Peki bu sadece geçici bir duraklama mı yoksa savaşın kaderinin değiştiği bir an mı?
Haftalardır Rus bombardımanına maruz kalan tarım kasabası Bakhmut’un kuzeyindeki bir tepede, göğün masmaviliğini beş ayrı kara duman sütunu bozuyor.
İki Ukrayna savaş uçağı üzerimizden alçak uçuşla geçerken bahçesindeki otları ayıklamak için bastonuna yaslanarak eğilen 86 yaşındaki Anna Ivanova “Bize burada huzur yok. Güvenli hiçbir yer kalmadı. Ölsem de kurtulsam” diyor.
10 dakika sonra batı yönündeki ayçiçeği tarlasından art arda gelen beş veya daha fazla patlama sesiyle sarsılıyoruz.
Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesindeki uzun cephe hattına yaklaşanlara, Rusya’nın yıpratıcı ve ayrım gözetmeyen bombardımanı her zamanki yoğunluğuyla devam ediyormuş gibi gözükebilir.
Fakat Donetsk’teki bir buğday tarlasının yanında, bir Ukrayna topçu birliğinin komutanı sert bir yüz ifadesiyle “Eskisi kadar sık atış yapmıyorlar” diyor:
“Rus topçularının atış sıklığı en az yarıya indi. Hatta üçte birine bile inmiş olabilir.”
Soyadını paylaşmak istemeyen komutan Dmitro, bunları söylerken avucuyla arkasındaki yeşil araca hafifçe vuruyordu.
Bu, Fransız yapımı bir Caesar obüsüydü.
Namlusu güneydeki Rus cephesine dönük bu araç, cephede son dönemde sayısı artan gelişmiş Batı silahlarından yalnızca biri.
Dmitro da pek çok kişi gibi bunların savaşın gidişatını değiştirdiğini düşünüyor.
Caesar obüsü sağır edici üç patlamayla Dmitro’nun 27 kilometre uzaktaki Rus piyade birliği olduğunu söylediği bir hedefe atış yapıyor.
Gülümseyerek “Artık çok daha isabetli atış yapabiliyor ve onları daha uzaktan vurabiliyoruz” diyor.
Bir dakika içinde topçu birliği iki atış daha yaptıktan sonra, Rus topçularına hedef olmamak için yer değiştiriyor.
Son haftalarda Rus kontrolündeki bölgelerde, cephedeki askerler ve bölgede yaşayanların tanık olduğu, geri kalanların ise İHA görüntüleri aracılığıyla internetten izlediği çok büyük patlamalar gerçekleşti.
Bunların cepheden uzakta tutulan fakat ABD yapımı HIMARS ve Polonya yapımı Krab sistemlerinin gelmesiyle birlikte menzile giren Rus cephanelikleri olduğu düşünülüyor.
Ukrayna’nın Slovyansk kentini savunmak için kurulan gönüllüler birliğinin başındaki Yuri Bereza “Şu sessizliği bir dinleyin” diyor.
Kentin doğusundaki siper ağlarında bir saat geçirmemize rağmen herhangi bir patlama duymuyoruz.
52 yaşındaki sakallı asker, “Bu bize verdiğiniz obüsler ve toplar sayesinde, onların isabet gücüyle mümkün oldu” diyor ve ekliyor:
“Başta bizim her namlumuza karşı Rusya’nın 50 namlusu vardı. Şimdi bu oran bire beş seviyesine düştü.
“Artık avantajları belirginliğini kaybetti. Başa baş noktasına geldik diyebiliriz.”
Dmitro gibi Bereza da, savunma pozisyonlarından çıkıp saldırıya geçebilmek için Ukrayna’nın daha fazla Batı yapımı silaha ihtiyacı olduğunu vurguluyor:
“Artık bizi yenemezler. Ama biz de onları yenebilecek güçte değiliz. Daha fazla ekipmana, silaha, tanka ve uçağa ihtiyacımız var.
“Bunlar olmazsa büyük can kayıpları yaşanacak.
“Rusya’nın savaş yöntemi bu. İnsan hayatını umursamıyorlar.”
Dmitro da “İdeal olanı, bugüne kadar gönderilen silahların üç katını daha edinmek. Hızlıca” diyor.
Fakat Ukrayna’nın işgal altındaki topraklarını geri almasının önündeki tek engel silahların yetersizliği değil.
Rusya’nın bombardımanı azalsa da Kremlin birlikleri stratejik Bakhmut kasabasına yaklaşmaya devam ediyor.
Ukrayna birlikleri, asker sayısı ve eğitim seviyesinden de endişe ediyor.
Gönüllü birlikleri
40 Ukraynalının dikkatle dinlediği irikıyım bir adam “Şimdi size püf noktasını göstereceğim” diye bağırıyor:
“Bacağınızı böyle yukarı kaldırmanız gerek.”
Eski bir İngiliz paraşütçü birliği üyesi olan adam, şimdi Ukrayna’da cepheyi takviye etmek için gönderilen birlikleri eğiten özel bir grubun parçası.
Ukraynalı gönüllüler birkaç aylık temel eğitimin ardından cephelere gönderiliyor.
Komutanları da Batılı eğitmenlerle beş günlük bir eğitim için gayriresmi bir anlaşma yapmış.
Hukukçuyken kendini cephede bulan 22 yaşındaki birlik komutanı “Tabii ki korkutucu. Daha önce savaş görmemiştim” diyor.
Eski bir ABD askeri olan eğitmen Rob da “Batılı askerlerden alışkın olduğumuz askeri yeteneklerin bu birliklerde olmaması endişe verici” diyor.
Şimdiye kadar Batılı hükümetler, Ukrayna’nın askere alım ve eğitim süreçlerine yardımcı olmak için resmi görevliler veya anlaşmalı şirketlerini göndermeyi reddetti.
Bölgede birkaç özel şirket bağımsız olarak faaliyet gösteriyor.
ABD ordusundan emekli albay Andy Milburn eğitim faaliyetlerini izlerken “Bu okyanusta bir damla olsa da fark yaratıyor” diyor.
Bağlı olduğu Mozart şirketinin ABD hükümetiyle hiçbir bağı olmadığını ve Ukrayna’ya da onların desteğiyle gelmediklerini belirten Milburn, Batılı devletlerin bu faaliyetleri yürütmekten çekinmesini “basiretsizlik” olarak niteliyor:
“Bu çok saçma. Ukrayna ordusu o kadar çok kayıp verdi ki yeterince eğitmenleri yok.
“Batı’nın gecikmeden buna dair bir plan hazırlaması lazım.”