Fransız yetkililer geçen ay boğulan 27 göçmenden 26’sının kimlik tespitini tamamladı. Hayatını kaybeden 16 kişinin Iraklı Kürt, dördünün ise Afgan olduğu açıklandı.
Ölenler arasına ayrıca bir Etiyopyalı ve bir Mısırlı erkek ile bir Somalili, bir de İranlı kadın bulunuyor.
Paris savcılığından yapılan açıklamada ölen 17 erkeğin 19-26 yaş aralığında, yedi kadının 22-26 yaşlarında olduğu, ayrıca 16 yaşında bir ergen ile 7 yaşında bir çocuğun da kazada yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Yetkililer genellikle göçmenlerin resmi belge taşımamasından ve uzaktaki yakınlarının kimlik tespitinde katkı verememesinden dolayı yaşamını yitirenlerle ilgili doğru bilgiye ulaşmakta zorlanıyor.
Afgan foto muhabiri Abdul Saboor olayda yaşamını yitiren bir Iraklı Kürt ailenin fotoğralarını olayın ardından sosyal medyada paylaştı. Fransa’nın kuzeyindeki göçmen kampından atılmalarına rağmen foto muhabirle ellerindeki atıştırmalık yemekleri paylaşan ailenin oğlunun kuaför, büyük kızının ise sanat öğretmeni olmak istediğini belirtti. Saboor çektiği fotoğrafları “Onların hayali iki sınır arasında sonsuza dek kayboldu” ifadeleriyle paylaştı.
Fransız yetkililer hala felaketin nasıl yaşandığını anlamaya çalışıyor. Teknenin batmaya başlaması üzerine yardım istemek için Fransız ve İngiliz acil servisleriyle yapılan telefon görüşmeleri inceleniyor.
Fransa’nın Calais kentinden tekneyle Manş Denizi’ni geçerek İngiltere’ye ulaşmaya çalışan 31 göçmenin can verdiği olay bölgede meydana gelen en fazla can kaybının yaşandığı kaza olarak tarihe geçti. Manş Denizi’nde tehlikeli yolculuğu göze alan göçmenlerin durumunu gözler önüne seren olay Fransa ve İngiltere arasında diplomatik gerilime yol açmıştı.
Olayla ilgili suçu Fransa’ya yükleyen İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a Manş Denizi’ni geçen göçmenleri geri almasını isteğini belirttiği mektubun Macron’a ulaşmadan önce basına sızması Fransa’yı kızdırmış, Macron da Johnson’ı elim olayı “ciddiye almamakla” suçlamıştı.
