Partisinin Milli Görüş hareketinin lideri Necmettin Erbakan’ın ‘yolundan uzaklaştığı’ yönündeki eleştirileri değerlendiren Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Ben böyle kendilerini çok akıllı zanneden insanların, ne yaptıklarından habersiz olan insanların bu şekilde kullandıkları ifadelere hiç itibar etmiyorum” dedi.
Bu tarz iddialara cevap vermenin doğru olmadığını düşündüğünü ifade eden Karamollaoğlu, “Güneş balçıkla sıvanmaz” diye ekledi.
Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) giderek 100 bin imzayla cumhurbaşkanı adayı olmak için başvuruda bulunan Karamollaoğlu, çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. YSK Başkanı Sadi Güven’le de görüştüklerini kaydeden Karamollaoğlu, “Adaylık müracaatında bulunduk. YSK Başkanı’mıza, birtakım konularda düşüncelerimizi dile getirdik. Onlar da açıklamalarda bulundular. Hayırlı olsun, diyorum. İnşallah, seçimlerden sonra bir kez daha bir araya gelip, seçim neticeleri hakkındaki görüşlerimizi, sırtımıza görev yüklenmişse de düşüncelerimizi sizlere aktarırız. Bunun dışında bir şey yok. İttifakla ilgili çalışmalarımız sürüyor. 1- 2 gün içinde bu açıklamalar yapılacak inşallah” ifadelerini kullandı.
“Güneş balçıkla sıvanmaz”
Necmettin Erbakan Ödülleri Töreni üzerinden Saadet Partisi’ne yapılan eleştirilere de yanıt veren Karamollaoğlu, “Ben böyle kendilerini çok akıllı zanneden insanların, ne yaptıklarından habersiz olan insanların bu şekilde kullandıkları ifadelere hiç itibar etmiyorum. Cevap vermenin de doğru olmadığı kanaatindeyim. Güneş balçıkla sıvanmaz” diye konuştu. Karamollaoğlu, cumhurbaşkanı adaylığına 100 bin imzayla bireysel olarak başvurmasıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
“İktidar mensupları, bunu da polemik konusunu haline getirmeye çalışıyorlar. Elbette şahıs olarak müracaat ediyoruz; çünkü bizim Meclis’te grubumuz yok. Ben Saadet Partisi’nin genel başkanıyım ve Saadet Partisi benim aday olmam için seferberlik ilan etti. ‘Bu partinin adayıdır, değildir’ söylemleri boş laflar. Memleketin en büyük çektiği sıkıntı bu. Böyle boş laflarla bizi uğraştırıyorlar, esas noktaya gelmiyorlar. İktidar partisi, Türkiye’nin herhangi bir meselesini gündeme getirerek, müzakere açabiliyor mu? Açamıyor. Bir yere gelip, ‘Şunu tartışalım’ dediğimizde gelebiliyor mu? Gelemiyor. Lafla peynir gemisi yürümez. Biz, çekişmelerle değil; ülkenin problemleriyle ilgilenmek mecburiyetindeyiz. Siyasi partiler, birbirini hırpalamak için değil, ülkenin problemlerine çözüm bulmak için varlar.”
