58 yaşındaki Martin, mart ayında iyi hissetmediğini söylemesinden bir hafta sonra hastaneye yatırılmış, 61 gün boyunca suni solunum cihazına bağlı kalmıştı.
Uyutulmadan önce eşi ve çocukları ile vedalaşmıştı.
Hal böyleyken Martin’in hayata geri dönmesi bir mucize olarak nitelendiriliyor.
Martin şu andaki durumunu şöyle anlatıyor:
“Bütün dünyamı alt üst etti ama bir yandan da güçleniyorum. Şimdiye kadar sadece yürüyebildim, başım çok dönüyor, akciğerlerimde sorun var, ama asıl sorun böbreklerimde.
“Böbreklerim sadece yüzde 12 oranında çalışıyor ve bu gerçekten korkunç. Ya bütün hayatım boyunca diyalize gitmem gerekecek ya da böbrek nakli olmalıyım. Sağ gözümdeki görme duyumu kaybettim ve hiç geri gelmeyecek; iki ellerimde de kimi parmaklarıma ampütasyon operasyonu yapıldı.”
Martin, mart ayında İngiltere’nin sokağa çıkma kısıtlamasına gitmesinden hastaneye yatırılmıştı.
Genetik olarak diyabet hastası olan Martin, dört yıl önce kalp krizi geçirmiş ve kalbine üç stent takılmıştı.
Bu ameliyatın ardından iyileşti, parkta sürekli koştu, alkol almadı ve sigara içmedi. Doktorlar diyabetinin kontrol altına alındığını ve sağlıklı olduğunu söyledi.
“Bir hemşire gece boyunca elimi tuttu”
İlk iki haftayı hatırlamadığını söyleyen Mardin, bir ara her şeyin bittiği hissini edindiğini anlatıyor:
“Suni solunum cihazına bağlıyken çok fazla halüsinasyon görüyordum, korkutucu bazı anlar vardı, etrafımda sürekli maske görüyordum.
“Hemşirelerden birinin bütün gece boyunca elimi tuttuğunu söylediğini hatırlıyorum. Ulusal Sağlık Sistemi NHS’in ne kadar harika olduğunu ve çalışan herkesin inanılmaz olduğunu düşündüm.”
Temmuz ayından beri evinde toparlanmaya çalışan Mardin, halen insanların dışarıda virüsü ciddiye almadığını gördüğünü ve buna şaşırdığını vurguluyor.
“Bu korkunç bir virüs, bir an önce gitmesini diliyorum” diyen Martin, insanların durumun vahametini anlamasını umuyor.
