Haberdar
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Haberdar
Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
Ana Sayfa ÇEVRE

Ozon deliği insani çabalardan çok doğal yollarla küçüldü

2019-11-08
Ozon deliği insani çabalardan çok doğal yollarla küçüldü
Share on FacebookShare on Twitter

Ozon tabakasının, dünyayı UV ışınlarına karşı koruyan bir kalkan olduğunu düşünürsek bu haber hiç de fena değil.

 

Fakat uzmanlar sevinmek için erken olduğu konusunda uyardı. Çünkü onlara göre İklim krizinin gezegenimiz üzerindeki etkisi konusunda artan farkındalığa rağmen, iyice daralan Antarktika ozon deliğinin bizim çabalarımızla pek de ilgisi yok. Onlar, yerkürenin 20 kilometre yüksekliğinde yer alan ozon tabakasındaki küçülmeye neden olarak stratosferdeki sıcaklık seviyesinin artışını gösteriyor.

 

 

İnsani çabalardan çok doğal yollar küçülmede etkili oldu

 

Avrupa Birliği’nin Kopernik Atmosfer İzleme Servisi (CAMS) Başkanı Vincent-Henri Peuch, Euronews’e yaptığı açıklamada, ağustos ayının sonunda stratosfer sıcaklığının ortalama 40 derecenin üzerinde olduğunu söyledi. Bu ısı, kıtanın üzerinde bir soğuk hava alanı olan Antarktika kutup girdaplarını zayıflattı. Böylece sıcaklık, insan yapısı kimyasal madde olan (kloroflorokarbon) CFC’lerin ozon tabakasına zarar vermesine engel oldu.

 

 

Öyle ki, Birleşmiş Milletler (BM) 1987’de ozon deliğine neden olan kimyasalların kullanımını yasaklayan Montreal Protokolü’nden bu yana deliğin, her on yılda yüzde bir ila üç oranında küçüldüğünü tahmin ediyor.

 

 

Tabiki bu küçülmede özellikle 80’li yılların kabusu olan ozon deliğine karşı mücadelenin etkisi yok değil. Ancak atmosferdeki ozon tüketen maddelerin konsantrasyonu halen çok yüksek. Peuch, ozonu eriten klor ve konsantrasyonlarının sadece küçük miktarlarda azaldığını söylüyor. Peuch göre ayrıca 2050 veya 2060 yılından önce azalan gazların etkisini görmememiz pek mümkün değil.

 

“Montreal Protokolü büyük bir başarıydı,” diyen Avrupa Birliği’nin Kopernik Atmosfer İzleme Servisi (CAMS) Başkanı, “ancak iklim kriziyle mücadele farklı bir şey” şeklinde konuşuyor.

 

‘Montreal Protokolü büyük bir başarıydı’

 

1987’de imzalanan Montreal Protokolü ile stratosferik ozonun tükenmesine neden olan ve “ozon tüketen maddeler” olarak da bilinen kloroflorokarbonlar (CFC) ve hidrokloroflorokarbonlar (HCFC) yasaklanmıştı. Bu maddeler buzdolapları, klimalar, yangın söndürücü gibi aletlerde ve havacılık, tarım, elektronik gibi sektörlerde yaygın olarak kullanılan gazlardı.

 

Vincent-Henri Peuch ise “o dönemde CFC’lerin yasaklanması oldukça kolaydı; çünkü çok az sayıda şirket onları kullanıyordu ve alternatifleri çoktu diyor.”Uzmanların da dediği gibi, CFC’lerin kullanımı yasaklandı belki ama sera gazları her yerden geliyor hatta yenilenebilir enerji de tabakaya zarar veriyor.

 

Gezegeni korumaya yönelik çabalar sürmeli

 

Yani ozon deliğindeki küçülmede büyük oranda doğal süreç daha etkili. Tabi bu İnsanlığın zararlı kimyasalların üretimini ve kullanımını durdurmak için küresel çapta gösterdiği çabalardan vazgeçmesi anlamına gelmiyor. Şimdiye kadar kaydedilen çabalar bile büyük başarı. Fakat gezegeni korumak adına sürdürülen mücadele oldukça uzun ve sabır getiriyor. Bu gezegende yaşayan her bireye de büyük görevler düşüyor.

