Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’da geçen hafta gerçekleştirdiği operasyonun yankıları sürüyor.
Bölgedeki Ermenilerin bir kısmı da Ermenistan’a geçmeye devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu sıcak gündemin ortasında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne giderek Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüştü.
Peki Azerbaycan’ın son operasyonu bölgede hangi sonuçları doğurdu ve dengeleri nasıl etkileyebilir?
Operasyon nasıl başladı ve gelişti?
Olayların yaşandığı bölge Azeriler tarafından Dağlık Karabağ, Ermeniler tarafından ise Artsakh olarak adlandırılıyor.
Bu bölge, uluslararası alanda Azerbaycan toprağı olarak tanınıyor, ancak bölgenin geniş kesimleri 30 yıldır Ermeni güçlerinin kontrolü altında.
2020 yılındaki 2. Dağlık Karabağ Savaşı, Rusya’nın arabuluculuğunda imzalanan bir ateşkes anlaşmasıyla sona ermişti.
Ancak bölgedeki gerilim sona ermedi.
Azerbaycan 19 Eylül’de Dağlık Karabağ’da ‘terörle mücadele’ operasyonu başlattığını duyurdu, bölgedeki Ermeni güçlere teslim olmaları ve ‘yasa dışı rejime’ son vermeleri çağrısı yaptı.
Azeri Savunma Bakanlığı, Dağlık Karabağ’daki Ermeni güçlerini Azeri Ordusu mevzilerini ‘sistematik top ateşine tutmakla’ suçladı.
Ermenistan Savunma Bakanlığı ise, Ermenilerin ateş açtığı iddiasının gerçeklerle bağdaşmadığını söyledi.
Dağlık Karabağ’daki Ermeni güçler, Azerbaycan’ın askeri operasyon başlatmasından 24 saat sonra ateşkesi kabul etti.
BBC Türkçe’ye konuşan Oxford Üniversitesi’nin Rusya ve Doğu Avrupa Çalışmaları bölümü öğretim üyesi Dr. Leyla Aliyeva, “Azerbaycan’ın, 2020’deki savaşı bitiren anlaşma kapsamındaki Dağlık Karabağ’ın silahsızlanması gibi maddelerin hayata geçmemesi üzerine bu operasyonu başlattığını” söylüyor.
Aslında 2020’den sonra da dönem dönem bölgede gerginlikler yaşandı.
BBC Türkçe’nin görüştüğü, Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki düşünce kuruluşu Bölgesel Çalışmalar Merkezi’nin (RSC) direktörü Richard Giragosian da, “2020’den sonra savaşın aslında tam olarak bitmediğini, Azerbaycan’ın son operasyonunun da Azerbaycan açısından Dağlık Karabağ’ı kontrol altına almak amacıyla sürdürdüğü operasyonların bir devamı olduğunu” belirtiyor.
Ermeni siviller nasıl etkilendi?
Operasyon ardından Dağlık Karabağlı bazı Ermeniler, Azerbaycan’ın bir parçası olarak yaşamak istemedikleri ve ‘etnik temizlikten’ korktukları için Ermenistan’a gitmeye başladı.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Dağlık Karabağ’dan gelecek Ermenileri ağırlamaya hazır olduklarını söyledi.
BBC muhabirleri Kathryn Armstrong ve Nataliya Zotova’nın aktardığına göre, 120 bin Ermeni’nin yaşadığı bölgeden ayrılanların sayısı 6500’ü geçmiş durumda.
Reuters haber ajansı, birçok araç konvoyunun Dağlık Karabağ’ın Ermeniler tarafından Stepanakert, Azeriler tarafından ise Hankendi olarak adlandırılan başkentinden, Ermenistan’a geçmek için güneydeki Laçin koridoruna hareket ettiğini aktardı.
Ermenistan Cumartesi günü Birleşmiş Milletler’den Dağlık Karabağ’daki Ermenilerin haklarını gözlemleyecek bir misyon göndermesini istedi ve varlıklarının tehlike altında olduğunu savundu.
Azerbaycan ise bu suçlamayı reddediyor ve bölgedeki Ermenileri, ülkenin eşit yurttaşları olarak yeniden entegre etmek istediğini söylüyor.
