Avrupa Birliği (AB) devlet ve hükümet başkanları dün düzenlenen zirve toplantısında Ukrayna’ya yönelik mali yardımların sürdürülmesi konusunda anlaşmaya vardı. Buna göre Ocak ayından itibaren Ukrayna’ya 18 milyar euroya kadar yeni mali yardımda bulunulacak.
Zirve çerçevesinde Büyükelçiler düzeyinde yapılan görüşmelerde de AB ülkeleri Rusya’ya yönelik dokuzuncu yaptırım paketi üzerinde de anlaşmaya vardı.
Buna karşın doğal gaz fiyatlarının artışına sınırlama getirecek bir tavan fiyat uygulaması konusunda AB liderleri arasında bir uzlaşı çıkmadı. AB ülkeleri enerji bakanları konuyu görüşmek üzere Pazartesi günü bir araya gelecek. Bu toplantıda bir anlaşmaya varılması bekleniyor.
Ukrayna’ya yönelik maddi yardım öncelikle hastane ve okulların finansmanı için kullanılacak. Söz konusu kaynak, her biri 1,5 milyar euroluk aylık dilimler halinde, büyük ölçüde sübvanse edilmiş krediler şeklinde Ukrayna’ya aktarılacak.
Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal Twitter’dan yaptığı paylaşımda AB’ye “yorulmak bilmeyen” desteği için teşekkür etti.
Polonya’dan şaşırtan tepki
Ancak Ukrayna’ya yeni maddi yardım yapılması konusunda Polonya’dan itiraz geldi. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, beklenmedik bir şekilde AB’yi “şantaj yapmakla” suçladı. Kiev’e yapılacak yeni yardımın, uluslararası şirketlere asgari vergi uygulanması gibi konularla bağlantılı olmasını eleştirdi. Polonya Başbakanı “(Bu) Elma ve muzları aynı sepete koymak gibi” ifadesini kullandı.
Polonya’nın bu tavrı Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin zirveye gönderdiği bir video mesajı sonrasında değişti. Ukrayna lideri video mesajında, “Ukrayna’da ve tüm Avrupa’da barış için verilen mücadele, bazı AB üyesi ülkeler arasındaki yanlış anlamalara ve tartışmalara bağımlı olmamalı” uyarısında bulundu. Bunun üzerine Polonya vetosunu geri çekti.
Dokuzuncu yaptırım paketi neyi amaçlıyor?
Rusya’ya yönelik dokuzuncu yaptırım paketi Moskova üzerinde yeni bir baskı oluşturmayı amaçlıyor. Diplomatik kaynaklar, AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in zirve devam ederken dokuzuncu yaptırım paketi konusunda uzlaşmaya varılması için ısrarcı olduğunu aktardı. AB üyesi 27 ülkenin büyükelçileri beklendiği üzere Perşembe akşamı yeni yaptırım konusuna anlaşmaya vardı.
Rusya’yı hedef alan dokuzuncu yaptırım paketi Ukrayna Savaşı bağlamında daha önce yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşlara ek olarak 200 civarında kişi ve kuruluşu daha kapsıyor. Buna göre ilgili kişi ve kuruluşların AB’ye giriş ve çıkışları yasaklanırken, Birlik içindeki mal varlıkları dondurulacak. Ayrıca yeni yaptırım paketinde sivil ve askeri amaçlı kullanılabilecek ürün ve teçhizatlar için de yeni ihracat kısıtlamaları öngörülüyor.
Yine yaptırım kapsamında Rusya ve İran’a tehdit unsuru oluşturabilecek ürünlerin sevkiyatı da yasaklandı.
Polonya kısa bir süre önce tedbirlerin sıkılaştırılmasını talep etmişti.
Doğal gaza tavan fiyat pazartesiye kaldı
Zirvede, doğal gaz fiyatlarına tavan getirilmesi konusunda aylardır süren anlaşmazlıkta bir ilerleme ise sağlanamadı. Ancak AB liderleri Pazartesi günü bir araya gelecek enerji bakanlarının bu konuda bir anlaşmaya varacaklarına kesin gözüyle bakıyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, üzerinde uzlaşılacak tavan fiyatın, tartışma konusu olmayacak bir düzeyde olacağına yönelik umudunu dile getirdi. Almanya aksi takdirde enerjide tedarik sıkıntısı yaşanmasından endişe ediyor.
Doğal gazda Avrupa referans fiyatı için megavat saat başına 180 ila 220 euroluk bir tavan fiyat uygulaması gündemde. AB Komisyonu ise 275 euro teklif etmişti. Ancak bu öneri gerçekçi bulunmuyor.
ABD ile rekabet
AB devlet ve hükümet başkanları, ABD’nin sanayiye yönelik büyük çaplı sübvansiyonlarını göz önünde bulundurarak, iç ekonominin güçlendirilmesi konusunda prensipte anlaştılar. AB Komisyonu bu konuda Ocak ayı sonuna kadar somut önerilerde bulunacak.
Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen ilk etapta Korona Yeniden Yapılandırma Fonu’ndan halihazırda sağlanan fonların kullanılmasını öngörüyor. Ancak von der Leyen, orta vadede yapısal bir değişime gidilerek, yeni bir “egemenlik fonu” şeklinde yapılanmaya gidilmesi gerektiğini savundu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da von der Leyen’in önerisiyle benzeşen “Avrupa garantileri” olarak adlandırdığı ortak bir çözüm mekanizması sağlanmasını önerdi. Macron, ulusal düzeydeki çözüm girişimlerinin ülkelerin farklı mali güçleri nedeniyle rekabeti olumsuz etkileyeceği uyarısını yaptı.
Finlandiya Başkanı Sanna Marin ise “Finlandiya yeni araçlara hazır değil” diyerek yeni bir Avrupa fonu kurulmasına karşı çıktı.
Buna karşın Almanya Başbakanı Scholz öncelikle ABD ile görüşmelerin sürdürülmesi gerektiğini savunurken, “Amerikalılarla diyalog yoluyla ilerleme sağlayabileceğimize eminim” dedi.