Alibeyköy’ün ara sokaklarında ufak bir atölye… Burada tekstil atölyelerinde dikilip gelen penyelerin paketlemesi yapılıyor. İçeride çalışan işçilerden biri henüz 14 yaşındaki kız çocuğu A.A. Başka bir atölyenin kesimhanesinde ise 15 yaşındaki K.T dikilen kazakları kontrol ediyor. 16 yaşındaki F.Ö ise çay servisinde…
Eğitim yılı bugün başladı. Onların tekstil atölyeleri yerine lisede olmaları gerekiyordu. Ancak onlar, ortaöğretimde örgün eğitim dışında kalan yüz binlerce çocuktan sadece ikisi. Eğitime erişim, okullulaşma artıyor ama okul terki hala önemli bir sorun.
Türkiye’de hem ilköğretim hem de ortaöğretimde okullulaşma oranları son 15 yılda büyük artış gösterdi. 1998’de ortaöğretimde net okullaşma oranı yüzde 40’lardayken bugün yüzde 80’e çıktı. Ancak okulla erişim öğrencinin okula devam ettiğinin garantisi değil. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2015-2019 Stratejik Planı’nda da ‘ortaöğretimde örgün eğitim dışına çıkanlar’, ‘okul terki’ sorunlar arasında sıralanıyor.
Geçen sene 350 bin öğrenci liseyi bıraktı
MEB verilerine göre ortaöğretimde örgün eğitim dışına çıkan öğrenci oranı yüzde 6,17. Bu orandan yola çıkıp ortaöğretimdeki öğrenci sayısı göz önüne alındığında 2014 yılında lisede eğitimden ayrılan öğrenci sayısı yaklaşık 350 bin oluyor.
Eğitim Reformu Girişimi’nin Eğitim İzleme Raporu 2014-2015’e göre de Türkiye’de eğitimden erken ayrılma oranları AB ülkelerinin çok üstünde. Türkiye’de 2014 yılı itibariyle 18-24 yaş arasındakilerin liseyi bitirmeden eğitimden ayrılma oranı yüzde 38. Bu oran kızlarda yüzde 41, erkeklerde yüzde 35. Oysa AB ülkelerinde liseyi bitirmeden eğitimden ayrılan gençlerin oranı yüzde 11.
Örgün eğitimi terk edenlerden biri 16 yaşındaki F.Ö. İki sene önce dokuzuncu sınıfa başladığı hafta okulu bırakmış. Eğitimini yarım bırakmasaydı bugün 11. Sınıf öğrencisi olacaktı.
Devamsızlık okul terkini getirdi
F.Ö’nün anlattıkları, okulu terkinin sinyallerinin devamsızlıkla başladığını gösteriyor:
“Eğitim hayatım boyunca okulda hep sıkıldım ben. Kaçardım sürekli. Bilgisayar oyunu oynamaya giderdim. Derste öylece dinler, yanımızdakine bile bir şey soramazdım. Eğlenceli, bizim de dahil olabileceğimiz bir ders görmedim hiç. Okulun ortamı da iyi değildi. Sürekli kavga çıkardı. Benim gibi kaçanlar çoktu. Okulun iyi bir ortamı olsa bırakmayabilirdim.”
F.Ö 4+4+4 ile 12 yıllık eğitim zorunlu olduğu için örgün eğitimi terk etse de açık liseye devam ediyor. Ancak çok pişman olduğunu söylüyor:
“Okulu bıraktıktan sonra bir lokantada garson olarak çalıştım bir süre. İki haftada bir gün izin yaparak günde 12 saat çalışıyordum. Sigorta da yapmayacaklarını söylediler. Ayrıldım. Bir süre de beyaz eşya satan bir dükkânda çalıştım. Orada da sigortamı yapmadıkları için ayrıldım. Şu an iş arıyorum. Babamın çay ocağında ona yardım ediyorum bir yandan da. İlk başta kendi paramı kazanmak cazip gelmişti ama okusaydım ileride daha iyi işlerde çalışacaktım.”
