ABD’nin Kaliforniya eyaletinde, kölelerin torunlarına tazminat ödenmesi tartışılıyor. Yakın tarihte devletler hukukundan kaynaklanan benzer tazminat ödemeleri yapıldı. İşte bazı örnekler…
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Kaliforniya eyaletinde kölelik ve köleliğin kaldırılması sonrasındaki ayrımcılığın etkilerini inceleyen komisyon, eyalet yönetimine siyah Amerikalılara tazminat ödenmesi tavsiyesinde bulundu. Komisyonun raporunda, ödenmesi gereken tazminat miktarı belirtilmedi. Ancak ayrımcılığa uğrayan siyah Amerikalılara ödenebilecek tazminatın miktarının belirlenmesi için bir yöntem önerisinde bulunuldu. Raporda, eyalette yaşayan siyah Amerikalıların “kiralık ev ararken ayrımcılık,” “haksız yere mala el koyma,” “kitlesel gözaltı” gibi olumsuzluklarla karşılaştıkları vurgulandı. Rapordaki hesaplamalara göre, örneğin ayrımcılığın her türünü yaşayan 70 yaşındaki siyah bir vatandaşa 1,4 milyon dolar tazminat ödenmesi öngörülüyor. Siyah Amerikalılara tazminat ödenmesi ve bunun miktarı konusundaki kararı eyalet yönetimi verecek. Kaliforniya eyalet yönetiminin komisyonun tavsiyelerini hayata geçirmesi halinde bu ülkede bir ilk olacak.
Devletler hukukuna göre tazminat, bir devletin uluslararası hukuk ihlalini telafi etmek için yaptığı ödeme olarak tanımlanıyor. Bu ihlal, hukuka aykırı bir saldırı şeklinde olabileceği gibi savaşın ilerleyen safhalarında işlenen bir suçu da kapsıyor. Uzun yıllar boyunca bu konuda ilk söz hakkı, savaşı kazanan tarafa aitti: Galip devlet, savaş tazminatının miktar ve koşullarını belirleyebiliyordu. Savaşın kimin tarafından başlatıldığı, bir saldırı ya da savunma savaşı olması gibi etkenler ise dikkate alınmıyordu.
Birleşmiş Milletler Şartı
Tüm bunlar İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ihdas edilen Birleşmiş Milletler Şartı’nın, saldırı savaşlarını ilkesel olarak yasaklamasıyla değişti ve güç kullanımına ilişkin kapsamlı yasak yürürlüğe girdi. Müteakip yıllarda, savaşların gerçek nedenlerinin ancak uzun yıllar sonra tam olarak ortaya çıkabileceği ve failin sorumluluk almaması halinde adaletsizliğin asla giderilemeyeceği gibi maddeler de eklendi.
Birinci Dünya Savaşı sonrası Almanya
Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından Alman İmparatorluğu, Versay Barış Antlaşması uyarınca 20 milyar altın mark tazminat ödemekle yükümlü kılınmıştı. Bu miktar, bugünkü hesapla yaklaşık 100 milyar euroya tekabül ediyor. Buna ek olarak, Alman ticaret filosunun yüzde 90’ının, galip İttifak devletlerine teslim edilmesi gerekiyordu. Müttefik devletler ayrıca daha fazla para talep etti. Sonunda faiziyle birlikte 132 milyar altın marklık bir meblağ üzerinde anlaşmaya varıldı. Almanya, söz konusu savaş borcunu 2010 yılına kadar ödemeye devam etti.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da Almanya, galip devletler tarafından tazminat ödemekle yükümlü kılındı. Ancak Birinci Dünya Savaşı’ndaki Versay Antlaşması’ndan farklı olarak bu kez ortada bir barış antlaşması yoktu. İttifak devletlerini oluşturan ABD, Fransa ve İngiltere’nin önceliği, çiçeği burnundaki Batı Almanya devletinin güçlenmesiydi. Zira, savaş sonrası oluşan Doğu Bloku’ndaki Sovyet etki alanına karşı bir tampon olarak Batı Almanya’ya ihtiyaçları vardı.
Bu nedenle tazminatlar çok fazla mali nitelikte değildi. Ancak müttefik devletler, Almanya’daki önemli sanayi tesislerini bertaraf etti ya da devre dışı bıraktı. 1953’teki Londra Borç Konferansı’nda Alman müzakereci Hermann Josef Abs, büyük bir borç indirimi elde etmeyi başardı. Başlangıçta 29,3 milyar mark olarak hesaplanan savaş borcu, özellikle ABD’nin geri ödemelerden cömertçe feragat etmesiyle 14,8 milyara düşürüldü. Bunun sonuçlarına dair tartışmalar günümüzde de hâlâ devam ediyor: O zamanki müzakerelere dahil olmayan Polonya ve Yunanistan, Almanya’dan ısrarla yüksek tazminatlar talep etmeyi sürdürüyor. Örneğin Polonya, yaklaşık 1,3 trilyon euro talep ediyor. Ancak Almanya bunu ödemeyi reddediyor.
ABD ve Vietnam
Vietnam savaşının ardından ABD, uzun süre herhangi bir tazminat ya da başka bir telafi ödemesi yapmayı kesin olarak reddetti. Aksine Vietnam hükümeti, kredi alabilmek ve ABD’nin uyguladığı ambargoyu kaldırtabilmek için 1993 yılında eski Güney Vietnam’ın borçlarını üstlenmek zorunda kaldı.
En nihayetinde 2007 yılında ABD, eski savaş bölgesindeki dioksin kalıntılarının temizlenmesi için ilk kez Vietnam’a 400 bin dolar ödemeyi kabul etti. Mayıs 2009’da dönemin ABD Başkanı Barack Obama bu miktarı altı milyon dolara yükseltti. Ancak dioksin nedeniyle kansere yakalanan Vietnamlıların tazminat talepleri, ABD mahkemeleri tarafından reddedildi.
Irak ve Kuveyt
Irak’ın, 1990 Körfez Savaşı’ndan kalan savaş borçlarını ödemesi Şubat 2022’ye kadar sürdü. Birleşmiş Milletler, ülkenin toplam 45,9 milyar euro ödediğini bildirdi. 2 Ağustos 1990 tarihinde Irak ordusu, komşusu Kuveyt’i işgal etmişti. Dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin, Kuveyt’i ülkesinin bir vilayeti ilan etmişti. Ancak ABD önderliğindeki uluslararası askerî güç, işgale müdahale ederek Saddam’a geri adım attırmıştı.
Almanya ve sömürge mirası
Alman İmparatorluğu, 1884’ten 1915’e kadar bugünkü Namibya’da sömürgeci güç konumundaydı. Alman idaresine ve insan hakları ihlallerine direnen yerel nüfusa karşı acımasızca savaştı. Mezalimin doruk noktası ise Herero ve Nama halklarına karşı 1904-1908 yılları arasında yürütülen savaştı. 100 bin kadar insanın ya Alman birlikleri tarafından öldürüldüğü ya da çölde susuzluk ya da toplama kamplarındaki gayri insanî koşullar nedeniyle can verdiği tahmin ediliyor.
Almanya, uzun yıllar boyunca Namibya’da soykırımla ilgili herhangi bir suçlamayı kabule yanaşmadı. Ancak zorlu müzakerelerin ardından 2021 yılında nihayet geri adım attı ve soykırımı kabul ederek özür diledi. Ayrıca ülkenin yeniden imarı için 1,1 milyar euro tutarında maddi yardım teklifinde bulundu. Ancak henüz bu konuda resmî bir anlaşma imzalanmadı.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE