AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘le 4 Eylül’deki Soçi görüşmesinde Tahıl Anlaşması’nı ele aldı. Erdoğan, görüşme sonrası Putin ile yaptıkları ortak basın toplantısında “Ukrayna’nın Rusya ile müşterek adımların atılabilmesi noktasında yaklaşımlarını yumuşatması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Reuters’ın haberine göre; Kiev, Erdoğan’ın bu çağrısını reddetti. Üst düzey bir Ukrayna yetkilisi Reuters’a yaptığı açıklamada Türkiye’nin Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın yeniden canlandırmak için Kiev’in tutumunu yumuşatması önerisini reddetti. Ukrayna’nın, Moskova’ya yönelik yaptırımların hafifletilmesini ya da ‘yatıştırma’ politikasını desteklemeyeceğini söyledi.
Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Mihaylo Podolyak Reuters’e verdiği demeçte “Gerçekçi olalım ve Rusya’yı daha fazla suç işlemeye teşvik etmek bir yana, var olmayan seçenekleri tartışmayı bırakalım” dedi.
Erdoğan ve Putin, Soçi’de Tahıl Anlaşması’yla ilgili ne mesajlar verdi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, 4 Eylül’de Soçi’de bir görüşme gerçekleştirmişti. Görüşme sonrası yapılan ortak basın toplantısında iki lider, Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın canlandırılması konusunda bazı mesajlar vermişti.
Erdoğan, Tahıl Anlaşması’na ilişkin şunları vurgulamıştı:
“Gündeme getirilen alternatif öneriler Karadeniz girişimi gibi sürdürülebilir, güvenli ve taraflar arası işbirliğine dayanan kalıcı bir model sunamamıştır. Rusya’nın girişimin yeniden başlaması noktasındaki beklentileri tüm tarafların malumudur. Rus dostlarımızın dile getirdiği hususları biz de farklı vesilelerle ifade ettik, ediyoruz. (…) Bu kapsamda Birleşmiş Milletlerle bir istişare, önemli ilerlemeler içeren yeni öneriler paketi hazırladık. Bu yeni süreç vasıtasıyla netice almanın mümkün olduğu kanaatindeyim”
Erdoğan daha sonra, “Ukrayna’nın Rusya ile müşterek adımların atılabilmesi noktasında yaklaşımlarını yumuşatması gerekiyor. Özellikle şu an itibarıyla Karadeniz Tahıl Koridoru’ndan, en az gelişmiş, fakir Afrika ülkelerine gönderilecek tahıl önemli. Ama buradan çıkacak tahılın yüzde 44’ü Avrupa ülkelerine giderse buna tabii haklı olarak Rusya olumlu bakmıyor” diyerek Ukrayna yönetimine tutumunu yumuşatma çağrısında bulunmuştu.
Rusya Devlet Başkanı Putin ise Tahıl Anlaşması’ndan ayrılmalarının sebebini şu sözlerle açıklamıştı:
“Batı, Rus tarım ve gübre ihracatının açılmasını engelliyor. Ukrayna tarafı insani koridorları sivil ve askeri tesislere terör saldırısı yapmak için kullandı. Söz konusu anlaşmanın sona ermesi küresel gıda pazarını çok etkilemedi. Üretim bakımından bir sorun yok ama dağıtım konusunda bir sorun var. Bunun Karadeniz girişimiyle hiçbir alakası yok”
Ukrayna’dan çıkan gıdaların yüzde 70’nin gelişmiş ülkelere ulaştığını dile getiren Putin, “İlkesel tutumuzu tekrar etmek istiyorum. Tahıl koridorunu canlandırmak istiyoruz, bunu yapacağız. Bir şartla yapacağız. Tarım ürünlerimizin de engelsiz şekilde denize çıkmasını istiyoruz. Rus tarım ürünlerinin ihracatı ile tüm yaptırımlar kaldırılırsa bunu yapmaya hazırız” demişti.
Karadeniz Tahıl Anlaşması
Rusya, Türkiye ve BM’nin arabuluculuğunda imzalanan, Rusya’nın işgalinden sonra Ukrayna limanlarında mahsur kalan milyonlarca ton tahılın dünyaya ulaştırılmasını sağlayan Tahıl Anlaşması’na katılımını 17 Temmuz’da durdurduğunu duyurmuştu.
Anlaşma kapsamında yaklaşık 33 metrik ton mısır, buğday ve diğer tahıllar, Ukrayna’dan dünyanın çeşitli yerlerine gönderilidi.
Rusya, kendi tahıl ve gübresini ithal etmesi yönünde verilen sözlerin tutulmadığını gerekçe göstererek anlaşmayı uzatmama kararı aldığını belirtmişti. Moskova ayrıca, anlaşma kapsamında tahılın söz verildiği üzere en yoksul ülkelere ulaştırılmadığını iddia ediyor. BM ise anlaşmanın gıda fiyatlarını küresel olarak yüzde 20 oranında düşürerek en yoksul ülkelere yardımcı olduğunu öne sürüyor.
Dünya Gıda Programı’na göre, anlaşma kapsamında ihraç edilen tahılın yüzde 46’sı Asya’ya, yüzde 40’ı Batı Avrupa’ya, yüzde 12’si Afrika’ya ve yüzde 1’i Doğu Avrupa’ya gitti.
Rusya’nın iki temel şartı
Rusya’nın Tahıl Anlaşması’nı canlandırmak için şartlarının ne olduğuna ilişkin daha açık bilgilendirmeyi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soçi dönüşü uçakta gazetecilerle yaptığı söyleşide gerçekleştirdi. Erdoğan, Rusya’nın sürece yeniden katılmak için iki temel şartının olduğunu açıkladı.