Bölgede bulunan, Dağlık Karabağ’daki Ermenilerin akıbetinin belirsiz olduğunu aktaran BBC muhabiri Olga Ivshina, “Azerbaycan’ın BM’ye, Dağlık Karabağlı Ermenilere eşit yurttaş muamelesi yapacağını söylediğini ama şimdi kaderlerinin Azerilerin elinde olduğunu” aktarıyor.
Operasyon Rusya’nın bölgedeki konumunu nasıl etkiledi?
Ermenistan kamuoyunda, son yaşanan süreçte Rusya’ya eleştiriler artarken bazı uzmanlar Rusya’nın yeni dönemde bu bölgedeki ağırlığının azalabileceği görüşünü savunuyor.
Oxford Üniversitesi’nden Dr. Leyla Aliyeva, “Rusya’nın hem Ermenistan hem de Azerbaycan’da, azınlıklar konusunu kendi etki ve genişleme anlayışı için kullanan ‘kötücül bir aktör’ olarak görüldüğünü” söylüyor.
Richard Giragosian ise Rusya’nın son süreçte etkili bir tavır almamasının sürpriz olmadığını belirtip, bu durumu iki sebeple açıklıyor:
“Birincisi Rusya, Ukrayna’daki başarısız işgali nedeniyle bunalmış ve dikkati dağılmış durumda. İkincisi ise Rusya’nın gücü, iki bin barış gücüyle bölgedeki 2020’deki barış anlaşmasını korumaya ve şartlarını uygulamaya yetmedi ve bunda isteksizdi. Ermenistan, Rusya’nın meselenin çözümünün değil, sorunun parçası haline geldiğini fark etti.”
Türkiye nasıl bir tutum aldı?
Türkiye, Azerbaycan’ın en önemli müttefiklerinden.
2020 yılındaki savaşta Bakü’ye askeri destek sunan Ankara, son krizde de Azerbaycan’ı destekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Eylül’de Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nde İlham Aliyev’le görüştü.
Erdoğan ve Aliyev, Iğdır-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı’nın temelinin atılması ve iki ülke arasında çeşitli alanlarda gerçekleşen anlaşmaların imzalanmasının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son zaferle birlikte bölgede kapsamlı bir normalleşme için yeni fırsat pencereleri açılmıştır. Bu fırsatın değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Ermenistan’ın kendisine uzatılan barış elini tutmasını ve artık samimi adımlar atmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Richard Giragosian son yaşanan olayların ardından, “Ermenistan ve Türkiye arasındaki normalleşme sürecinin yeniden başlaması için taze bir başlangıç görebileceklerini” söylüyor.
Giragosian, “iki ülke arasındaki en önemli gündemlerin diplomatik ilişkilerin başlaması ve sınırların açılması olduğunu, Kahramanmaraş depremleri sırasında Ermeni yardım konvoyunun sınırı geçmesiyle bunlardan ikincisinin aslında hiç de zor olmadığının görüldüğünü” belirtiyor.
Zengezur Koridoru projesi nasıl etkilenebilir?
Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki önemli gündem başlıklarından biri de Azerbaycan’ın batısını Ermenistan’ın topraklarının güneyinden geçerek Nahçıvan’a ve dolayısıyla da Türkiye’ye bağlayacak ulaşım yolları projesi.
2020’deki 2. Dağlık Karabağ Savaşı sonrası imzalanan anlaşmada Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında ulaşım yollarının açılması öngörülmüştü ancak henüz bu konuda bir ilerleme kaydedilmedi.
Azerbaycan ve Ermenistan, anlaşmadaki bu maddeye farklı yaklaşıyor.
İlgili maddede, “Bölgedeki tüm ekonomi ve ulaşım bağlantıları açılacaktır. Ermenistan Cumhuriyeti; insanların, araçların ve malların her iki yönde engelsiz hareketini organize etmek için Azerbaycan Cumhuriyeti’nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının güvenliğini garanti eder” ifadelerine yer verilmişti.
Metinde ayrıca, “Tarafların mutabakatı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni Azerbaycan’ın Batı bölgelerine bağlayan yeni ulaşım bağlantılarının inşası gerçekleştirilecektir” cümlesi yer almıştı.
Azerbaycan bu metin ile iki ülkenin Zengezur koridoru konusunda anlaşmış olduğunu öne sürüyor.
