Bakan Koca’nın açıklamasına göre Türkiye’de geçtiğimiz hafta her 100 bin kişiye göre en düşük vaka sayısı görülen iller 3,21 ile Hakkari, 3,91 ile Şırnak, 8,51 ile Muş, 8,71 ile Batman ve 10,43 ile Iğdır oldu.
Bu illerin tümünde geçen yıl 1 Haziran’da başlayan normalleşme takvimi ile birlikte vaka sayılarında artış yaşanmış, bölgedeki hekimler o dönemi “Birinci dalganın zirvesi” olarak tanımlamışlardı.
Bölgede son veriler hakkında görüştüğümüz Tabip Odası Başkanlarına göre vaka oranlarının düşmesinde, uygulanan kısıtlamaların, kapatılan sosyal mekanların ve kış mevsimin etkisi yüksek.
‘Mart’ta normalleşme’ açıklamaları endişelendiriyor
Altı ilçesiyle beraber nüfusu 411 bini aşan Muş’ta, vaka sayıları yüzbinde 8,71’e kadar düşmüş durumda.
Geçen yılın Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında vaka sayısının hızla arttığını hatırlatan Muş Tabip Odası Başkanı Fatma Rojin Öngün, “O sırada günde 15-20 arasında hasta taburcu etmemize rağmen günlük yatışlar 90’a kadar çıkıyordu. Şu an Muş’ta iki üç hasta var ve yoğun bakımda hastamız yok” diyor.
Öngün, Muş’ta vaka sayısının düşmesindeki en temel faktörün uygulanan kısıtlamalar olduğunu söylüyor. Kışları çok sert geçen ilde şehre gelişlerin azalması da bir diğer etken.
“Muş’ta aile yapısı da kalabalık. Haziran’da sonra yaşanan artışların nedeni de, farklı kentlerde yaşayan Muşluların illerine geri dönmesiydi ama kış aylarında bu şekilde gelen pek olmadı.”
İnsanların maske ve sosyal mesafeye hala çok dikkat etmediğini söyleyen Öngün, Mart ayı için planlanan normalleşme adımlarının risklerine dikkati çekiyor.
“Doğal bağışıklık sağlandı mı onu öngörmek zor ama hastanelerde bahar aylarında yeni bir artışın yaşanabileceği beklentisiyle önlemler alındı. Nisan gibi biz yeni bir artış bekliyoruz. Hala bile hastane ziyaretlerine tepki gösterenler oluyor, maske takmadan gelenler çok. İnsanlarda hem bir bıkkınlık var, hem de Covid ile yaşama düşüncesini hala içselleştirmiş değiller” diyor.
Yasaklar etkili oldu
Yedi ilçesiyle beraber 545 bin 530 nüfusa sahip Şırnak’ta da 100 bin kişiye düşen vaka sayısı 3,91 ile Türkiye ortalamasının çok altında seyrediyor.
Şırnak İl Tabip Odası Başkanı Doktor Serdar Kuni, hafta sonları uygulanan yasaklar ve kısmi kapanmanın bölgede hasta sayısının azalmasında etkili olduğunu belirtiyor.
Kısıtlamalarla birlikte sosyal bulaşın azaldığına dikkati çeken Kuni de normalleşme adımlarından kaygılı:
“Elimizde veri yok ama hastanelerin genel durumu iyi ve yoğun bakımlarda yatak sıkıntısı yok. Ama bu durum virüsün bittiği anlamına gelmiyor, eğer normalleşmeye dönülürse, 1 Haziran sonrasında yaşanan duruma dönme endişemiz var.”
İl Hıfzısıhha Kurulu’nun, alacağı kararlarda dikkatli olması gerektiğini ifade eden Kuni, sağlık çalışanlarına yapılan ikinci doz ile birlikte, Şırnak’ta şu ana kadar 6 bini aşkın aşının yapıldığını söylüyor. Özellikle riskli gruptaki vatandaşların randevu alma konusunda büyük sorunlar yaşadığının da altını çiziyor.
‘Test ve temaslı bildirimleri azaldı’
İlçeleriyle beraber 1 milyon 159 bin 558 nüfusa sahip Van’a; Bitlis, Muş, Ağrı, Bitlis, Iğdır, Hakkari gibi çevre illerden de hasta sevk ediliyor.
Geçen yılın Temmuz ve Ekim ayları arasında hastanelerdeki doluluk oranı yüzde 90’ları bulan Van’da, son haftalarda günlük vaka sayısı 30-40 civarına inmiş durumda.
Van ve Hakkari Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç, halkın da kısıtlamalara uyum gösterdiğini ama vaka sayısının azalmasının, yapılan test oranın düşmesiyle da ilgili olduğunu öne sürüyor.
“Karantinanın yarattığı sosyal ve ekonomik etkiler nedeniyle İnsanlarda artık hemen gidip test yapma isteği de yok. Temaslı bildirimleri de oldukça düştü çünkü karantina sürecinde insanlar ekonomik sıkıntılar yaşamaya başladı” diyor.
Son aylarda çevre illerden bariz bir hasta akışının olmadığını belirten Yaviç, bölgenin sosyal yapısına da dikkati çekiyor.
“Üç gün devam eden taziyeler ve düğünler olurdu, yapılmadı. Maske konusunda da bir uyum var ama sosyal mesafenin korunması konusunda hala olması gerek uyum sağlanmış değil. Çünkü insanlar ekonomik sebepten dolayı çalışıyor bu da sosyal hareketliliğin devam etmesine neden oluyor.”
