Sahneden siyasete adım atan Atay, 1981 yılında Almanya’da doğdu. 1999’a kadar orada yaşadıktan sonra Antakya’ya yerleşti. Çukurova Üniversitesi Biyoloji bölümünü kazanan Atay, tiyatroya olan düşkünlüğü ile okulunu yarıda bırakıp, İstanbul’un yolunu tuttu. Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden mezun olan Atay, rol aldığı “Hacı” ve “Şöhret” dizileri ile “Kavuk” ve “Zincirbozan” filmlerinin yanı sıra “Arka Sıradakiler” dizisinde canlandırdığı Saffet karakteri ile dikkatleri üzerinde çekti.
2013 yılında ise, “Redhack” soruşturması kapsamında gözaltına alınıp, serbest bırakılan Atay, neden siyasete adım attığını, HDP’yi tercih etme gerekçelerini ve vekil olarak Meclis’e gitmesi halinde yapacaklarını anlattı.
‘HERKES HDP’NİN YANINDA YER ALMALI’
Türkiye’nin bugün mevcut iktidar eliyle sürüklendiği karanlığa karşı, sorumluluk alarak HDP’de yer almayı uygun gördüğünü dile getiren Atay, insan hakları ve özgürlükler için mücadele eden herkesin de HDP’nin yanında yer alması gerektiğini vurguladı. Atay, bu dönemde özellikle kadınların LGBTİ’lilerin, gençlerin, yoksulların yani toplumun çoğunluğunu oluşturan birçok farklı kimliğe sahip insanların HDP’in yanında olmasını gerektiğini ifade etti.
Atay, bunun gerekçesi olarak ise, AKP’nin izlediği politikaları işaret etti. “AKP’nin sadece sanat ya da sanatçı düşmanı değil, aynı zamanda insanlık düşmanı, hayvanların düşmanı akla gelebilecek her türlü hayati canlılığın, pozitif düşünceyi temsil eden ne varsa hepsinin düşmanı olduğunu” belirten Atay, kendisinin de bir sanatçı olarak baskılara ve engellemelere maruz kaldığını ifade etti.
Ancak Atay’a göre, yaşadıklarımız bireysel olarak ele alınabilinecek bir mesele olmasının çok ötesinde.
‘SANAT, İKTİDAR ENDEKSLİ YA DA ANGAJE OLAMAZ’
Bunun sınıfsal ve sistemsel bir sorun olduğunu vurgulayan Atay, o yüzden herkesin yaşadığı sorunlar üzerinden tanımlama yapmak mücadeleyi ortaklaşması gerektiği görüşünde. AKP’nin sanat üzerindeki baskılarına değinen Atay, “Sanatın bir muhalif tavrı var. Sanat yapanın politik düşüncesinden ayrı olarak sanat, iktidar endeksli yada angaje olamaz. Sanat tespit ettiği toplumun sorunlarına ya da şahitlik ettiği toplumsal sorunları ifşa eder, anlatmakla yükümlüdür. Bunun bilincinde olan sanatçılar da iktidar için tehlike arz eder. Bu bir gerçek” diye konuştu.
‘SES ÇIKARMAK GEREKİR’
Aynı zamanda Oyuncular Sendikası’nın kurucu üyesi olan Atay, sanatçı kimliğinin Meclise girme konusunda sağlayacağı en ufak bir avantajı dahi kullanmakta tereddüt yaşamayacağını belirtti. Atay, bu konuda şunları ifade etti: “Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları baskı kurmakta ve repertuarına müdahale etmekte ya da kadrolarını değiştirmek ile başlayan süreç şimdi özel tiyatroları oyunlarının içeriklerine karışmak var ya da şarkı sözleri yüzünden şarkıcıların tutuklanması, telif konusunda meslek birliklerine kayyum atanması ile hatta kayyumun Arif Sağ örneğinde olduğu gibi üyelikten ihraç edilmesi ile devam eden bir sürece dönüşmüş durumda. Bunu da ifşa etmek bununla ilgili söz söylemesi ses çıkarması çıkardığı sese dışarıdan geleceğiz. Sesi yükseltmek anlamında çok gerekli görüyorum.”
‘SORUNLARI MECLİSE TAŞIYACAĞIZ’
Atay, milletvekili olarak Meclise girmesi halinde ise öncelikle Suriye savaşının Hatay’a yansımalarını Meclise taşıyacağını vurguladı.
Hatay’ın kozmopolit yapısına, ekonomisine ve toplumsal yapısına ciddi anlamda darbe vurmaya çalışan bir iktidar olduğunu belirten Atay, bu sorunların acilen dile getirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu nedenle Hatay’ın sorunlarını Meclise taşıyacağını söyleyen Atay, yoksa Hatay milletvekili olmanın bir anlamı olmadığını ifade etti.
‘SOKAK VE MECLİS BİR ARADA OLMALI’
Yine Meclis’te tek başına bir milletvekili olarak girmenin sorunları çözmeyeceğini, bu nedenle dışarıda yürüttükleri mücadeleyi Meclise taşıyacaklarını kaydeden Atay, bunu “Sokak meclise, meclis sokağa. Bunun bir arada olmadığı mücadelenin hiçbir karşılığı yok” sözleriyle ifade etti.
Çok kritik bir dönemeçten geçtiklerinin altını çizen Atay, sokaktan meclise doğru toplumsal muhalefet örnek üzere, başta gençler olmak üzere herkesin sandık güvenliği için müşahit olması ve bu zorlu süreçte oluşturulan dayanışmaya katkı sağlamaları gerektiğini vurguladı.
