Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) tarafından yapılan “Bu haliyle bile ünitelerden çıkacak yaklaşık 2.5 milyon m3 kül ve cüruf atık olarak nitelendirilerek ramble malzemesi olarak yeraltı ocaklarına depolamayı planladıkları ya da tarım alanını atık depolama sahasına çevirecekleri bilinmektedir. Proje sahasının orman ve tarım alanı olduğu de açıkça görülmektedir. 991 MW’lık iki ünitede saatte 550 ton kömür yakılacağı, saatte 113 ton atık kül (yılda yaklaşık 1.000.000 ton atık) çıkacağı İfade edilmiştir” ifadesinin kullanıldığı açıklama şöyle:
1 DEĞİL, 2 DEĞİL, 3… TOPLAM ETKİ SORGULANMIYOR!
Soma bölgesinde aralarında 25 km bile olmayan 3 farklı kömürlü termik santrali… Toplam kapasite 2.500 MWe ulaşmış durumda.
Bir tarafta kontrolsüz emisyonları ile zehirlemeye devam eden“Soma Termik Santrali”, diğer tarafta zeytin ağacı katliamıyla çalışmalarına başlayan “Kolin Termik Santrali”, diğer tarafta sessiz sedasız adımlarla ilerleyen “PolyakEynez A.Ş.” tarafınca planlanan yeni bir zehir üretici termik santral “Kınık Termik Santrali”…
Planlama ve ÇED sürecinde bilim ne yazık ki göze ardı ediliyor. 3. Bir termik santralin hali hazırdaki iki termik santralle birlikte hava kirliliğine nasıl bir katkı sağlayacağı, toplam atık etkisinin ne olacağı dahi tartışılmamaktadır. Kaldı ki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda hava modellemesini irdeleyecek bir program ve ekip yer almamaktadır.
İki Santralin Atıkları 5 Adet “Eymir Gölü” Büyüklüğünde…
Kirliliğin boyutunu göstermek adına toplam etkiye dair bazı sayıları paylaşmak istiyoruz.
PolyakEynez Enerji tarafından yapılması planlanan Kınık Enerji Santrali ile birlikte, 20 km yarıçaplı bir alanda;
2441MWe gücünde 3 termik santral çalışacaktır.
Yılda yaklaşık 16.500.000 ton kömür yakılacaktır.
Yılda yaklaşık 6.200.000 ton atık kül çıkacaktır. Ülkemizde kömürle çalışan 14 adet termik santralden her yıl yaklaşık 20 milyon ton atık kül çıkmaktadır.
Kül atıklarının sadece “Kolin Termik Santrali” ve “Kınık Termik Santrali”nden kaynaklanan miktarı 20.000.000 m3 olmakla birlikte “Atık Depolama Alanları”nda depolanacak bu iki santralin atıkları 5 tane “Eymir Gölü” hacminde bir alanda depolanacaktır.
Söz konusu santrallerin tamamı tarım, orman ve mera arazisi statüsünde yer alan yerlerde yapılmaktadır.
Termik santraller, sera gazlarının ve dolayısıyla iklim değişikliğinin temel gerekçelerinin başındadır. Ülkemiz iklim değişikliğine karşı oluşturulan Paris Anlaşması’nı imzalayarak önemli bir adım atmıştır. Ancak bu geri kalmış kirli teknolojilerin cennet bölgelerde yapımı ile uluslararası alandaki taahhütlere aykırılıklar oluşmuştur.
KAYNAK: HABERDAR