Deutsche Welle’ye konuşan Wohlleben, Kaz Dağları’nda on binlerce ağacın kesilmesinin ne gibi sonuçlar doğuracağını şu sözlerle açıkladı: “Özellikle Türkiye için bu bir felaket. Çünkü yaz aylarında sıcaklık çok artıyor ve ormanın olmadığı dağlık bölgelerde de kuraklık artıyor. Almanya’da yürüttüğümüz araştırmalar, ormanın yaz aylarında hava sıcaklığını 10 dereceye kadar azaltabildiğini ortaya koydu. Türkiye’de de durum farklı değil. Özellikle daha yüksek sıcaklığa ve daha büyük kuraklığa yol açacağını bildiğimiz iklim değişimini de dikkate aldığımızda tek bir ağacın bile vazgeçilmez olduğu bir gerçek…”
Türkiye’de Eti Gümüş’le olanları hatırlattı
Kirazlı’daki maden projesinin sahibi Kanadalı Alamos Gold’un altın için siyanür kullanmasına ilişkin ise Wohlleben Türkiye’de Kütahla’nın Tavşanlı ilçesindek Eti Gümüş A.Ş.’nin siyanür kullandığı madenin yakınındaki barajın Mayıs 2011’de yıkılmasıyla onlarca oğlağın öldüğü ve çevre köylerde kanserin arttığı, siyanürün bir köyün deresine karıştığı olayı hatırlattı.
Wohlleben şunları söyledi: “Siyanür çok zehirli. Siyanürün suya karışmasının, hem halka hem doğaya ağır sonuçları olabilir. 10 yıl önce Romanya’da baraj yıkıldı, Türkiye de baraj yıkılmasından ötürü, bir gümüş maden ocağı ile ilgili kötü tecrübeler yaşadı… Bu nedenlerden ötürü siyanür kullanılmamalı. Zaten Avrupa Birliği’nde (AB) 2010 yılından bu yana haklı nedenlerden ötürü siyanür kullanımı yasak. Ayrıca siyanüre kıyasla daha hafif, alternatif yöntemler var… Alternatif olmasına rağmen çevre katli siyanürle işlem yapılacak olunması çifte ahlaksızlık.“
Evrensel’de yer alan habere göre, devlet yetkilileri kazadan sonra madeni kapatmak yerine 5. atık havuzu yaptırarak madenin ömrünü daha da arttırmayı yeğledi. Hatta Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “Bir gram dahi siyanür sızıntısı yok” diyerek olayı örtbas etmeye çalışmıştı.