“Rusya’nın iki tane özel isteği var. Birisi Rusların tarım bankasının SWIFT sistemine bağlanması” diyen Erdoğan, Rusya’nın önemli bir tahıl ihracatçısı olduğunu ve 62 senedir dünya pazarlarına satış yaptığını kaydetti.
Erdoğan, “Satışın devamı için iki şeyin hayata geçmesi lazım. Birincisi satış sonucu parayı alması gerekiyor, ikincisi de taşımada kullanılan gemilerin sigortalanması gerekiyor” dedi ve ekledi:
“Gemilerin Avrupa veya başka limanlara mal taşıyabilmesi için sigorta edilmesi şart. Yaptırımlardan dolayı İngiliz merkezli sigorta şirketi, gemilerin sigortasını yapmıyor.
Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkartılması nedeniyle de para transferi olmuyor, bunun ikisinin mümkün olmasını Ruslar şart koşuyorlar.”
SWIFT, paranın uluslararası transferini sağlayan finansal altyapı.
Bunun dışında Putin’in Batı’ya eleştirilerini anımsatan Erdoğan, “Sayın Putin ‘Bana karşı bunlar (Batı) edimlerini yerine getirmiyor, getirmediği için de ben bu konuda bunlarla müşterek bir çalışmanın içine girmem’ diyor” ifadeleriyle, Rusya’nın Karadeniz Tahıl Anlaşması’na dönüşünün aslında öngörülenden daha da zor olduğunu kayda geçirmiş oldu.
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov da Rus basınına yaptığı açıklamada, tahıl koridoru anlaşmasının çok taraflı bir uzlaşma olduğunu, ikil temaslarla çözülmesinin olanaklı olmadığını, özellikle Batılı güçlerin uzlaşmaz tavrı nedeniyle tıkanıklığın yaşandığını söyledi.
Rusya’nın alternatifleri neler?
Tahıl Koridoru Anlaşması’nı gündeminden düşüren Rusya, Putin’in Afrika Zirvesi’nde verdiği söz üzerine, en fakir Afrika ülkelerine ücretsiz ya da çok uygun fiyatla tahıl ürünü satışına odaklandı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçen hafta Moskova’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile düzenlediği ortak basın toplantısında bu adımın ilerki haftalarda atılacağını belirtmiş; bir soru üzerine, bunu tahıl koridoruna alternatif bir yol olarak düşünmediklerini söylemişti.
Ancak Lavrov, tahıl koridorunun geleceğinin belirsiz olduğunu, tahıldan mahrum kalacak Afrika ülkelerinin zarara uğramaması için bu adımı atacaklarını kaydetmişti.
Bu plana göre Rusya, 1 milyon ton tahılı işlenip una dönüştürülmek üzere Türkiye’ye gönderecek ve buradan da yine ücretsiz şekilde en az gelişmiş 6 Afrika ülkesine ulaştıracak.
Türk şirketlerinin aktif olarak yer alacağı plana Katar’ın da finansal destekle girmesi öngörülüyor. Ancak Peskov, basına yansıyan açıklamalarında, henüz Katar’ın katılımıyla ilgili bir gelişme olmadığını kaydetti.
Bu planın ötesinde Rusya, Karadeniz güzergahı dışındaki yollarla tahıl ihracatı yapmayı bundan sonra da sürdüreceğini ve gıda piyasasını istikrarlı bir halde tutmaya çalışacağını kayda geçiriyor.
Ukrayna, tahılını nasıl satacak?
Tahıl Anlaşması’nın sona ermesi ve güvenli koridorların iptal edilmesi en çok Ukrayna’nın zararına oldu. Anlaşmanın uygulanmasından 18 Temmuz 2023’e kadar 33 milyon tahılı dünya pazarlarına taşıyan Ukrayna ve Batılı ortakları, tahıl ihracının devamı için farklı senaryoları gündeme taşıyorlar.
Tahıl koridorunun uygulanmasında yaşanan sıkıntılar sonrasında Ukrayna, tahılını kara yoluyla Doğu Avrupa ülkelerine satmaya başlamış ancak bu yerel üreticilerin itirazına neden olmuştu.
Avrupa Birliği (AB); Polonya, Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya’nın girişimi üzerine vergisiz AB pazarına giren Ukrayna tahılına 15 Eylül’e kadar yasak koymuştu. Yerel üreticiler yasağın daha da uzaması için Brüksel’e baskıda bulunuyorlar.
Bu arada, Avrupa basınına göre, Litvanya, Letonya ve Estonya; Ukrayna tahılının Baltık Denizi’ndeki limanları aracılığıyla dünyaya pazarlanması için AB’nin desteğini istedi.
Ancak milyonlarca ton tahılın karayoluyla Baltık Denizi’ne taşınmasının çok büyük maliyet ve zaman gerektireceği, bu nedenle bu alternatifin çok da uygulanabilir olmadığı değerlendirmelerine neden oluyor.
Bu gelişmeler, Ukrayna’nın tahılını Karadeniz dışında başka bir yolla dünya pazarlarına satmasını neredeyse olanaksız hale getiriyor.
Ukrayna’nın Türkiye’ye de sunduğu alternatif güzergah, tahılı taşıyacak gemilerin Romanya ve Bulgaristan kara sularından seyrederek Türk boğazlarına ulaşmasını içeriyor.
Gemilerin böylece olası Rus saldırısına maruz kalmadan dünya pazarlarına açılabileceği hesap ediliyor.