Adana, Hatay, Mersin ve Osmaniye Tabip Odaları’nın, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin ve çevre koruma kuruluşlarının desteği ile düzenlenen panel kapsamında, bölgede yapılması planlanan yaklaşık 16 adet yeni kömür santralinin, burada yaşayan altı milyon insanın sağlığını tehdit ettiği vurgulandı. Ayrıca, yapılması planlanan bu termik santrallerin, sağlık sistemine de önemli maliyetler getireceği belirtildi.
Hava kirliliği en önemli sorun
Bölgede halen 4 termik santral faal olarak çalışmaya devam ediyor. Bu termik santrallerin, bölgedeki diğer ağır sanayi tesislerinin ve ısınma için yakılan kömürlerin neden olduğu hava kirliliği, bölgedeki 6 milyon insanın sağlığını halihazırda tehdit etmektedir. İskenderun Körfezi ve Çukurova bölgesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait 8 hava kalitesi ölçüm istasyonunun 6’sından elde edilen ölçüm değerleri; hem ulusal standartların, hem de Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün kılavuz değerlerinin üzerinde bir hava kirliliğinin yaşandığını ve bölgedeki insanların düzenli olarak sağlığa zararlı olduğu kanıtlanmış bir havayı soluduğunu gözler önüne seriyor.
HEAL, İskenderun Körfezi bölgesine özel olarak yaptığı çalışmada, bölgede yapılması planlanan 16 termik santralin zaten düşük olan hava kalitesi yüzünden var olan çevre ve sağlık sorunlarını daha da derinleştireceğini ortaya koyuyor.
Çalışmaya destek veren Adana Tabip Odası’nın Başkanı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. H. Neslihan Önenli Munganda “Özellikle bu santrallerin neden olduğu ve olacağı ağır metal ve asit yağmurları nedeniyle alerjik solunum yolu hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları, kalp damar hastalıkları, çeşitli kanser türleri ve gebelere etkileri nedeniyle beyin gelişimi yetersiz, anomalili çocukların dünyaya gelmesi kaçınılmaz olacaktır” dedi.
Ödenmeyen sağlık faturası
Termik santraller insan sağlığını tehdit eder ve bunun sonucunda oluşan sağlık maliyetleri nedeniyle kamu bütçesine ciddi bir külfet de getirmektedir. HEAL Hava Kalitesi ve Enerji Danışmanı Deniz Gümüşel, 2015 yılında yaptıkları “Ödenmeyen Sağlık Faturası” adlı araştırmaya göre, halihazırda Türkiye’de faaliyet gösteren 19 termik santralden kaynaklanan hava kirliliğinin sadece sağlık alanında yıllık 3.6 milyar avroya kadar çıkan bir maliyetinin olduğunu ve yılda 2876 erken ölüme yol açtığını belirtti.
İskenderun Körfezi yeni termik santral istemiyor
Panelde paylaşılan bilimsel çalışmalar, bölgede halen işletmede olan ağır sanayi tesisleri, endüstriyel tarım faaliyetleri ve artan nüfusla birlikte trafik ve konut sektörlerinin ciddi çevresel kirliliğe yol açtığı ve halk sağlığını tehdit ettiğini ortaya koyuyor. Hekimler ve çevre bilim insanlarının ortak görüşü; yol açtığı hava kirliliği, ağır metal kirliliği ve diğer çevresel stresler nedeniyle, yeni kömürlü termik santrallerin bölgede var olan hastalık yükünü daha arttıracağı yönünde.
Panelde Hatay Tabip Odası Başkanı Halk Sağlığı Uzman Prof. Dr. Tacettin İnaldı konu hakkında “Bu nedenle bölgemizde kurulması planlanan onlarca kömür yakıtlı termik santral projesinin, Körfez’de var olan/planlanan diğer enerji ve sanayi yatırımları ile birlikte toplam (kümülatif) çevresel etkilerinin çalışılmasının ve halk sağlığını ve insan yaşamını önceleyen bir anlayışla, güncel bilimsel kanıtlar ışında sağlık etki değerlendirmelerinin yapılmasının gerekliliğinin altını çiziyoruz” ifadelerini kullandı.
Panelde hekimler var olan bilimsel kanıtların, bölgede yapılması planlanan termik santral projelerinin önlenmesi için mücadele etmenin, kömürden elektrik üretimine karşı çıkmanın bir hekimlik görevi olduğu konusunda ortak görüş ifade ettiler.
İskenderun Körfezi özelinde olduğu kadar, tüm Türkiye’de de, kömür yakıtlı termik santrallerin topluma, ekonomiye ve çevreye her yönüyle zarar verdiği ve yüksek sağlık maliyetlerine yol açtığı açıkça görülmektedir. Bu çerçevede, panelde bu bilimsel kanıtlar ışığında sürdürülebilir ve temiz bir gelecek ile sağlıklı bir toplum için termik santral planlarının iptal edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Adana Çevre ve Tüketici Koruma Derneği Başkanı Aile Hekimi Dr. Sadun Bölükbaşı’nın ifadesi ile “Doğru planlama ile bu risklere maruz kalmadan kaynağına para ödemediğimiz ve sonsuz kaynak olan güneş ve rüzgârdan elektrik elde ederek aydınlık ve sağlıklı bir gelecek yaratabiliriz. Temiz hava, su ve gıdaya ulaşabilmek en temel insan hakkıdır ve sağlıklı olabilmenin de ilk şartıdır.”