Erdoğan, TRT’de katıldığı programda, büyümenin devamı ile enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesi arasında direkt bir bağlantının kurulamayacağını belirtti.
Erdoğan, “Yani bu konuda ben yine aynı iddianın peşindeyim. Hatta bugün de Merkez Bankası Başkanımızla görüştüm. Yani bizim bir defa faizleri düşürmemiz şart, onun için de yani Temmuz-Ağustos, buraları bulacağız ki faiz düşmeye başlasın” dedi.
Erdoğan’ın sözlerinin ardından lirada sert bir değer kaybı görüldü.
Reuters verilerine göre, lira, gelen ilk satışlarla dolar karşısında yüzde 4 civarında değer kaybetti ve dolar/TL kuru 8,88 ile tüm zamanların en yüksek düzeyini gördü. Liranın yılbaşından bu yana toplam değer kaybı yüzde 15’i aştı.
Sabah Asya piyasasının ilk işlemlerinde biraz toparlanan kur, 8,60 seviyesinin üzerinden işlem görmeye başladı. Kurun bir önceki rekor seviyesi Kasım 2020’de gördüğü 8,58 seviyesiydi.
Lira, euro ve sterlin karşısında da değer kaybetti. Euro, 10,75 TL ile rekor kırdı. Sterlin de 12,20 seviyesini aştı.
Analistler, Erdoğan’ın sözlerinin Mart ayında Merkez Bankası Başkanlığı’na atanan Şahap Kavcıoğlu’nun üzerindeki faiz indirim baskısını ortaya koyduğunu söylüyor.
Türk lirası, bir süredir Merkez Bankası’nın bağımsızlığına yönelik kaygılar, cari açık ve piyasa tarafından sıradışı olarak görülen, genel kabul gören anlayışın dışında kalan ekonomi politikalarının yarattığı olumsuz baskı altında bulunuyor.
Lira, yılbaşından bu yana en çok değer kaybeden gelişmekte olan ülke para birimi konumunda.
Genel kabul gören ekonomi görüşüne göre, enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde tüketimi azaltmak ve tasarrufu teşvik etmek için faizlerin artırılması gerekiyor. Bu yöntemle enflasyonun aşağı çekilmesi hedefleniyor.
Ancak Erdoğan, faiz oranları ile enflasyon arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunu, enflasyonu düşürmek için faizlerin aşağı çekilmesi gerektiğini savunuyor.
