
Bir Birleşmiş Milletler (BM) raporu, iklim krizi ve küresel ısınma nedeniyle insanlığı tehdit eden felaketler konusunda uyardı. Bunun üzerine Ortadoğu ülkelerini tehdit eden etkenler konusunda uyarılarda bulunan İsrailli uzmanlar, bölgedeki durumun dünyanın diğer bölgelerindeki durumdan daha az tehlikeli olmadığını dile getirdiler.
Salı günü yayınlanan BM raporunun hazırlanmasında aktif görev alan 200 uzmandan biri olan Kudüs İbrani Üniversitesi’nde iklim araştırmacısı Profesör Danny Rosenfeld, “Tamamen bilimsel gerekçelerle çalışan ve siyasetle hiçbir ilgisi olmayan, açık ve net sonuçlara ulaşan uluslararası bir bilim adamları koalisyonu var. Atmosferin sıcaklığını düşürmek ve geleneksel enerjiyi çevre dostu güneş enerji ile değiştirmek için gerekli önlemler alınmazsa insanlık korkunç felaketler riskiyle karşı karşıya kalır” dedi.
Ortadoğu ülkelerinin yağışların azalması ve havaların ısınması nedeniyle ciddi tehlikelerle karşı karşıya olduğunu söyleyen Rosenfeld, “Bunun kaçınılmaz sonucu ise daha çok kuraklık, kıtlık ve içme suyu kıtlığı görmemiz, kış günlerinin sayısı azalacak, yaz günleri artacak ve daha çok sıcak hava dalgalarına tanık olacağız. Bu korkutmak için söylenen bir söz değil. Gerçeğin doğru bir tasviridir. 50 yılı aşkın süredir aramızda yaşayanlar bunu doğrulayabilirler; çünkü havadaki olumsuz değişiklikleri bedenlerinde hissediyorlar. Bilim adamları, insanın eli ile yaptığı tahribattan sonra bugün doğanın yaklaşımının bu olduğunu tespit ettiler. Mevcut bozulmadan insanoğlu sorumludur ve durumu yine insanoğlu iyileştirebilir. Gerekli olan, durumun ciddiyetinin farkında olmak ve davranış ve araçları değiştirmeye başlamak, geleneksel enerji tüketimini azaltmak ve dostane enerji geliştirmenin yollarını aramaktır” ifadelerini kullandı.
Sol görüşlü Meretz Partisi’nden İsrail Çevre Bakanı Tamar Zandberg, bakanlıkta görevli uzmanların genel olarak Birleşmiş Milletler’in uyarılarının geçerliliğini doğruladığını ve tehlikenin Ortadoğu’ya yayılmaya başladığını söyledi. Söz konusu uzmanlar Türkiye ve Yunanistan’daki yangınların, Almanya ve ABD’deki sellerin, Kanada ve Kuzey Amerika’daki yüksek hava sıcaklıklarının, durumun ciddiyetini yansıtan fenomenler olduğunu ve Ortadoğu ülkeleri ve halklarının bu fenomenlerin sonuçlarının gelmesini beklememeleri gerektiğini söylüyorlar. Zandberg, “Harekete geçmezsek dünyamız ayakta kalamaz. Yaşanacakları önceden tahmin etmek ve felaketi zamanında önlemek için yapılması gerekenleri yapmak bizim görevimizdir” diye konuştu.
İsrailli çevre uzmanı Nadav Eyal, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İnsanlık, küreselleşmeye ulaşması ve dünyanın küçük bir köy haline gelmesiyle övünüyor. Ama bu, krize karşı akılcı bir uluslararası işbirliği sağlanamaması halinde, içi boş bir övünme olur. Dünyamız gerçekten söylem düzeyinde zararları karşılamada birlik içinde. Ama başka türden bir birliğe ihtiyacımız var; davranış değiştirme ve tehlikelerle yüzleşme bilgisine beraber sahip olduğumuz bir birlik. Bir sonraki nesilde ve belki de şimdiki nesilde bozulmaya tanık olacağız” dedi.
İsrailli uzmanlar hükümetlerini iklim kriziyle yüzleşmek için net ve ayrıntılı bir plan ortaya koymaya ve bu planın uygulanması üzerinde çalışmak için Ortadoğu’nun tüm ülkelerinden katılımcıların olduğu bir ekip oluşturmaya çağırdılar.


















