Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca çıkılan ihale bir hafta önce duyuruldu. Sivil toplum kuruluşlarına göre bir rant projesi söz konusu.
Pazarlık usüleyle yürütülen ihale kapsamında Osman Ağa Koyu, Günlük Koyu, Boynuz Bükü ve İnce Burun’da tekne bağlama amaçlı 99 adet mapa ve 59 adet deniz yüzeyi şamandıra sistemi kurulacak. İşletme süresiyse 10 yıl.
CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin ihale günü şunları söylemişti: “İhalesi yapılan alanda doğal ve arkeolojik SİT alanları bulunmakta. Bu alanların derecelendirilmesiyle ilgili herhangi bir çalışma yapılmamış. Koylar bizim gelecek kuşaklara bırakacağımız miras. Bu nedenle, koylara kullan-at mantığıyla yaklaşılamaz. Uzun vadeli, çevre dostu, kamu çıkarı odaklı projelerle koylarımız değerlendirilmeli. Bu da ancak yerel yönetimlerin, STK’ların ve odaların katılmasıyla mümkün.”
En yüksek teklif AKP”ye yakın işadamından
4 Mart ve 8 Mart’ta duyurulan ihaleden kamuoyu 10 Mart’ta haberdar oldu. 15 Mart sabahı yapılan ihalede en yüksek teklifi 12 milyon 500 bin TL olarak Eloş Madencilik verdi.
Eloş Madencilik’in sahibi Süleyman Bölünmez AKP’ye yakınlığıyla biliniyor.
2002’den Mardin’den bağımsız milletvekili seçilen Bölünmez 2007 seçimlerinde AKP’den Mardin milletvekili adayı gösterilmiş. Kızı Ceyda Bölünmez Çankırı, 2015’te Mardin’den, 2018’de ise İzmir’den AKP milletvekili seçildi.
‘Oldu bittiye getirildi’
Diken’e konuşan Göcek Halk Meclisi Başkanı Yeşim Mukan, ihalenin duyuru zamanı ile yapılması arasında bir, bir buçuk haftalık süre bulunduğuna dikkat çekti: “Denizin korunması tabii ki bizim de öncelikli isteklerimizden birisi ama bu şekilde oldu bittiye getirip sadece iktidarın yakınındaki kişilere bu ihaleleri verip diğer insanlara yeterince zaman tanımadan yapılması kötü. Bunun için bir fizibilite çalışması yapılması gerekiyor. Bütün bunlar için kimseye yeterince vakit tanımadan ihale gerçekleşti.”
‘Kamu yararı taşımıyor’
19 meslek ve sivil toplum kuruluşundan oluşan Fethiye-Seydikemer Meslek Kuruluşları Güç Birliği Platformu da sürece eleştirel yaklaşıyor.
Platform adına Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası (FTSO) Başkanı Osman Çıralı şunları söyledi: “En başından beri ‘sürdürülebilir turizm’ sloganıyla çevre duyarlılığı öne çıkarılarak yapılan her çalışmayı destekliyoruz, ancak yapılacak bu ihale ve sonrasındaki işletme süreci kamu yararı taşımadığı için deniz turizmi kullanıcılarına ek maddi yük getireceği açık.”
İhalenin iptalini istediklerini belirten Çıralı şöyle devam etti: “Yapılacak çalışmanın özel sektör tarafından değil, kamu yararı gözetilerek gerekirse Meslek Kuruluşları Güç Birliği Platformu’nun da desteğiyle kamu kurumları eliyle yapılmasının, işletme sürecinde ise kullanıcılardan herhangi bir ücret alınmamasının uygun olacağı tarafımızca değerlendirilmekte.”
‘Dört koyla sınırlı kalmayacak’
İhale dört koyu kapsıyor ama Mukan’ın aktardığı bilgilere göre süreç bununla sınırlı kalmayacak: “Bildiğim kadarıyla altı kısımlı oluşacak projenin ilk etabıydı dünkü ihale. Bunun devamında 19 koy için mapa-şamandıra sistemi ‘deniz ve deniz altını korumak’ amacıyla proje yapılacak. “
Mukan, Göcek halkının ihalenin oldu bittiye getirilmesine karşı olduğunu söyledi: “Biz bu işleme ve sürece karşıyız. Olacaksa böyle bir şey herkesin eşit katılabileceği bir hak ve sistem olması lazım. Burada şimdi Fethiye Körfezi bir parça parça bir şekilde paylaşılıyor. Bu rant getirecek ne varsa ülkede nasıl paylaşılıyorsa şimdi sıra buraya geldi demek ki.“
‘Belli bir zümrenin istifade edecek olmasına karşıyız’
Bakanlık projeyle ilgili Göcek koylarının etkin bir koruma yöntemiyle yönetileceği iddiasında.
Bakanlığın bu iddiasını hatırlattığımızda Mukan şunları söyledi: “‘Vay be ne güzel düşünmüşler’ diye düşünüyorsunuz ama gerçek öyle olmuyor. Vadedilenlerin çoğu hayata geçmiyor. Geçirilenlerin de çoğu rant uğruna belli bir gruptaki insanlar tarafından geçiriliyor. Burada deniz turizmden çok ciddi bir kazanç var ama bunun hiçbir şekilde Göcek’e bir geri dönüşü yok. Birçok sorun var burada ama bu gelirlerle Göcek’te bir iyileştirme yok. Buraya gelip ceplerini doldurup gidiyorlar. Burada yarın rant bittiğinde bu insanlar gidecek ama biz hala hayatımıza devam edeceğiz. Dolayısıyla bizim derdimiz bütün bir sürecin sürdürülebilir ve uzun vadede Göcek halkının da kamu yararına da olacak şekilde olması. Bunun için çaba gösteriyoruz. Biz yapılmasın demiyoruz. Burada sadece belli bir zümrenin bundan istifade edecek olmasına ve buradaki insanların, yerli halkın, kamunun bütün bu süreçte dışlanmasına ve bu gelirden buranın geliştirilmesi adına hiçbir geri dönüşün olmamasına karşıyız. Ve tabii ki doğanın da korunarak kollanarak yapılması taraftarıyız. Yapılsın ama doğru yapılsın, her türlü denge gözetilsin.”
KAYNAK: DİKEN – AYŞEGÜL KASAP
