Alzheimer ve parkinson gibi zihinsel faaliyetlerin ortadan kalkmasını sağlamak amacıyla geliştirilen beyin simülatörleri üzerindeki çalışmayı, doğrudan zihin kontrolü şeklinde dizayn etmeye çalışan Çin’in bu çabaları hayli tedirgin edici.
Okullarda, sokakta ve kamusal hayatın her alanında vatandaşlarını kameralarla takip eden, öğrencilerin gözlerindeki ifadeden davranışlarını tespit eden akıllı makineler üreten ve bu sayede insan davranışını kontrol altına alma yolunda büyük bir yol kat eden Çin’in, insan üzerindeki deneysel faaliyetleri göz önünde bulundurulduğunda mevcut girişimi pek de masum görünmüyor.
Beyin simülatörünün nasıl kullanılacağı tartışmaları sürerken Çin çoktan insan üzerinde deney yaparak ilk sonuçlarını elde etti.
Habere göre, uzun yıllardır uyuşturucuyla mücadele için tıbbi çözüm arayışında olan Çin hükümeti, bu anlamda da derin beyin simülasyonu yaratan cihazlara büyük yatırımlar yaptı ve ilk insanlı denemesini eylül ayında gerçekleştirdi.
Deneyin sonuçlarına göre, zihni kontrol eden beyin simülatörü işe yaradı ve hastanın cihaz beynine yerleştirilmesinden sonra hiç bir şekilde uyuşturucu krizi geçirmediği tespit edildi.
Bu konuda konuşan hastanın söyledikleri ise memnuniyet ifadeleri ile dolu. Hasta, simülasyonun kişinin üzüntüsünü, sevincini, öfkesini, tedirginliğini kontrol edebildiğini böylece uyuşturucu krizinin yarattığı etkinin ortadan kalktığını söylerken, oldukça mutlu ifadeler kullanan hastaya göre beyin simülatörü büyüleyici özelliklere sahip.
Bir anlamda teknolojinin psikolojik durumumuzu kontrol altına alabilmesi güzel bir gelişme gibi görünüyor. Özellikle depresyon ya da ani duygu değişimleri, öfke patlaması gibi durumlarda insanları bu şekilde kontrol altına almak mümkün hale gelebilir.
Ama öte taraftan bir beyin simülatörü tarafından insani duyguların bu şekilde taklit edilebilmesi, zihin kontrolü için yol açmışa benziyor.