4 Nisan’da “103 amiralden Montrö bildirisi” başlıklı haberin ardından bildirinin altında isimleri bulunan amirallere yönelik başlatılan soruşturma sürüyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma, Türk Ceza Kanunu’nun 316/1 maddesinde yazılı “devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma” suçlamasıyla yürütülüyor.
Soruşturma kapsamında Ankara dışında gözaltına alınan emekli amiraller, ifadeleri alınmak üzere Ankara’ya gönderildi. 4 amiralin ise, yaş durumları göz önüne alınarak Çarşamba gününe kadar Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne müracaat etmeleri tebliğ çıkarıldı.
Gözaltına alınan amirallerden biri de Türkiye’nin denizlerdeki aktif ve askeri güce dayalı stratejisinin temelini oluşturan “Mavi Vatan” doktrininin isim sahibi Tümamiral Cem Gürdeniz.
“Bu noktaya gelineceğini asla düşünmedi”
DW Türkçe’ye konuşan Rengin Gürdeniz, eşi Cem Gürdeniz’in bildiriye adının konulmasıyla ilgili görüşlerini anlattı. Cem Gürdeniz’in “Amiraller bir açıklama yazmışlar, benden de açıklama için onay vermemi istediler” dediğini, eşinin de açıklamayı “masumane” bulduğunu ve listeye “adının yazılmasında bir mahsur görmediğini” söyledi.
Rengin Gürdeniz ayrıca, “Cem zaten bu konuyla ilgili görüşlerini her dakika ekranlarda bildiren biri. O yüzden bunun bu noktaya geleceğini asla ve asla düşünmedi” dedi.
“Delilleri yok edecek insanlar değiller”
Gözaltındaki amiraller hakkındaki soruşturmada bildirinin hazırlanma ve yayınlanma süreci araştırılıyor. Ayrıca bildiriyi kim ya da kimlerin kaleme aldığı da soruşturma kapsamında yanıtı aranan sorular arasında bulunuyor.
Emekli amirallerin muvazzaf subaylarla irtibatlarının olup olmadığı, yurt içi ve yurt dışı bağlantıları, başka kişilere de imzalamaları için baskı yapıp yapmadıkları da araştırılıyor.
Emekli amiral Cem Gürdeniz’in de aralarında olduğu 4 amiralin avukatlığını yapan Şule Nazlı Erol, amirallerle görüşmesinin ardından DW Türkçe’ye konuştu.
Rutin bir görüşme gerçekleştirdiğini belirten Erol, “Cem Gürdeniz böyle bir duyuruyla gözaltına alınacağını hiç tahmin etmediğini, gözaltına alınmayı son derece yanlış bulduğunu” aktardı.
Erol, diğer amirallerin de “böyle bir duyuruyla işin bu hale geleceğini asla tahmin etmediklerini” belirtti; “Bunun sadece bir görüş açıklama olduğunu düşündüklerinden çok tepkililer” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, yaptığı duyuruda emekli amiraller için “10 şüphelinin, üzerilerine atılı suçun niteliği ile delillerin yok edilmesinin önüne geçmek amacıyla eş zamanlı olarak gözaltına alınmalarına” karar vermişti.
Gözaltı kararını doğru bulmadığını belirten avukat Şule Erol, “Delilleri yok edecek insanlar değil bunlar. Balyoz’dan yargılanırken de çoğu ellerinde çantalarıyla gittiler. ‘Buyurun sorun’ dediler. Kaçma, göçme, delil karartma gibi şeyler bu tür onurlu insanların yapabileceği bir şey değildir. Ellerinden telefonlarını, bilgisayarlarını aldılar. Hangi delilleri karartacak bunlar?” ifadelerini kullandı.
“O duyuruda suç unsuru taşıyan bir şey yok”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekli amirallerin yayımladığı bildiriye ilişkin düzenlenen değerlendirme toplantısının ardından kameraların karşısına geçmiş, amirallerin açıklamasında “darbe imaları” olduğunu söylemişti.
Erdoğan ayrıca, “hiçbir emekli kamu görevlisinin de topluca böyle bir yola tevessül etmeye hakkı bulunmadığını” ifade etmişti.
“Anayasa’nın 26. maddesi son derece açık. Görüşlerini açıklayabilir herkes. Bu insanlar Boğazlar, denizler konusunda bilirkişi pozisyonunda olan insanlar” diyen Şule Erol, “yanlış anlaşılmalarla yanlış sonuçlara gidilmesin hassasiyeti ve endişesiyle bu duyuruyu yapmışlar” dedi.
Darbeyi çağrıştıracak bir bildiri olabilmesi için “arkasında kamu gücünün olması gerektiğine” vurgu yapan Erol, “Emekli amirallerin arkasında kamu gücü var mı? Emekli amirallerin bu suçu işlemek için neyi var? Hiçbir kuvvet, silah, yetki var mı ellerinde? Yok” açıklamasında bulundu.
Gözaltı süresi uzatıldı mı?
Gözaltındaki amirallerin ifadeleri henüz alınmadı.
Yaşları nedeniyle tebliğde bulunulan 4 emekli amiralin “gözaltında olmadığını” söyleyen avukat Şule Erol, “Çarşamba günü gelin ifadelerinizi alacağız deniyordu. Şimdi Pazartesi günü gelin diyorlarmış. Avukatlarla görüşmüyorlar” dedi. Bugün savcıyla görüşmeye çalışacağını belirten Erol, “görüşebilirsem savcıyla görüşeceğim. ‘İkinci uzatmayı mı verdiniz?’ diye soracağım. Avukat olmamıza rağmen bize hiçbir bilgi verilmiyor” ifadelerini kullandı.
Montrö Sözleşmesi’nin feshi tartışması
TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Bir Cumhurbaşkanı Montrö’yü feshedebilir mi?” sorusuna “Teknik olarak evet” yanıtı vermesi tartışmaların fitilini ateşledi. Emekli amiraller, Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın da sarık ve cüppe ile fotoğraflarının ortaya çıkması üzerine kamuoyunda başlayan tartışmalarla ilgili Cumartesi gecesi bir bildiri yayımlamıştı.
Bildiride “Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesi’nin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz” denilmişti.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – ADNAN AĞAÇ
