İskoçya’nın Glasgow kentinde yapılan 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) konuşan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve TÜDAV Başkanı Prof. Bayram Öztürk ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ergün Taşkın, Akdeniz’de endemik olan deniz çayırlarının korunmasının Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele konusunda en etkin yol olduğu konusunda bir konuşma yaptı.
Prof. Dr. Bayram Öztürk ile Prof.Dr. Ergün Taşkın, konferansta son 50 yılda Akdeniz’de deniz suyu sıcaklığının yaklaşık 1.5 derece arttığını, tahminlere göre 2100 yılında deniz seviyesinin bir metre artacağını ve bundan Akdeniz sahil nüfusunun üçte bir oranında etkileneceğini gösterdiğini anlattı.
Prof. Dr. Bayram Öztürk, Akdeniz kıyılarındaki şehirlerin en az yarısının 2050 yılında iklim değişikliğinden ciddi olarak etkileneceğini, başta İstanbul olmak üzere deniz kıyısında bulunan bütün yerleşimlerin ayrıntılı uyum planlarını yapmalarının önerildiğini dile getirdi.
“Denizlerdeki oksijen üreten fabrikalar olan tek hücreli bitkisel canlıların yaşam döngüsündeki düzenin değişmesi bizleri de etkileyecek. Çünkü nüfusun önemli bir kısmı kıyılarda yaşıyor, Türkiye’de 27 il kıyısal alanda bulunuyor.”
Prof. Dr. Ergün Taşkın da, “Denizel biyolojik zenginliğiyle bilinen Akdeniz Havzası, yerel türlerin çoğunun tehdit altında olduğu bir sıcak nokta artık. Daha şimdiden taş mercanlar, yılan balıkları ve vermitid teraslar ani sıcaklık değişimlerinden, tuzlanmadan ve ani yağışlardan etkilenerek kırılgan hale gelmeye başladılar. Her ne kadar ülkemizin atmosferde toplam karbon salınımındaki oranı yüzde 0.6 gibi küçük bir oran olsa bile değişim yani uyum çalışmaları için tedbirler almalıyız. Tabii ki tüm biyolojik çeşitlilik unsurlarıyla birlikte ulusumuzun bu paha biçilmez doğal sermayesinin korunması gerekiyor.”