Almanya’da darbe planladıkları gerekçesiyle 25 kişinin tutuklandığı geniş kapsamlı operasyon, gözleri ülkedeki sağ yapılanmalara çevirdi. Federal Meclise silahlı baskını da içeren darbe planından “İmparatorluk Vatandaşları” grubu çevreleri sorumlu tutuluyor. Peki ülkedeki demokratik sistemi devirmeyi hedeflemekle suçlanan bu gruplar kimler, etki alanları ne, ideolojik olarak birbirilerine ne kadar yakınlar?
“İmparatorluk Vatandaşları” ve “Özyönetimciler”
İmparatorluk Vatandaşları aslında tek bir oluşumdan ziyade heterojen bir hareket. Özü, Almanya Federal Cumhuriyeti devleti ve demokratik temel düzenin reddine dayanıyor.
“Özyönetimciler” (Selbstverwalter) kendilerini Almanya Federal Cumhuriyetinin vatandaşı olarak görmüyor. Kendi binalarının bulunduğu araziyi egemenlik alanı ilan ediyor, hatta sınır tabelaları dikiyor. Vergi ödemeyi ya da diğer idari cezaları reddediyorlar. Kendi kimliklerini, ehliyetlerini bastırıyorlar.
İmparatorluk Vatandaşları da benzer bir ideolojiye sahip. Alman İmparatorluğunun 1871’deki sınırları çerçevesinde devam ettiğini, Almanya Federal Cumhuriyetinin, hâlâ İkinci Dünya Savaşının galibi Batılı müttefik devletlerce yönetilen idari bir yapıdan ibaret olduğunu düşünüyorlar. Temel hedeflerden biri, Alman İmparatorluğunun, 1945 öncesindeki parti ve kurumlarıyla yeniden inşası. Eski Alman İmparatorluğu topraklarındaki devletlerin toprak bütünlüğünü tanımıyor, bu bölgelerde de hak iddia ediyorlar. Bu grubun içinde Yahudi düşmanı düşünce de yaygın. İmparatorluk Vatandaşları arasında Yahudi Soykırımını inkâr eden bir kesim de bulunuyor. Almanya’nın “dünya hakimiyetini elde etmeye çalışan Yahudilerin elindeki bir derin devlet tarafından yönetildiği” şeklindeki komplo teorisi, bu grupta oldukça sık rastlanan bir söylem.
Alman iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın 2021 verilerine göre ülkede İmparatorluk Vatandaşları ideolojisini benimseyen 21 bin kişi bulunuyor. Bu grubun yüzde 5’i aşırı sağcı olarak sınıflandırılıyor. 2016’da bu gruba dahil bir kişinin bir polis memurunu vurması sonrasında İmparatorluk Vatandaşları ideolojisine sahip kişilerin silahsızlandırılması için çabalar yoğunlaştı. Geçen hafta darbe planları çerçevesinde düzenlenen operasyonda tutuklananlar arasında Alman ordusunun komando özel birliklerinden bir kişi ile sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinden eski milletvekilinin bulunması, hareketin siyaset ve ordu bağlantılarıyla ilgili soru işaretlerini gündeme getirdi.
“Aykırı düşünenler”
“Querdenker” (Aykırı düşünenler), özellikle pandemi döneminde, hükümetin aldığı sıkı önlemlere yönelik eleştirileri ve protesto gösterileriyle gündeme geldi. İmparatorluk Vatandaşları gibi “Aykırı Düşünenler” de heterojen bir yapıda. Bu grubun bir bölümü, Almanya Federal Cumhuriyetinin temel düzeni ve devlet temsilcilerinin reddedilmesi konusunda İmparatorluk Vatandaşları ile örtüşen görüşlere sahip.
Güvenlik birimleri, pandemi döneminde İmparatorluk Vatandaşları ile Aykırı Düşünenlerin bu ideolojik kesimi arasında bir yakınlaşma ve iş birliği oluştuğunu belirtiyor. Korona önlemleriyle bağlantılı olarak bu grup, yine dünyada bir Yahudi hakimiyeti oluşturulmaya çalışıldığı, “küresel bir elit kesimin” dünya siyaset ve ekonomisinde küresel bir diktatörlük oluşturmaya çalıştığı gibi komplo teorileri yayıyor.
Güvenlik birimleri, aşırı sağcılarla İmparatorluk Vatandaşları arasında temasların arttığı, aşırı sağcıların bu tür gösterileri kullanarak yeni taraftarlar kazanmaya çalıştığı uyarısında bulunuyor.
Aykırı Düşünenler grubuna dahil bazı kişi ve gruplar, 2021 yılı Nisan ayından bu yana Alman iç istihbarat teşkilatı tarafından izleniyor.
Anayasa Düşmanları kategorisi
Anayasayı Koruma Teşkilatı, korona önlemlerine karşı oluşan protesto hareketi karşısında heterojen yapıdaki tüm oluşumları kapsayan yeni bir kategori oluşturdu. Bu kategoriye dahil edilen grupların ortak yönü ise “devletin meşruiyetini kabul etmemeleri, Alman anayasasının temel ilkelerini geçersiz kılma ya da devletin veya kurumlarının işlerliğini zayıflatma amacı gütmeleri” olarak tanımlanıyor. Anayasayı Koruma Teşkilatının 2021 raporunda Aykırı Düşünenler ve İmparatorluk Vatandaşları bu gruba dahil edildi.