Ermenistan ise ulaşım yollarının açılmasını desteklediğini ancak bu maddede Zengezur adının kullanılmadığı gibi Bakü’nün talep ettiği şekliyle bir koridor projesinden de bahsedilmediğini belirtiyor.
Son süreçle birlikte bu projenin akıbeti merak ediliyor.
BBC Türkçe’ye konuşan siyasi analist Richard Giragosian, “son durumun bu projeyi etkilemeyeceği, bunun Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşmasına bağlı olarak şekilleneceğini” savunuyor.
Ancak Giragosian, 2020’deki barış anlaşmasında bu konuya değinildiği için bu yolların açılması konusunda iyimser olduğunu belirtiyor.
Oxford Üniversitesi’nden Dr. Leyla Aliyeva ise “Rusya’nın artık bu süreçte zayıflamış bir aktör olarak bu projede etkisinin azalacağını düşündüğünü, Azerbaycan’ın bu yolların ne amaçla kullanılacağı konusunda Ermenistan’ı ikna etmeye çalıştığını, sonucun iki ülke tarafından belirleneceğini” söylüyor.
Dr. Aliyeva bunun yanında, “İran’ın büyük ihtimalle projeyi Azerbaycan’ın bölgedeki toprak etkisini artırma çabası olarak göreceğini ve bu yüzden İran’ın tavrının da önemli olacağını” belirtiyor.
Operasyon, Ermenistan’da iç siyaseti nasıl etkiledi?
Operasyonun ardından Ermenistan’ın başkenti Erivan’da protestolar düzenlendi ve Başbakan Nikol Paşinyan’a istifa çağrıları yapıldı.
Paşinyan ayrıca kendisine yönelik bir darbe girişimi planladığını da iddia etti.
Richard Giragosian, “Ermenistan’da kamuoyunda yaşananlarla ilgili bir öfke ve hüsran hali bulunduğunu, bunun da normal olduğunu” söylüyor.
“Ancak Ermenistan’daki hükümetin tehdit altında olduğunu düşünmüyorum” diye ekliyor Giragosian ve bu görüşünün nedenleri şöyle açıklıyor:
“Öncelikle halkın içindeki öfke, hükümete değil de Rusya’ya doğru yönelmeye başladı. İkincisi ise Ermenistan’daki muhalefet itibarsız olmaya ve toplum tarafından beğenilmemeye devam ediyor ve bunun nedeni de muhalefetin bir önceki daha otoriter ve yozlaşmış yönetimle bağlarının bulunması. Ayrıca muhalefetin alternatif bir plan önerisi de yok.”
Giragosian, 2020 yenilgisinden bir yıl sonra Ermenistan’da yapılan seçimleri Paşinyan’ın büyük bir farkla kazandığının altını çiziyor ve Paşinyan’ın iktidarı açısından bir tehlike bulunmadığı görüşünü savunuyor.
Aliyev’in gücü artar mı?
Giragosian, Azerbaycan bir zafer kazanmış olmasına rağmen, İlham Aliyev’in gücü konusunda aynı fikirde değil.
“Azerbaycan’daki istikrarsızlık görüntüsüyle ilgili son derece kaygılıyım” diyen Giragosian bu görüşününün nedenini ise şöyle açıklıyor:
“20 yıldan fazladır ülkeyi yöneten, yönetimin babadan oğula geçtiği bir hanedanlık anlayışını temsil eden Cumhurbaşkanı Aliyev’in hükümeti, çatışmaya ve bir düşmana ihtiyaç duyuyor. Meşruiyet eksikliği bulunuyor ve halkın ilgisini demokrasi eksikliği ve aileyle ilgili yolsuzluklara yönlendirmemesi için çatışmaya ihtiyaç duyuyor. Ermenistan’la bir barış anlaşması bile Azerbaycan için yeterli olmayacaktır. Bu yüzden görünümü zayıftır.”
Dr. Leyla Aliyeva ise farklı düşünüyor.
Aliyeva, “Son operasyon büyük ihtimalle Cumhurbaşkanı Aliyev’in gücünü artıracaktır” diyor.
Taraflar bundan sonra ne yapacak?
Ermeni ve Azeri yetkililer 26 Eylül’de Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir araya gelecek.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel’in danışmanlarının da katılacağı aktarılan bu görüşmede, 5 Ekim’de Paşinyan ve Aliyev’in İspanya’nın Granada kentinde yapacakları buluşmanın hazırlıkları görüşülecek.