 

KAYNAK: EURONEWS TÜRKÇE – MELİS ÖZOĞLU

ShareTweetShare
Önceki Haber

Şenol Güneş: 2022 benim için final olacak

Sonraki Haber

AKP'li Aydemir: 2002'de asgari ücretle 1707 yumurta alınıyordu, 2019'da ise 4 bin 375 tane

BENZER HABERLER

TEMA Vakfı, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında, dünyadaki ve Türkiye’deki plastik kirliliğinin ulaştığı boyutlara dikkat çekerek bir an önce önlemler alınması gerektiğine vurgu yaptı.
ÇEVRE

Plastikler anne karnına, insan kanına kadar girdi!

2023-06-02
Raporda erken uyarı sistemlerinin önemli ölçüde fayda sağladığı ve bu felaketlere bağlı ölüm oranlarını azalttığı belirtilse de ekonomik hasar boyutunun giderek arttığı kaydedildi.
ÇEVRE

BM raporu: Meteorolojik felaketler son 50 yılda arttı, erken uyarı sistemleri hayat kurtardı

2023-05-22
Dünyadaki büyük göllerin son 30 yılda büyük oranda küçüldüğü belirlendi. Science adlı hakemli bilimsel dergide dün yayımlanan makalede bu durumun asli sebeplerinin iklim krizi ve aşırı su kullanımı olduğu belirtildi.
ÇEVRE

“Göllerin yüzde 53’ü son 30 yılda ciddi oranda küçüldü” diyen bilim insanları, bunun nedenini açıkladı

2023-05-19
"Yeşil Nobel" olarak adlandırılan çevre alanında dünyanın en önemli ödüllerinden Goldman Ödülleri'nin bu yılki sahipleri arasında Türkiye'den de bir isim var.
ÇEVRE

Goldman Çevre Ödülü Türkiye’den Zafer Kızılkaya’ya gitti

2023-04-25
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir'in su ihtiyacını karşılayan barajlardaki doluluk oranının düştüğüne dikkati çekip, "Nisandan sonra tarım da başladığı için ciddi oranda su kullanılır. Bu dönemden sonra barajlardaki doluluk düşer. Bizi ciddi bir su krizi bekliyor. Tüm Batı Anadolu, bu sorunu yaşayacaktır. Kritik bir dönemdeyiz" dedi.
ÇEVRE

Prof. Dr. Yaşar: Bizi ciddi bir su krizi bekliyor

2023-04-24
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, depremin yaşandığı bölgelerin tarım arazilerine çok yakın olduğunu ve buradan kaldırılan hafriyatların toprağa karışması halinde verimin yüzde 30 kadar düşebileceğini söyledi.
ÇEVRE

Prof. Dr. Ortaş: “Deprem bölgesinde hafriyat kimyasalları toprağa karışırsa verim yaklaşık yüzde 30 düşer”

2023-04-24
Sonraki Haber
AKP'li Aydemir: 2002'de asgari ücretle 1707 yumurta alınıyordu, 2019'da ise 4 bin 375 tane

AKP'li Aydemir: 2002'de asgari ücretle 1707 yumurta alınıyordu, 2019'da ise 4 bin 375 tane

Türkiye'nin obezite karnesi: Yaklaşık 166 bin kutu ilaç, 20 bin ameliyat

Türkiye'nin obezite karnesi: Yaklaşık 166 bin kutu ilaç, 20 bin ameliyat

AKP kulisi: 'Pelikancıların hedefindeki iki bakan gidici'

AKP kulisi: 'Pelikancıların hedefindeki iki bakan gidici'

Please login to join discussion
Haberdar

Gerçekler Sadece Gerçekler

MENÜ

  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

Sonuç Yok
Tüm Sonucu Görüntüle
  • SİYASET
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • DİĞER
    • GENEL
    • ANALİZ HABERLER
    • BİLİM TEKNOLOJİ
    • ÇEVRE
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR SANAT
    • MAGAZİN
    • MEDYA
    • MODA
    • RÖPORTAJ
    • SAĞLIK
    • SOSYAL MEDYA VE TEKNOLOJİ
    • DÜNYA
    • SPOR

Gerçekler Sadece Gerçekler