Ancak yapısal tedbirlere dayanmayan geçici adımlar TL’deki erimeyi durdurmaya yetmedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) uzun bir süredir politika faizini sabit tutuyordu. 8,25 seviyesinde yaklaşık beş ay seyreden faiz artan enflasyon ve kur sonunda 200 baz puan yükseltilmek zorunda kaldı.
Fakat, yaşanan artışa rağmen ne kur durdu ne de TL’nin değer kaybı. Merkez’in faiz artışı kararından sonra 25 Eylül günü kur 7.71 seviyesinden 7.57’ye kadar çekildi.
Karar’ın haberine göre neredeyse bir haftalık dönemde 7.55-7.68 civarında seyreden kur yeni ataklardan vazgeçmedi. En son dün dolar/TL 7.95’i gördü. Yıl başında (2 Ocak) fiili faiz yüzde 11,49 seviyesinde idi. 16 Temmuz’da en düşük 7.34 seviyesine inen faiz karşısında kur 6.85 liradan fiyatlanıyordu.
Yıl başından 16 Temmuz’a kadar TL yüzde 15’in üzerinde değer kaybetti. En son ise dün Merkez Bankası’nın fiili faizi 11,56 seviyesini gördü.
Kur ise 7.95 ile rekor kırdı. Yılın ilk 9 aylık döneminde TL’nin değer kaybı yüzde 34’e yaklaştı. Böylece düşük faiz döneminde kur en büyük hasarı almış oldu. Faizler indikçe hem TL kaybetti hem de enflasyon arttı.
Öte yandan Merkez Bankası da fiili faizde yıl başına geri döndü.
Bloomberg, Merkez Bankası’nın politika faizini 200 baz puan artırma kararı sonrasında, 2 Ekim haftasında TL cinsinden varlıklara 610 milyon dolarlık yabancı sermaye girişi olduğunu belirtti.
Bu, 2018 Ocak ayından bu yana haftalık en yüksek yabancı girişi. TL varlıkları yabancı yatırımcı ilgisinin devam edip etmeyeceği ise şüpheli. Türkiye piyasalarında volatilitenin son günlerde yeniden arttığına dikkat çeken Medley Global Advisors’dan Nigel Rendell yaptığı açıklamada, “TL varlıklara yatırım sadece cesurların işi” dedi.
Bölgedeki jeopolitik gelişmelerin TL’yi etkilediğini belirten Bloomberg, riski artıran üç gelişmeye dikkat çekti:
Azerbaycan-Ermenistan savaşı, S400 füzelerinin testi ve Doğu Akdeniz’deki sondaj gerginliği…
Türkiye’nin, Rusya’nın müttefiki Ermenistan karşısında Azerbaycan’ı desteklediğini ifade eden Bloomberg, S400 füzelerinin test edileceği haberlerinin ise ABD’nin şikâyetine yol açtığını kaydetti.
Doğu Akdeniz’deki sondaj geriliminin de Türkiye’yi AB üyesi Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile karşı karşıya getirdiğini belirten uluslararası haber ajansı, bu gelişmelerin TL üzerinde baskı oluşturduğu görüşünü savundu. TL’de son günlerde yaşanan değer kaybına dikkat çeken Nigel Rendell “Türkiye’ye yatırım yapanların şu anda kuşku duyuyor olabilir” dedi.
TCMB swap işlemlerinde kullanılan Türk lirası faizini yüzde 11,75’e yükseltti. Merkez Bankası, TL faizini yüzde 10,25’ten yüzde 11,75’e çekti. Ata Yatırım Direktörü Cem Tözge, atılan bu adımın önümüzdeki dönemde ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin (AOFM) daha yukarı çekileceğinin sinyali olabileceğini söyledi.
Faizdeki artışın, Merkez Bankası ile Türk bankalarının taraf olduğu swap işlemlerle TL’ye verilen faizin yükseltilmesi anlamına geldiğini belirten Tözge “Merkez Bankası giderek piyasa faizini yüzde 11,75 ve üzerine çekmeye çalışıyor.
Bu adımın ardından önümüzdeki hafta TCMB’den bankalararası işlemelerde işlem limiti kısıtlama ve gecelik fonlama tutarında miktar azaltımı adımlarını görebiliriz” diye konuştu. Tözge, mekanizmanın işleyişe ilişkin ise bankaların elindeki doları genellikle TCMB’ye verdiğini, karşılığında TL aldığını ve dönem sonunda da işleyen faizle hesabın kapatıldığını dile getirdi.
Reuters’a konuşan bankacılar bu adımı, TCMB’nin repo piyasasındaki sıkılaştırmasını, bir diğer fonlama alanı olan swapa da taşıyarak sıkılaştırmayı güçlendirmesi olarak değerlendirdi. Ayrıca yapılan artışın bankalardan alınan swap dövizinin düşük faiz gerekçesi nedeniyle geri istenilmesin diye yaptıkları belirtildi.