Haberdar
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Haberdar
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Ana Sayfa BİLİM TEKNOLOJİ

Covid-19: Dört aşı efsanesinin doğruluk kontrolü

2021-05-15
Covid-19: Dört aşı efsanesinin doğruluk kontrolü
Share on FacebookShare on Twitter

covid-19-dort-asi-efsanesinin-dogruluk-kontrolu

Aşılarının etkinliği ve yan etkileri hakkında sürekli olarak yeni haberlere rastlıyoruz. Ancak hem son araştırmaları takip edebilmek hem de bu araştırmaları anlamlandırabilmek, bilim insanı olmayanlar için oldukça zor. Bu da yanlış bilgilerin internet ortamında yayılmasına olanak sağlıyor. DW teyit ekibi, koronavirüs aşılarıyla ilgili en çok konuşulan dört mite ışık tuttu.

 

mRNA aşıları insan DNA’sını bozuyor mu?

 

Bu iddia doğru değil. Hücre genetiğine ilişkin kısaltma terimler olarak bilinen DNA ve RNA, sık sık karıştılsa da aslında birbirinden çok farklı. DNA, vücudumuzun çeşitli özelliklerini belirleyen genetik planı içerir. SARS-CoV-2 gibi virüsler, genetik materyallerini depolayan RNA’lara sahiptir. RNA, insan vücudunda da bulunur ve protein sentezinde rol oynar. Virüsler, insan hücrelerinde çoğalmak için bu protein sentezi mekanizmadan yararlanır. Bunun yanı sıra insan vücudu, virüslerle antikor ve T hücreleri üreterek protein artışlarıyla savaşır.

 

RNA aşıları, SARS-CoV-2 virüsünün yalnızca bir elementini, yani virüslerle savaşan başak proteinleri üretme planı içeren mesajcı RNA’yı insan vücuduna enjekte eder. İnsan bağışıklık sistemi aşıyla harekete geçerek patojene karşı antikorlar oluşturur. Ancak hiçbir insan veya virüs RNA’sı hücre çekirdeğine giremez. Bu da genetik materyalimizle, yani DNA’mızla temas etmediği anlamına gelir. Hücreler, amacına hizmet ettikten sonra RNA’yı parçalar.

 

Aralık 2020’de yayınlanan bilimsel bir çalışmada, SARS-CoV-2 virüsünden elde edilen genetik materyalin, RNA’yı DNA’ya kopyalayan ve hücre çekirdeğine girebilen bir enzim olan, ters transkriptaz yoluyla insan DNA’sında değişikliğe neden olabileceği iddia edildi. Ancak söz konusu çalışma henüz hakem incelemesine tabi tutulmadı ve hararetli bir şekilde tartışılıyor.

 

Ters transkriptazı keşfetmedeki rolü sebebiyle Nobel Ödülü kazanan Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden Virolog David Baltimore, saygın bilim dergisi Science’a araştırmanın çok sayıda ilginç soruyu gündeme getirdiğini, ancak araştırmanın sadece SARS-CoV-2’nin parçalarının entegre edilebileceğini gösterdiğini, ancak bunun bulaşıcı materyal oluşturmadığını söylüyor. Baltimore, “Bu, büyük olasılıkla biyolojik bir çıkmaz” diyor.

 

Peki mRna aşısı için de aynısı durum söz konusu olabilir mi? Bonn Üniversitesi Doğa ve Tıp Bilimleri Enstitüsü’nün (LIMES) Başkanı Waldemar Kolanus, bulguların aşı ile ilgili ilişkilendirilmesine şüpheyle yaklaşıyor. DW’ye verdiği demeçte, hücrelerin hemen parçalanmasını önlemek için, mRNA’nın yapısının aşılar için kasıtlı olarak değiştirildiğini söyleyen Kolanus, aşıların “Büyük olasılıkla tersine transkripsiyon yapmayacağı” görüşünde ve bu sebeple, mRNA aşılarının bu tür süreçler açısından gerçek virüs genomlarından çok daha güvenli olduğunu söylüyor.

