Tahribat görüntülenmesine rağmen Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı halkın şikayetlerine CİMER üzerinden “Altınkum plajında tahribat yoktur” diye yanıt verdi.
İzmir 2’inci Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ysa ‘vatandaşların hayal gördüğünü, bölgede herhangi bir tahribatın olmadığını’ öne sürdü.
Plaj, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından Yeşilköylü Atık Yönetimi Madencilik Tic. Ltd. Şti. şirketine üç yıllığına kiraya verilmişti.
Firmanın sahibi Hasan Surözü, Adana Demirspor’un eski yöneticilerinden ve Türkiye ve ABD’de hizmet veren Eat&Go restoranlarının sahibi.
3 Ağustos 2021’te başlayan kira sözleşmesinde yıllık bedel 360 bin lira belirlenmişti.
Kiralanan alan 1393,69 metrekare (m2). Bunun 6 m2’sine portatif büfe, 21 m2’sine teras, 4 m2’sineyse cankurtaran kabini yapılıyor.
Kıyı kanununa aykırı
Çalışmalar sırasında 1000 m2 alanın tahrip edildiği tespit edildi. Belediye tutanaklar tuttu, savcılık inceleme başlattı ama sonuç alınamadı.
Doğal SİT alanı kıyıda inşaat çalışmaları sırasında 100 yıllık ardıç ağaçları köklerinden sökülerek kenarlara atıldığı, Altınkum tepeciklerinin de tamamen yok edildiği ortaya çıktı.
Kanuna göre korunması gereken bu alanda denizin içine demir iskeleler kurularak balık yumurtlama alanları da yok edildi.
‘Konutlara elektrik yok ama büfe için trafo’
‘Beach club’ için ayrıca bölgeye elektrik hattı da çekiliyor.
Bu konuda Diken’e konuşan Çeşme halkının itirazı şöyle: “Şimdi ne hikmetse evlere bile doğru dürüst elektrik veremeyen GEDİZ Elektrik dağıtım firması, tek bir konutun bulunmadığı, tarım olmayan deniz kıyısına yüksek enerji çekiyor. Bölgeye getirilen beton elektrik direklerine bakılırsa iki-üç fabrikaya yetecek 300-400 kilovatlık trafo geliyor. Gediz Elektrik’i tebrik etmek lazım, Çeşme’de konutlara elektrik veremiyor ama 6m2’lik meşrubat büfesi için bir ilçeye yetecek elektrik hattı ve trafo döşüyor.”
‘Resmi makamlar göz yumuyor’
Çeşme Çevre Platformu, Altınkum için dava hazırlığında.
Çeşmeli aktivistler şunları kaydetti: “Ocak 2022’den beri tüm resmi makamlara toplu şikayetlerde bulunduk, savcılığa suç duyurusunda bulunuldu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na defalarca müracaat edildi ama ne yazık ki tahribat resmi makamların göz yumması ve desteğiyle son hızla devam ediyor. Dava açmak veya mahkemeyi kazanmak ne yazık ki yok edilen yaşam alanlarını, doğayı tekrar geri getirmiyor.“
KAYNAK: DİKEN – AYŞEGÜL KASAP