Türkiye’nin 2021 sonunda ABD’den satın almak için başvurduğu 40 adet yeni Block 70 F-16 savaş uçağı ve mevcut filoları için 79 modernizasyon kiti sürecinde ilk adım 17 Nisan’da atıldı.
Biden yönetimi, Türkiye’nin Finlandiya’nın NATO’ya katılımına onay vermesinin ardından 259 milyon dolar değerindeki ‘modernizasyon kiti’ satışına ilişkin bildirimini ABD Kongresi’ne iletti.
Bu adımla, Washington, Ankara’nın Finlandiya ve İsveç’in katılım süreçlerini ayırmasına savaş uçağı ve modernizasyon kitini ayırarak yanıt vermiş oldu.
Türkiye’ye uzun zamandır ilk kez bir Yabancı Askeri Satışı (Foreign Military Sales) onaylayan Biden yönetimi, Türkiye’nin aynı pakette talep ettiği 40 adet Block 70 sürümü F-16’nın satışını ise bekletme kararı aldı.
Türkiye’nin İsveç ile ilgili onay sürecini tamamlamasına paralel olarak F-16 satışının ikinci ayağında adım atılacağı mesajı da Ankara’ya verildi.
ABD Kongresi’nin bu satışa itiraz etmek için 15 günlük süresi bulunuyor.
Ankara’da yapılan değerlendirmeler, Biden yönetiminin Kongre ile temasa geçmeden bu adımı atmayacağını, dolayısıyla bu satışın bir engelleme olmadan sağlanacağına işaret ediyor. Reuters haber ajansı da Kongre’deki komite liderlerinin bu süreçte itiraz etmeme eğiliminde olduklarını kaydetti.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan atılan bu adımla ilgili açıklamada, önerilen bu satışın “Türkiye’nin NATO ile birlikte çalışabilirliğini geliştirmeye ve Türkiye’nin mevcut F-16 uçaklarının uçuş güvenliğini sağlamaya yardımcı olarak ABD’nin dış politika ve ulusal güvenlik hedeflerini destekleyeceği” görüşüne yer verildi.
Başta Başkan Joe Biden olmak üzere ABD yönetimi, Türkiye’ye F-16 savaş uçağı satımını desteklediğini uzun zamandır dile getiriyor ancak ABD Kongresi’ndeki Türkiye karşıtı havaya dikkat çekiyordu.
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımı konusunda kendi koşullarını öne süren Türkiye’nin bu tavrının ABD Kongresi’nde F-16 satışı açısından ek zorluk yaratacağı da dile getiriliyordu.
Finlandiya onayı ile durum değişti
Türkiye, ‘terörle mücadele’ soruşturmaları konusunda, İsveç’e göre daha az sorunlu olduğunu değerlendirdiği Finlandiya için onay verebileceği mesajını 9 Mart’ta Brüksel’deki NATO karargâhında düzenlenen üçüncü ortak daimi toplantısında vermişti.
Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka katılımını birbirinden ayırması ve Finlandiya ile ilgili gerekli Meclis onayını 31 Mart’ta vermiş olması Ankara-Washington hattındaki tıkanıklığın aşılmasını sağlayan en önemli gelişme oldu.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İbrahim Kalın da 13-15 Mart günlerinde ABD’ye yaptığı ziyaret sırasında, Türkiye’nin NATO’nun açık kapı politikasına bağlılığını dile getirmiş, ancak F-16 satışının bu konuya bağlanmasının olumsuz sonuçları olacağını kayda geçirmişti.
Türk hükümetinin Finlandiya için attığı adımı yanıtsız bırakmak istemediğini göstermek için satışın göreceli olarak daha az önemli kısmını Kongre’ye ileten Biden yönetimi, İsveç ilgili onayın gelmesi durumunda savaş uçakları ile ilgili adımı atma iradesinde olduğu mesajını da Ankara’ya iletti.
Yönetimin bu adımı, ABD Kongresi’nin F-16 satışı konusunda itiraz etmeyeceği anlamına gelmiyor.
Türkiye’de 14 Mayıs seçimlerinin ardından iktidara gelecek yönetimin Temmuz ayındaki NATO liderler zirvesi öncesinde İsveç’in ittifaka katılımına onay verip vermeyeceği bu süreçteki en önemli gelişme olacak.
İsveç, yeni terörle mücadele yasasını 1 Haziran’da uygulamaya başlayacak.
Türk hükümeti, yeni yasanın uygulanmasının yaratacağı somut sonuçlar ve iadesi istenen kişilerle ilgili adımlar çerçevesinde adım atacağını daha önce açıklamıştı. Seçim sonucunda iktidarın değişmesi durumunda yeni hükümetin nasıl bir yol izleyeceği ise henüz bilinmiyor.
ABD ile ‘krizli’ süreç geride mi kalıyor?
Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemlerini 2019 yazında topraklarına konuşlandırması ABD ile siyasi ilişkilerin yanı sıra savunma sanayi işbirliğine de olumsuz etkileri oldu.
ABD, Türkiye’yi 2000 yılından bu yana parçası olduğu ve 1,4 milyar dolar ödemede bulunduğu F-35 savaş uçağı programından çıkardı ve teslim etmeyi planladığı 4 savaş uçağına el koydu. Ayrıca üst düzey Savunma Sanayi Başkanlığı yetkililerine yaptırım uyguladı.
Türk-Amerikan ilişkilerinde 2021 başından itibaren görünen toparlanma, 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin ardından daha somut bir düzeye çıktı.
Türkiye’nin 2021 sonunda NATO’nun güney kanadı olarak görülen kendi hava sahasını korumak üzere mevcut F-16 filolarını güçlendirme talebi de böyle bir süreçte ABD yönetiminin desteğini aldı.
Ancak Türkiye’nin olası Rusya saldırganlığına karşı NATO’ya katılmak isteyen Finlandiya ve İsveç’e terörle mücadelede işbirliği koşulunu gündeme getirmesi ve Macaristan ile birlikte onay vermeyen son ülke olarak kalması ABD Kongresi’nde Türkiye’ye yeni silah satışı yapılmaması çağrılarının daha gür şekilde dile getirilmesine yol açtı.
Hem demokrat hem de cumhuriyetçilerden birçok Kongre üyesi çeşitli dönemlerde yazdıkları mektuplarla bu satışa onay vermeyeceklerini ilan ettiler ve Beyaz Saray’dan bu satışı Kongre’ye getirmemesi uyarısında bulundular.
Bu olumsuzluklara karşın ABD’nin Türkiye için yıllar sonra ilk kez bir yabancı askeri satışa öncülük etmesi, savunma sanayi işbirliği konusundaki zorlu sürecin geride kalıp kalmadığına ilişkin sorulara neden oldu.
Ancak Türkiye’nin topraklarında S-400 savunma sistemlerinin konuşlandırılması ve Rusya ile yakın ilişkilerin sürmesi bu konudaki iyimser beklentilerin gerçekçiliğinin sorgulanmasına yol açıyor.
Türkiye-ABD ilişkilerinin hem genel seyri hem de savunma sanayi alanındaki yansımalarının seçim sonrası göreve gelecek hükümetin izleyeceği politikalara bağlı olduğu yapılan değerlendirmeler arasında.