Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ilk oturumu bugün gerçekleşiyor. Sınavın ardından öğrencilerin tercih dönemi başlayacak. Mühendislik bölümleri en çok tercih edilen alanlardan olma özelliğini taşıyor. Ancak ‘her ile üniversite’ sloganıyla hareket eden AKP iktidarının yarattığı sistem nedeniyle bölümler arasındaki puan farkları mühendislik eğitimini de oldukça kötü etkiliyor. Açılan üniversitelere verilen kontenjanlar nedeniyle aynı bölümde okuyan öğrenciler arasında ciddi farklar oluşuyor. Örneğin makine mühendisliği bölümünde bu fark 252 puana kadar çıkıyor.
Bu konuda uzun süredir çağrılar yapan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) 50 bin başarı sırası şartı istiyor. Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’ne göre ise (TMMOB) bütün mühendislikler için en az 100 bin başarı şartı gerekiyor. Bu şekilde mühendislik okuyanlar arasında nitelik ve puan farkının azaltılacağı düşünülüyor. YÖK ise 300 bin, 240 bin gibi başarı sırası şartları koyuyor.
Bazı mühendis bölümlerine üniversiteye girenlerin aldığı en yüksek ve en düşük puanlarla aralarındaki farklar şöyle:
Elektrik mühendisliği:
>> En yüksek: 466
>> En düşük: 336
>> Puan farkı: 130
Elektrik/elektronik mühendisliği:
>> En yüksek: 499
>> En düşük: 306
>> Puan farkı: 193
Bilgisayar mühendisliği:
>> En yüksek: 494
>> En düşük: 30
>> Puan farkı: 194
İnşaat mühendisliği:
>> En yüksek: 494
>> En düşük: 292
>> Puan farkı: 202
Jeoloji mühendisliği:
>> En yüksek: 486
>> En düşük: 349
>> Puan farkı: 137
Kimya mühendisliği:
>> En yüksek: 499
>> En düşük: 347
>> Puan farkı: 152
Makine mühendisliği:
>> En yüksek: 495
>> En düşük: 270
>> Puan farkı: 225
Endüstri mühendisliği:
>> En yüksek: 499
>> En düşük: 333
>> Puan farkı: 166
Çevre mühendisliği:
>> En yüksek: 486
>> En düşük: 364
>> Puan farkı: 122
Harita mühendisliği:
>> En yüksek: 475
>> En düşük: 345
>> Puan farkı: 130
DİPLOMA DAĞITAN KURUMLAR
BirGün’e konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül ‘her ile üniversite’ düşüncesinin mühendislik eğitiminde büyük sorunlar yarattığını ifade etti.
Gül şunları söyledi: “Mantar gibi çoğalan bölümler, kontrolsüz artırılan kontenjanlar, eksik laboratuvarlar ve yetersiz akademik kadro eşliğinde üniversiteler diploma dağıtan belgelendirme kuruluşları haline dönüştü. Mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı eğitimi ülkenin sanayi, kentleşme, tarım, ulaşım, enerji, kalkınma politikalarıyla doğrudan ilgilidir. Deprem, sel gibi doğa olaylarının afete dönüştüğü ülkemizde teknik eğitim, toplumun sağlığı, güvenliği gibi konularla doğrudan bağı olduğu için ayrıca öneme sahip. TMMOB üye sayısı 580 bine ulaşmış durumda. İşsizlik çığ gibi büyüyor. Yeni açılan bölümler ve artırılan kontenjanlar bu soruna içinden çıkılmaz bir hale sokuyor.”
Arıtılan kontenjanlarla mühendislik fakültelerinde hem akademisyen açısından hem de araç gereç açısından da ciddi bir nitelik kaybı yaşandığını ifade eden Gül şöyle konuştu: “Eğitim kamusal ve nitelikli olmak zorundadır. Ülkemizin araştıran, bilgi üreten, teknolojiyi kullanabilen, sosyal bilimlere açık, çevresini sorgulayan, yaratıcı, üretken, toplumla bütünleşen, yerel değerleri göz ardı etmeyen, meslek örgütüne ve örgütlenmesine inanan, ülke ve meslek sorunlarına duyarlı mühendis, mimar ve şehir plancılarına ihtiyacı vardır.”
KAYNAK: BİRGÜN / MUSTAFA KÖMÜŞ