Mecburen açık liseye
Bu yıl lise birinci sınıfa başlaması gereken 14 yaşındaki A.A ise son üç aydır paketleme atölyesinde günde 10 saat çalışıyor. 480 TL kazanıyor ama çok yorulduğunu anlatıyor. O, TEOG sonuçlarına göre tercih ettiği okullara yerleşemeyince MEB’in otomatik olarak açık öğretime yerleştirdiği öğrencilerden biri. Aslında liseyi açıktan okumak istemediğini söylüyor. Kontenjanı boş kalan okullara nakil yapabileceğinden haberi yok. Yönlendiren, bilgi veren de olmamış:
“Açıktan nasıl okuyacağım. Görmeden, duymadan eğitimin nasıl faydası olacak? Anaokulu öğretmeni olmak istiyordum. Kızların okuması daha önemli ama… “
Sekiz kişilik ailelerinde bir tek babası çalışıyor. İki ablası da onun gibi liseyi bitirmeden ayrılmış. Bir ablası da geçen sene herhangi bir liseye puanı yetmeyince açıkta kalmış. Şimdi bir ayakkabı atölyesinde çalışıyor. Diğer ablası, lise birinci sınıfta kalınca okulu bırakmış. O da markette çalışıyor.
15 yaşındaki K.T de geçen sene liseyi bırakmış. Kazandığı meslek lisesine gitmek istemeyen, 4 kere nakil başvurusu yapan K.T olmayınca okula gitmemiş. Geçen yılı açık öğretime de kayıt yaptırmadan geçirmiş. Bu yıl açık liseye kayıt olmuş. Daha 15 yaşında ama “Bizden geçti artık” diyor. Kazakların dikildiği bir atölyede kalite kontrolde haftanın 5 günü çalışıyor. 800 TL maaş alıyor.
Eğitim Reformu Girişimi Politika Analisti Işıl Oral, okul terkinin pek çok sebebi olduğunu vurguluyor. Bunları, sosyo ekonomik sebepler, öğrencinin okulu sevmemesi, motive olamaması, başarısızlık, akran zorbalığı olarak sıralıyor. Oral’a göre bu sebeplerin hepsi önlenebilir.
Okul terki rehber öğretmenle azalır ama…
“Okul terkinin en önemli sebeplerinden biri maddi sıkıntılar nedeniyle çocukların çalışmak zorunda kalması. Bu soruna karşı sadece MEB değil, devletin farklı organları da daha fazla önlem almalı. Özellikle kız çocukları ev işlerine yardım etmek, kardeş bakma gibi nedenlerle de okulu terk etmek zorunda kalıyor. Öğrencinin okulu sevmemesi, motive olmamasıyla birlikte devamsızlık başlıyor. Devamsızlık okul terkinin bir önceki adımı. Bu noktada müdahale edilirse okul terkleri azalır. Burada okullardaki rehberlik servisleri çok önemli. İyi bir rehberlik hizmeti ile devamsızlık da okul terki de azalır. Ancak Türkiye’de bir rehber öğretmene 650 öğrenci düşüyor.
İdeali ise öğretmen başına 250 öğrenci.”
Işıl, örgün eğitimden çıkan çocukların açık liseye devam ettiğini ancak çocuk için okul ortamında olmasının çok daha önemli olduğunu da vurguluyor.
Yaygın eğitim ile öğrencinin yakından takip edilemediğini anlatan Oral, “Yaygın, açıköğretimde yüzyüze değilsiniz. Okul ortamında olması sadece akademik açıdan değil sosyal anlamda da önemli. Akranlarıyla bir arada olma, farklı insanlara etkileşim içinde olmaları önemli. Okul öğrencinin sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını da karşılıyor” diye konuşuyor.
MEB de farkında
MEB de, 2015-2019 Stratejik Planı’nda zorunlu eğitimden ayrılmaların önlenmesi ve izlenmesi için etkili bir mekanizma olmadığını belirtiyor. MEB’in UNICEF ile birlikte hazırladığı ‘Ortaöğretimde Okul Terk Sebepleri ve Örgün Eğitim Dışında Kalan Çocuklar Politika Önerileri Raporu’nda okul terki riski taşıyan öğrenci ve ailelerin sorunlarına ilişkin çağrı merkezi kurulması öneriliyor. Ayrıca en çok okul terkinin yaşandığı 9. sınıf müfredatının ve ders geçme sisteminin gözden geçirilmesinden, derslerin daha çekici hale getirilmesine kadar bazı tavsiyeler yer alıyor. Ayrıca MEB, devamsızlık ve okul terkini azaltmak için üç yıldır Ortaöğretim Uyum Programını uyguluyor. Türkiye Genelinde 40 ilde 82 okulda uygulanan programın yaygınlaştırılması amaçlanıyor.
Kaynak: aljazeera.com.tr /Umay Aktaş Salman