Hava kirliliği ile ilgili çalışmalar yapan State of Global Air adlı kuruluşun yayınladığı raporda, hamile kadınların hava yoluyla bulaşan kirletici maddelere maruz kalmasının rahimdeki bebekler için de zararlı olduğu, erken doğuma veya düşük doğum oranına neden olabileceği belirtiliyor.
Belgelenen 500 bin bebek ölümünün yaklaşık üçte ikisi, özellikle yemek pişirmek için kullanılan odun kömürü, odun ve hayvan gübresi gibi katı yakıtlardan kaynaklanan ‘kapalı alanlardaki hava kirliliği’ ile ilişkilendirildi.
Çalışmaya dahil olmayan, California Üniversitesi’nde (UCLA) epidemiyoloji profesörü olan Beate Ritz, Hindistan, Güneydoğu Asya ve Afrika’daki şehirlerdeki iç mekan hava kirliliğinin Victoria dönemi Londra’sıyla karşılaştırılabilir olduğunu söyledi:
”Bu, modern şehirlerde gördüğümüz hava kirliliği değil. 150 yıl önce, Londra’da veya diğer yerlerde, ev içinde kömür dumanının kullanıldığı zamanın hava kirliliği. Politikacılar için iç mekan hava kirliliği şu ana kadar ön planda olmadı, ancak olması gerekiyor.”
Rapora göre, Hindistan geçen yıl en yüksek hava kirliliği derecesini kaydetti. Hindistan’ın ardından Nepal, Nijer, Katar ve Nijerya geliyor.