 

Aşılar kadınlarda kısırlığa mı neden oluyor?

 

Bu iddianın kaynağı, plasentadaki bir proteinin virüsteki başak proteinleri ile benzerlik göstermesine dayanıyor. SARS-CoV-2 aşılamalarında üretilen antikorların yalnızca virüs başak proteinlerine değil, aynı zamanda plasenta gelişiminde rol oynayan bir protein olan Syncytin-1’e de bağlandığı iddia edildi. Bazıları aşıların bu proteini etkisiz hale getirdiğini ve dolayısıyla kısırlığa neden olduğunu iddia ediyor. Ancak bu iddia da doğru değil.

 

Almanya’daki Jena Üniversitesi’nin Plasenta Laboratuvarı’ndan Udo Markert, DW’ye “Genel olarak bakacak olursak, bu teorinin doğru olamayacağına dair çok sayıda neden var” yorumunu yaptı. İlk nedenin, her iki proteinin de çok az ortak noktası olması olduğunu söyleyen Markert’e göre iki protein sadece yüzde 0,75 özdeş. Markert bunun çok az olduğunun altını çiziyor. Geçmişte de multipl skleroza hastalığına (MS) karşı geliştirilen bir ilaç, bu potansiyel tehlike için incelendi. Söz konusu proteinin, Syncytin-1 ile yüzde 81 benzerlik taşıdığı bulundu. Bu yakın benzerliğe rağmen, kayda değer bir yan etki görülmedi.

 

Udo Markert, virüsün kendisinin, bu teorinin doğru olamamasının bir başka nedeni olduğunu söylüyor. Bir enfeksiyondan sonra, “kadınların aşılamaya oranla çok daha fazla miktarda proteine ​​maruz kaldığını” dile getiren Markert’e göre kısırlık teorisi doğru bile olsa Covid-19 hastalığı, kadınların doğurganlığı için herhangi bir aşıdan daha büyük bir risk. Markert ayrıca, 2003-2004 SARS salgını sırasında, hastalığa yakalanan kadınların da kısırlık belirtisi göstermediğine dikkat çekiyor. Sonuçta SARS virüsündeki başak proteini, SARS-CoV-2’de bulunan protein ile ​​büyük benzerlik gösteriyor.

 

Aşı üretimi aceleye mi getirildi?

 

Aşıların geliştirilmesi ve onaylanmasını sağlamanın genelde 10 ila 15 yıl, bazen daha da uzun sürdüğü biliniyor; ancak ilk SARS-CoV-2 aşılarının geliştirilip onaylanması bir yıldan az sürdü. Bu nedenle, bazı insanların bu hızından rahatsız duyması ve kuşkulanması anlaşılabilir bir durum. Ancak bu iddia yanıltıcı. Çünkü, aşıların bu kadar kısa bir süre sonra kullanıma hazır olmasının birkaç açıklaması var.

 

Bunlardan ilki, aşı geliştiricilerin önceden var olan bilgi birikimi üzerine bir aşı geliştirmeye çalışmaları. Aşılarda, daha önce üzerine çalışılmış ve hatta test edilmiş teknolojiler kullanılır. Araştırmacılar, zaten SARS ve MERS (2012) patojenleri üzerine yapıplan çalışmalardan, koronavirüsler hakkında çok şey biliyorlardı. Aşılar da bu bağlamlarda geliştirildi. İkinci bir neden de dünya çapında SARS-CoV-2 aşılarının geliştirilmesine büyük miktarda para yatırılmış olması. Bu durum, araştırmacılara bu görevi üstlenmeleri ve normalden çok daha fazla test yapmaları için bol miktarda kaynak ve personel sağlanmasına yardımcı oldu.