Kimlikçi Hareket
Kökeni Fransa’da bulunan Kimlikçi Hareket özellikle göç ve İslam karşıtı klasik sloganlarla ve medyada etki yaratacak türden eylemlerle genç ve eğitimli kesime hitap etmeyi hedefliyor.
“Kimlikçi”lerin Almanya’da yaklaşık 500 üyesi olduğu düşünülüyor. Son yıllarda üye sayısı azalma eğilimi gösterse de YouTube, Facebook ve Twitter gibi sosyal medya platformlarında yayınladıkları videolarla geniş kesimlere ulaşabiliyorlar. Üniversiteler, Berlin’deki parti merkezleri gibi dikkat çeken mekanlarda sığınmacılara karşı düzenledikleri eylemlerle tanınır hale geldiler.
Kimlikçiler, Anayasayı Koruma Teşkilatının raporunda mevcut demokratik yapıyı reddeden aşırı sağcı bir oluşum olarak tanımlanıyor. Göçmen kökenlilerin Alman vatandaşlığına geçme hakkını tanımıyorlar. Çok sayıda üyesinin sağ popülist AfD partisiyle yakın ilişki içinde olduğuna işaret ediliyor. Grup, 2022 Ekim ayında iç istihbarat kurumunun izleme listesine dahil edildi.
Devlet Politikaları Enstitüsü
Almanya’da sağ akımın yeni temsilcileri arasında görülen Devlet Politikaları Enstitüsü (IfS), özellikle entelektüel kesime hitap etmeyi hedefleyen bir düşünce kuruluşu. Anayasayı Koruma Teşkilatının raporunda kuruluşun programının büyük ölçüde, kurucusu Götz Kubitschek tarafından oluşturulduğu ve “özgürlükçü demokratik temel düzene karşı çaba içinde olduğuna yönelik işaretler bulunduğu” belirtiliyor.
IfS, yeni sağ akımın “etnik çoğulculuk” konseptini savunuyor. Bu akımın klasik ırkçılıktan farkı, ırkları değil, halkların kendi içindeki bütünlüğünü esas alıyor olması. Bu konsept, “Bir halk diğer kültürlerin etkilerine karşı kendini ne kadar koruyabilmişse o kadar saf ve güçlüdür” anlayışına dayanıyor ve kültürlerarası etkileşimin kültürlere zarar vereceğini savunuyor. Tarih içinde kültürler arasında etkileşimin hep var olduğu gerçeğini hesaba katmayan bu görüş, göçmen ve sığınmacılara da karşı çıkıyor.
Anayasayı Koruma Teşkilatı, IfS’i aşırı sağcılık konusunda “şüpheli vaka” olarak sınıflandırıyor. Bu sınıflandırma, IfS’in izlenmesinde istihbari araçlar kullanılmasına olanak sağlıyor.
Ein Prozent e.V.
“Ein Prozent” (Yüzde 1) derneği, Almanya’ya sığınmacı akınının yaşandığı 2015 yılında “Ülkemiz için Yüzde 1” adı altında kuruldu. Alman hükümetinin mülteci politikalarına karşı eylemler için bağış kampanyaları başlattı. Anayasayı Koruma Teşkilatı raporunda derneğin kamuoyundaki tartışmalara nüfuz etmeyi amaçladığı, göçmen ve Müslüman karşıtı ideolojiyi yaymaya çalıştığı belirtiliyor. Bu dernek de IfS gibi “aşırı sağ şüphelisi vaka” olarak sınıflandırılıyor.
Derneğin yayınlarında düzenli olarak göç ile suç oranları arasında bağlantı kurulması dikkat çekiyor, Arap ülkelerinden sığınmacıların Almanya’ya gelmek için meşru nedenlerinin bulunmadığı savunuluyor.
PI-NEWS
Politically Incorrect (PI), siyasi doğruculuğa karşı siyasi yanlışçılık sloganıyla İslam karşıtı görüşleri yaymaya çalışan bir internet blogu. Yayınları, Alman halkının yapısının değiştirildiği ve Almanya’nın İslamileştiği ideolojisine dayanıyor. Özellikle Müslüman göçmenlerin suç olaylarına karıştığı, saldırgan ve tehlikeli oldukları propagandası yapıyor.
İnternet sayfasında diğer aşırılıkçı grupların reklamı da yapılıyor. Sayfanın, kendi verilerine göre günde 150 bin ziyaretçisi bulunuyor. PI-News de 2021’den bu yana iç istihbaratın takibinde bulunuyor.
COMPACT-Magazin
COMPACT-Magazin şirketinin yayımladığı dergi etkinlikler düzenliyor ve kapsamlı bir internet sayfasına sahip. İçeriklerde sıklıkla Almanya’daki siyasi sistem ve Alman hükümetine yönelik sert eleştiriler yer alıyor.
İçeriklerde Alman hükümeti Büyük Sıfırlama (Great Reset) gibi komplo teorilerine de başvurularak hedef alınıyor, küresel bir ekonomik elitin dünyada yeni bir ekonomik düzen planladığı, korona pandemisini bu yolda araç olarak kullandığı gibi tezler ortaya atılıyor. Alman iç istihbaratı COMPACT-Magazin’i 2021’de “aşırı sağcı” olarak sınıflandırdı.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE