Emniyet birimleri ve savcılığa başvuran ailesi, “ulaştıkları kamera kayıtlarına da dayanarak Güneş’in kaçırıldığını ve yaşamından endişe duyduklarını” belirtiyor.
Ailenin avukatları, konuyu Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşımaya hazırlanıyor.
Kamera kayıtlarında neler var?
Ailesinin, “sosyalist bir siyasi kimliği olduğunu” söylediği Güneş, bir inşaat şirketinde elektrik işçisi olarak çalışıyordu.
Güneş, 20 Ocak’ta işbaşı yapmak üzere Başakşehir’e gitti ancak kendisinden daha sonra haber alınamadı.
BBC Türkçe’ye konuşan aile üyeleri ve avukatları, “Güneş’in seyahat ettiği otobüsten indikten sonra bir araca konup kaçırıldığını” savunuyor.
Aile üyeleri ve avukatlar, buna kanıt olarak da elde ettikleri kamera kayıtlarını gösteriyor.
Bahsedilen kamera kayıtlarının bir bölümü bir İETT otobüsü bir bölümü ise bir işyerine ait.
Aile üyeleri ve avukatlar, “otobüs kayıtlarında Güneş’in otobüsten indiğinin, diğer kayıtlarda da bir grup tarafından zorla bir araca konulup götürüldüğünün görüldüğünü” söylüyor.
Resmi makamlara başvurular yapıldı
Güneş’ten haber alınamaması ardından aile üyeleri aynı gün İkitelli’deki Şehit Zeki Kaya Polis Merkezi’ne, bir gün sonra da savcılığa başvurdu.
BBC Türkçe’ye konuşan, Gökhan Güneş’in halası Zübeyde Güneş, başvurularında ellerindeki kamera görüntülerini ilgililere teslim ettiklerinde kendilerine, “Bu görüntüleri nereden buldunuz?” diye tepki gösterildiğini söylüyor.
Konuyla ilgili İnsan Hakları Derneği’ne de başvuran aile üyeleri, gerçekleştirdikleri protestolarda Güneş’in nerede olduğunu soruyor.
Halası: Ajanlık teklif edilmişti
BBC Türkçe’ye konuşan ailenin avukatı Sezin Uçar, Güneş’le ilgili olarak, “Sosyalist bir dünya görüşüne sahip bir işçi. Daha önce de savaş karıştı eylemler nedeniyle yargılandı, bir süre tutuklu kaldı ve beraat etti” diyor.
Hala Zübeyde Güneş, yeğenine daha önce ajanlık teklif edildiğini öne sürüyor:
“Daha önce yanaştılar. Ajanlık teklif ettiler. Ama bu çocuk onlardan uzaklaştı. Sosyalist kimliğinden dolayı bunu yaptılar.”
Hukuki açıdan ne anlama geliyor?
Güneş’in durumuna dair Emniyet veya savcılık birimlerinden henüz resmi bir açıklama yapılmış değil.
Avukat Uçar, “Güneş’in, istihbarat görevlileri veya Terörle Mücadele Polisleri tarafından gözaltında tutulduğunu düşünüyoruz” yorumunu yapıyor.
BBC Türkçe’ye konuşan İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Avukat Gülseren Yoleri ve ailenin avukatı Sezin Uçar, “eğer Güneş eğer emniyet güçleri tarafından gözaltına alınmışsa bunun hem gözaltına alınma biçimi hem de gözaltı sonrası aile ve yakınlarına haber verilmemiş olması nedeniyle hukuka aykırı olacağını” savunuyor.
Avukat Yoleri, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlilerin de bunu yapmış olması ihtimaliyle ilgiliyse şu yorumu yapıyor:
“MİT Kanunu’nda 2014 ve 2017’de yapılan değişiklikler MİT’in bu tür eylemlerde bulunmasını kolaylaştırıyor. Ama yine de hukuksuz olur. İşkence mutlak yasak. Bu hakkın tehdit altında olduğu bir pozisyonda kalkıp, ‘O yasadan kaynaklı bunu yapmak hakkım’ diyemezsiniz. Ayrıca burada Anayasa’yı, özellikle de uluslararası antlaşmalara ilişkin 90. Maddeyi hatırlatmak lazım.”
Anayasa Mahkemesi, AİHM ve BM’ye başvuru hazırlığı
Avukat Uçar, hem tedbir talebi için Anayasa Mahkemesi’ne hem de AİHM’ye başvuru hazırladıklarını belirtiyor.
Avukatlar, Anayasa Mahkemesi’ne tedbir başvurusunun “yaşam hakkının korunması ve işkence yasağının ihlalinin engellenmesi amacıyla yapıldığını” aktarıyor.
Uçar, AİHM başvurusuyla ilgiliyse, “Yaşam hakkı ihlaliyle ilgili bir durum söz konusu olduğu için iç hukuk yollarını tüketmeksizin bu başvuruları yapabiliyoruz” diyor.
Avukat Yoleri, konuyu Birleşmiş Milletler Zorla veya İrade Dışı Kaybetmeler Çalışma Grubu’na taşıyacaklarını da ekliyor.
Yoleri, “Ankara’da da geçtiğimiz yıllarda ‘FETÖ davasında’ yargılanan bazı kişilerle ilgili kaçırılma vakalarının yaşandığını, 2018’de de İstanbul’da tekstil işçisi Muhammed Abay’ın kaçırılması vakasının yaşandığını, bütün bunların 1990’lardaki yöntemlere geri dönüşe dair endişeleri arttırdığını” söylüyor.
Bu arada HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu da konuyla ilgili Meclis’te, İçişleri Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
BBC Türkçe, soruşturmanın durumuyla ilgili bilgi almak için Adalet Bakanlığı yetkililerini aradı ve bilgi talebinde bulundu.
Konuyla ilgili resmi makamlardan henüz bir açıklama yapılmadı.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – MAHMUT HAMSİCİ
