Türk tiyatrosunun usta isimlerinden Müjdat Gezen, Arkın’ın ölümüyle ilgili olarak BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Sadece Türk sinemasının bir ferdini değil; abimi, dostumu kaybettim. Bu ülkeye çok faydası olmuş bir insanı kaybettik” dedi.
Arkın ile son olarak iki gün öncesinde konuştuğunu belirten Gezen, ” ‘Çok iyi nefes alamıyorum Müjdat’ dedi. Ona doktorumu gönderdim. ‘Merak etme, Gündüz Bey seni iyileştirecek’ dedim. Şimdi çok üzgünüm” diye konuştu.
‘Yahu Müjdat hiç mi ölmedin?’
Gezen, “kariyerim boyunca hep bir şeyler öğrendim” dediği Arkan’ın sanat hayatından övgülerle bahsetti.
Üç oyunda usta aktörle tiyatro sahnelerini de paylaştıklarını söyleyen Gezen, o yıllarda Arkın’ın kendisine, “Neden daha önce tiyatroya başlamadım? Çok ihmal etmişim” dediğini aktardı.
Gezen, 1966 yılında beraber bir film çektiklerini ancak bu filmin bir yangında yandığını da şu sözlerle anlattı:
“Filmin yönetmeni Süreyya Duru idi. Film maalesef yandı. Ama sette bana çok şeyler öğretmişti. Ölüp attan düşme sahnesi vardı. Bana yazılmıştı. Deniyorum deniyorum olmuyordu. Yere minderler koyuyorlardı, yavaşlatıyorlardı ama bir türlü attan atlayamıyordum. Sonra bana gelip, ‘Yahu Müjdat hayatında hiç mi ölmedin?’ demişti. Bana öğrettiği çok şeyden birisiydi bu.”
Gezen, Arkın’ın sahnede ne büyük bir hava yarattığını ise şu sözlerle dile getirdi:
“Sahneye çıktığında bütün alkışı o alıyordu. Bir gün yanına gidip, şakayla ‘Abi sana tiyatroda rol vermeyeceğim daha fazla’ dedim. ‘Niye?’ diye sordu. ‘Bütün alkışı sen alıyorsun, bize hiç kalmıyor’ dedim. Gülüştük, eğlendik.”
‘Öylesi derin izler bıraktı ki…’
Senarist ve yönetmen Gani Müjde, Arkın’ın kaybının Türk sineması için “yeri doldurulamaz bir boşluk olduğunu” söyledi.
BBC Türkçe’ye konuşan Müjde, bir tür “nefret ilişkisiyle” başladığını söylediği dostluklarını şu sözlerle anlattı:
“Kahpe Bizans’ı çekmiştik. Türk sinemasıyla ilgili olduğunu öğrenince bu hoşuna gitmemiş. Onun söylemleri de kötü bir intiba bırakacaktı film için. Onu ikna etmemiz gerekiyordu. Arayıp görüşmek istedik. Kabul etti, filmi beraber izledik. Sonra filmi beğendi. O günden sonra da dost olduk.”
Türkiye’de Yaşar Kemal, Tarık Akan ve Uğur Mumcu gibi bazı ölümlerin sadece bir kayıp olmadığını ifade eden Müjde sözlerini şöyle sürdürdü:
“O bir köşe taşı. Nitekim ölmedi, ardından bir boşluk bıraktı. Öylesi bir hacmi vardı ki, öylesi derin izler bıraktı ki, bunun sadece bir ölüm olduğunu söyleyemeyiz. Derin bir boşluk. Bu nedenle çok üzgünüm.”
Bütün sevdiklerimiz diğer tarafa geçiyormuş hissi
Tuğçe Madayanti Dizici,Sinema yazarı
Türk sinema tarihinde kendisine her zaman ayrı ve özel bir yer açılacak. Tarihsel fantazya filmlerine yerleştirdiği Cüneyt Arkın tarzıyla, Türkiye’ye ait sosyal içerikli filmlerindeki toplumcu tiradlarıyla her daim “kahramanımız” oldu.
“Savulun Battal Gazi Geliyor” filminde bir anlamda Türk toplumunun emperyalizme karşı duruşunu, ‘Maden’ filminde sömürüye karşı emekçinin duruşunu resmeden, Yeşilçam’ın aşk romantik komedilerindeki jönlüğü ile Hollywood’dakilere pabuç bırakmayan büyük bir isimdi.
Geniş filmografisine bakınca hakkında onlarca tez yazılabilecek birisini özetlemek aslında neredeyse imkansız. Ve bugün buna da pek gerek yok zaten.
Çünkü geçmişimizle sanki vedalaşmaya zorlanıyor gibi hissettiğimiz bugünlerde, Tarık Akan’ın, Fatma Girik’in ardından onun kaybı her şeyden öte duygusal bir yıkım.
Bütün sevdiklerimiz diğer tarafa geçiyormuş hissi… Cüneyt Arkın asla unutulmayacak asla…
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – BURAK ABATAY