 

Üçüncü bir neden de birçok sürecin modernize edilmiş ve hızlandırılmış olması gerçeğinde yatıyor. AstraZeneca aşısının testlerine katılan Dr. Mark Toshner, İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye aşı denemelerinin yıllar sürdüğünü düşünmenin yanıltıcı olduğunu söylemişti. Asıl zaman alanın, araştırma fonlarını beklemek, denekleri bulmak ve deneme yapmak, bunlar için izin almak olduğunu belirtmişti. Pandemide zaman çok önemli olduğundan, normalde arka arkaya yapılan bazı testler, eşzamanlı olarak gerçekleştirildi. Aşılar daha sonra, sıralı incelemeye tabi tutuldu. Bu da yetkililerin test sonuçlarını gelir gelmez değerlendirdiği anlamına geliyor. Ancak bu hızlandırılmış adımlara rağmen, tüm aşılar AB’de pazar onayı için Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından sıkı bir incelemeden geçmek zorunda kaldı. Tüm bu nedenlerden dolayı, hızlandırılmış geliştirme ve tarama süreçleri, yalnızca, aşı geliştirmeye küresel bir pandeminin ortasında en yüksek önceliğin gösterildiğine işaret ediyor.

 

Hastalığı geçirmek aşıdan daha mı fazla koruyor?

 

Bu iddia yanıltıcı. SARS-CoV-2 virüsü ile enfekte olan kişilerin büyük çoğunluğu, sadece hafif semptomlar gösteriyor veya hiç semptom göstermiyor. Almanya’nın Robert Koch Enstitüsü’ne (RKI) göre, 2020 baharındaki ilk enfeksiyon dalgası sırasında, COVID-19 pozitif olanların yüzde 80’i hafif semptomlar gösterdi. Geriye kalan yüzde 20, şiddetli ve hatta son derece tehlikeli semptomlardan muzdaripti. Bununla birlikte şiddetli semptomlar geliştirme olasılığı düşük olan bireylerin, ciddi bir COVID-19 vakasına dönüşüp dönüşmeyeceğinin garantisi de yok. Genç, sağlıklı insanlar da ciddi semptomlar göstermeye ve hatta ölmeye devam ediyor.

 

Öte yanan virüsün uzun vadeli sağlık sorunlarına da neden olduğu biliniyor. Bu sorunlar arasında genelde kronik yorgunluk ve kardiyo-vasküler sorunlar var. Uzun süren bu Covid-19 semptomları, sadece şiddetli bulgulat gösteren hastalarda değil, daha hafif geçirenlerde de ortaya çıkabiliyor. Alman İmmünoloji Derneği Başkan Yardımcısı Reinhold Förster, DW’ye verdiği demeçte, uzun vadeli semptomların geçip geçmeyeceğinin, geçerse ne zaman geçeceğinin şu anda bilinmediğini söylüyor. Förster’e göre şu anda şu olmak yerine enfeksiyon geçirmeyi tercih etmek “büyük bir risk” almak anlamına geliyor.

 

Aşılar lehine bir başka argüman daha var. Bağışıklık sistemleri, aşılara gerçek enfeksiyonlardan farklı tepki veriyor. Alman kamu yayın kuruluşu NDR’ye konuşan Charite Hastanesi’nden virolog Prof. Dr. Christian Drosten, “aşıların enfeksiyona karşı daha uzun vadeli koruma sağlayabileceğini” belirtti. Drosten, araştırmalarda, aşıların daha kalıcı ve daha yüksek miktarda antikor üretimine yol açtığınının gözlendiğini aktardı. Förster de benzer görüşte. “Esasen, önemli olan üretilen antikorların miktarı ve kalitesi” diyen Förster’e göre, antikor gelişiminde, antikorların proteinlere bağlanma ve böylece enfeksiyonları önleme eğilimleri önemli. Förster, iki doz BioNTech-Pfizer aşısı yaptıranlarda bu özellikleri gösteren antikorların gözlemlendiğini söylüyor.