Yaviç, 281 binlik nüfuslu Hakkari’de, geçen yıl hastalığın en çok yayıldığı dönemde bile doluluk oranın yüzde 60’ları aşmadığını da ekliyor.
Van’daki iş çevrelerinin, İran sınır kapısının açılmasını istediklerini belirten Yaviç, kapıların açılmasıyla Türkiye’de de görülen mutant virüs tehlikesinin daha artacağına dikkati çekiyor.
“Ülkemizde de mutant virüs görülmeye başlandı, eğer sınır kapıları açılır, kısıtlamalar sonlanır, normal hayata dönüş kararı alınırsa, 1 Haziran sonrasındaki duruma benzer şeyler yaşayabiliriz” diyerek Türkiye’nin normalleşmeye hazır olmadığını savunuyor.
Doğu ve Güneydoğu’da 23 ilde 766 bin 842 aşı yapıldı
Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı aşı tablosuna göre Çarşamba gününe kadar Türkiye’de uygulanan aşı sayısı 7 milyon 453 bin 238 . Bu oranın içinde ikinci doz aşı olanların sayısı ise 1 milyon 218 bin 327
Doğu ve Güneydoğu’daki 23 ilde Çarşamba gününe kadar yapılan toplam aşı sayısı 766 bin 842.
Bu sayının içinde yapılan ikinci doz ise 148 bin 924.
Van, Hakkari Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç, Van’da genel aşı oranının çok düşük olmasına rağmen, risk gruplarına yapılan oranın yüzde 60’ları bulduğunu söylüyor.
Yaviç ayrıca Hakkari, Bitlis, Ağrı, Şırnak gibi illerde aşı reddinin çok fazla olduğunun da altını çiziyor. Yaviç’e göre bunun sebebi resmi açıklamalara karşı gelişen güvensizlik.
“Diyarbakır’da tedavi olan 50 civarında Covid hastası var”
Aşı konusunda vatandaşların randevu alırken sıkıntılar yaşadığını belirten bir diğer hekim ise Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan.
İldeki hastanelerde tedavi edilen 50 civarında Covid-19 hastası olduğunu belirten Turan, diğer hekimler gibi kısıtlamaların kaldırılması halinde sayının artmasından endişeli.
Aşı konusunda yaşanan güvensizliği ise şu şekilde açıklıyor:
“Aşıya karşı bölgede bir güvensizlik olduğu gerçek, bir de buna randevu sisteminin zorluğu eklenince riskli gruptan birçok insanın aşıya gitmediğini aile hekimlerimizden duyuyoruz. Birçok aile hekimi arkadaşımızın, hastaları için randevu oluşturup onları aşıya davet ettiklerini biliyoruz” dedi.
Kars’ta görev yapan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Onur Karahancı da bölgede vaka oranın düşmesinde, kış aylarında ulaşımın azalmasının rolü olduğunu söylüyor.
“Ardahan’da vaka sayısı yüksek ama orası Karadeniz illerine bağlı. Yaz aylarından itibaren Kars ve Iğdır’da iki defa pik yaşandı. Kış mevsiminde oranın düşmesi de, güçlü bir sağlık sistemi ya da koruyucu sağlık sistemi olduğundan değil, iletişim ve ulaşımın çok azalmasıyla ilgili. Hatta Kars’ta şimdi daha kötü bir çok ilçe ve köy yollarına ulaşım sağlanamadığı için aşılama yapmak bile çok zor” diyor.
Karahancı, normalleşme kavramına mesafeli yaklaştıklarını ifade ederek şöyle devam etti:
“Tartışmaya normalleşme mümkün gibi bakmıyoruz, bu senenin sonuna kadar normalleşme beklemiyoruz. Artış olur mu vakalarda, evet çünkü aşılanmaya karşı da farklı bir algı gelişti. Oysa aşı olanların da taşıyıcı olma riski fazla, aşılanan insanların aşılanmayanlara virüsü taşıma olasılığı da yüksek. Bu nedenle toplumun yüzde 60’ı aşılanmalı yoksa kişisel önlemlerle en fazla altı ay korunabilirsiniz. Sağlıkçılar da Şubat’ta aşılandı ama sekizinci ayda bizim için de risk var” diyor.
‘Gerçek sayıların açıklanması etkili oldu’
Diyarbakır’da görev yapan TTB Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya da alınan kısmi tedbirlerin etkisiyle vaka ve hasta sayısında bölge illerinde ciddi bir azalma yaşandığını söylüyor. Ona göre azalmanın sebeplerinden biri de bakanlığın vaka- hasta ayrımı yapılan tablonun gerçekçi olan kısmını açıklamasıyla sağlandı:
“Böylece yurttaşlarda kurallara uyma gelişti. Gerçekler toplumla paylaşıldığında insanlar ciddiyeti görüyor.
Üçüncü bir etken de neredeyse toplumsal bağışıklığa yol açacak şekilde enfekte olan insan sayısı çok arttı, birçok insan bağışıklık kazandı. Ama bu durum, vaka düştü, erken açabiliriz olarak ele alınmamalı” diyor.
Pandemi sürecinin asıl yükünü yoksulların ve küçük esnafın çektiğini söyleyen Yerlikaya, devletin bu kesimlere ekonomik ve sosyal destek sağlaması gerektiğini vurguluyor ve toplumun yüzde 60’ı aşılanıncaya kadar kısmi kısıtlamaların devam etmesi gerektiğini savunuyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – HATİCE KAMER