Selçuk, MEB’in 2019 bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
‘Vakıflara ücret yok’
Cumhuriyet’ten Ozan Çepni’nin haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı’nın işbirliği yaptığı vakıflara (CHP’liler özellikle iktidar çizgisindeki Ensar Vakfı gibi kuruluşlar lehine ayrımcılık yapılmasını eleştiriyor) bir ücret ödeyip ödemediği yolundaki soruyla karşılaşan Selçuk şunları söyledi: “Neden şu vakıfla işbirliği yapıyorsunuz? diyen vekillerimizin, ‘İyi ki onlarla işbirliği yapıyorsunuz’ diyecekleri kuruluşlar da var. Bizim hizmet alımında bu vakıflara ya da derneklere ücret ödeyip ödemediğimiz de soruldu. Asla böyle bir şey yok. Bu vakıf ya da dernekler, kendi bütçeleri içerisinde yardım, hayır ya da bağış adı altında birtakım çalışmalar yapıyorlar.”
Bakan Selçuk karma eğitimin kaldırılmaya çalışıldığı yönündeki tepkiler için de şöyle konuştu: “Türkiye’deki bütün okulların karma olmasından mı vazgeçilecek’ diye soruluyorsa inanın böyle bir şeyi oturup konuşmamıza gerek yok. Böyle bir niyet de çaba da yok. Ama bazı okulların kız, bazı okulların erkek okulu olarak düzenlenmesinin bir çeşitlendirme anlamında benim için hiçbir sakıncası yok.”
Köy enstitüleri iyi, antik Yunan olmasa!
Selçuk, kapatılması hala tartışılan cumhuriyetin ilk dönem eğitim kurumlarından ‘Köy Enstitüleri’ ile ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu model güzel bir model ve evrilip geliştirilebilir de bir model. Ancak ben çocuğumu vereceğim Köy Enstitülerine; diyeceğim ki ‘Adam olsun, vatana millete hayırlı olsun’ ama oradaki bazı kişiler, ‘Antik Yunan’ı bu çocuklarla buluşturacağım ve onların böyle doktrini olması bizim için hedeftir’ dediğinde bu da benim karşı olduğum bir şey. Bence bu enstitü modeli, gerçekten ilgilenilmesi, çalışılması ve devam etmesi gereken bir modeldi ama politize edilirse… Yetkinlikleri konusunda müzikle, ahşapla alakaları konusunda, kerpiç kesmekle alakaları konusunda çok fazla araştırmam var benim, güzel dediğim şeyler bunlar ama çatışmaya ya da tartışmaya yol açan hususlar varsa ben bunu da söylemek zorundayım. Yani bilimin namusu neyi gerektiriyorsa ben onu söyledim, geçmişteki yazılarımda, şu anda da onu söylüyorum.”