 

KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE

ShareTweet

BENZER HABERLER

‘Athena’ uzay aracı Ay’a indi: Güney kutbunu araştıracak
BİLİM TEKNOLOJİ

‘Athena’ uzay aracı Ay’a indi: Güney kutbunu araştıracak

2025-03-07
Dilek İmamoğlu: Ekrem’le Erdoğan’ın Karadenizli oluşları dışında ortak yönleri yok; kutuplaştırma siyasetine savrulursa “sakın” derim
BİLİM TEKNOLOJİ

Yapay zeka sohbet robotları birbirini tanıdı: Ses sinyalleriyle iletişim kurdular

2025-03-02
Araştırma: Evren, hızı yavaşlasa da genişlemeye devam ediyor
BİLİM TEKNOLOJİ

Araştırma: Evren, hızı yavaşlasa da genişlemeye devam ediyor

2024-04-05
Telefon üreticileri elektrikli araç da üretmeli mi?
BİLİM TEKNOLOJİ

Telefon üreticileri elektrikli araç da üretmeli mi?

2024-03-24
Pregabalin nedir ve neden tehlikeli?
BİLİM TEKNOLOJİ

Pregabalin nedir ve neden tehlikeli?

2024-03-23
Beyin çipi yerleştirilen kişi düşünce yoluyla satranç oynadı
BİLİM TEKNOLOJİ

Beyin çipi yerleştirilen kişi düşünce yoluyla satranç oynadı

2024-03-21
  • Trendler
  • Comments
  • Son
Fenerbahçe, deplasmandan galibiyetle döndü

Adana Demirspor, Galatasaray maçında sahadan çekildi

2025-02-09
KHK’lı emniyet müdürü hayatını kaybetti

KHK’lı emniyet müdürü hayatını kaybetti

2025-02-10
5 binada 200 kişi can verdi, sorumlu olanlar 1 gün bile tutuklanmadı

İzzet Ulvi Yönter’e ‘Cevheri Güven’ şoku; sosyal medyada tepki yağdı

2025-02-23
Zafer Algöz, ‘Şinasi Yurtsever’ paylaşımını apar topar sildi

Zafer Algöz, ‘Şinasi Yurtsever’ paylaşımını apar topar sildi

2025-03-14

AKP Grup Başkanvekili Elitaş tarih verdi: EYT düzenlemesi ne zaman hayata geçecek?

0

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş: Sömürgeciliğin merkezi olan bir ülkedeyiz

0

Akşener'in sözleri CHP'de nasıl yorumlandı?

0

Kılıçdaroğlu, Temel Karamollaoğlu’nu ziyaret etti

0
Greenpeace’ten Rusya ile ticarete tepki; eylem için Macron’un balmumu heykelini çaldılar

Tutuklanan avukat Burak Bekiroğlu: Savcı bey de bakanın kardeşinin arkadaşıymış

2025-06-02
Greenpeace’ten Rusya ile ticarete tepki; eylem için Macron’un balmumu heykelini çaldılar

Greenpeace’ten Rusya ile ticarete tepki; eylem için Macron’un balmumu heykelini çaldılar

2025-06-02
Almanya’da sınırdan geri çevirmelere mahkeme engeli

Almanya’da sınırdan geri çevirmelere mahkeme engeli

2025-06-02
İzmir grevinde kim haklı?: Belediye mi işçiler mi?

Ukrayna ve Rusya heyetinin İstanbul’daki görüşmesi sona erdi; savaş esiri takası konusunda anlaşma sağlandı

2025-06-02

Son Haberler

Greenpeace’ten Rusya ile ticarete tepki; eylem için Macron’un balmumu heykelini çaldılar

Tutuklanan avukat Burak Bekiroğlu: Savcı bey de bakanın kardeşinin arkadaşıymış

2025-06-02
Greenpeace’ten Rusya ile ticarete tepki; eylem için Macron’un balmumu heykelini çaldılar

Greenpeace’ten Rusya ile ticarete tepki; eylem için Macron’un balmumu heykelini çaldılar

2025-06-02
Almanya’da sınırdan geri çevirmelere mahkeme engeli

Almanya’da sınırdan geri çevirmelere mahkeme engeli

2025-06-02
İzmir grevinde kim haklı?: Belediye mi işçiler mi?

Ukrayna ve Rusya heyetinin İstanbul’daki görüşmesi sona erdi; savaş esiri takası konusunda anlaşma sağlandı

2025-06-02
Haberdar

Gerçekler Sadece Gerçekler

MENÜ

  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR

Gerçekler Sadece Gerçekler