Müslümanların Mekke ve Medine’den sonra İslam’ın en kutsal üçüncü dini mabedi olarak kabul ediliyor.
8. yüzyılda inşa edilen bu camide İslam dinine göre peygamber kabul edilen çok sayıda kişinin ibadet ettiği düşünülüyor.
Muhammed Peygamber döneminde Medine’de Müslümanların Mescid-i Aksa’ya yönelerek namaz kıldığı ve burayı kıble olarak kabul ettikleri belirtilir.
Miraç olarak tanımlanan ve Muhammed Peygamber’in göğe yükseldiğine inanılan sürecin başlangıcında Muhammed Peygamber’in Mescid-i Aksa’ya geldiğine inanılır.
Burası aynı zamanda Yahudiler için de kutsal bir alan.
Kral Davut’un oğlu Süleyman’ın ilk tapınağı burada üç bin yıl önce inşa ettiğine inanılır.
Burada yer alan Ağlama Duvarı, Yahudilik inancının en kutsal mekanı.
Mescid-i Aksa’yı kim yönetiyor?
İsrail, 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı’nda o zamana kadar Ürdün’ün kontrolü altında bulunan Doğu Kudüs’ü işgal etti. O tarihten bu yana bu alan İsrail işgali altında bulunuyor.
İsrail’in bu işgali o dönemde uluslararası camia tarafından tanınmamıştı.
Anlaşmaya göre Mescid-i Aksa, Ürdün Vakıflar İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin himayesinde bulunuyor.
Yine aynı anlaşmaya göre Müslüman olmayanlar bu alanı ziyaret edebilir ancak sadece Müslümanlar cami alanında ibadet edebilir.
İsrail’in başhahamı, Tapınak Tepesi ya da Mabet Tepesi olarak da bilinen Harem-ü Şerif’e Yahudilerin girişini, ayak basılmayacak kadar kutsal bir yer olması dolayısıyla yasaklamış durumda.
İsrail hükümeti ise Hristiyan ve Yahudilerin turist olarak haftanın beş günü dört saatliğine alanı ziyaret edebileceğini belirtiyor.
Yahudiler Tapınak Tepesi’nin aşağısında Kral Süleyman’dın tapınağından geriye kaldığı düşünülen alanda ibadet ediyor.
Daha önce hangi çatışmalar yaşandı?
2000’de o zamanlar muhalefetin başında olan Ariel Şaron’un Harem-ü Şerif’e yaptığı ziyaret, Filistinlilerin ikinci intifadayı başlatmasına neden olmuştı.
Ayaklanmalar sırasında 3 binden fazla Filistinli, bin kadar Yahudi hayatını kaybetti.
Mayıs 2021’de ise Filistinliler bazı ailelerin alandan sürülmesi yüzünden İsrail polisine karşı çıktı; olayların sonucunda 163 Filistinli ve 17 polis yaralandı.
Bu olayın üzerine Hamas’ın Gazze Şeridi’nden roket fırlatması yüzünden 11 günlük bir çatışma yaşandı.
Geçen yıl Ramazan ve Yahudiler’in Hamursuz Bayramı’nın denk geldiği bir dönemde İsrail polisinin Yahudi ziyaretçiler için alanı boşalttığı sırada şiddet dolu anlar yaşandı.
Bu Ramazan ayında yaşanan gelişmeler sırasında ise Filistinliler ve İsrail polisi arasındaki çatışmalarda 50 kişi yaralandı.
Olayların başlamasından önce Aşırı Yahudilerin bölgede keçi kurban etmek istemesi üzerine İsrail polisi buna izin veremeyeceklerini söylemişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise “her dinden herkesin alana girmesi” gerektiğini aktardı.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi ise polis baskınını, “kimliklerin çirkin bir ihlali” olarak nitelendirdi.
İsrail basınına göre Gazze Şeridi’nden 16 roket fırlatıldı.