
Uzaydan da görülen denizin üzerini kaplayan yapışkan beyaz yapının denizin altına inmesi ise tehlikeyi artırıyor. Canlı yaşamını büyük ölçüde tehdit eden müsilaj hakkında uzmanlardan dikkat çeken uyarılar geliyor.
Marmara Denizi’nde daha önce de görülen müsilajın denizi aylardır yoğun şekilde etkisi altına alması endişe yaratıyor. Bu zamana kadar açıklama yapan uzmanlar sorunun bu kadar yoğun olarak kendini göstermesinde birincil sebep olarak ‘atık’lara işaret ediyor.
Deniz biyoloğu Mert Gökalp “Marmara feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi’nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali” uyarısını yapıyor.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nden Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi’ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini söylüyor.
Prof. Sarı müsilajı şöyle açıkladı:
“Marmara Denizi için konuşursak, ilk olarak deniz yüzeyinden 5 metre aşağıda başlıyor, 15-20 metrelere kadar gidiyor. Ancak şu anda yüzeyden başlıyor ve 30 metre derinliğe kadar iniyor” diyen Sarı, “Henüz bu sabah Marmara Denizi’ne daldım ve 12 metreden derine inemedim. Elimizde fenerlerimiz olduğu halde önümüzü göremez halde olduğumuz için 12 metreden gerdi döndük.”
Müsilajın neden oluştuğuna ilişkin konuşan Sarı, bunun üç temel tetikleyicisi olduğunu belirterek birincisinin küresel iklim değişimine bağlı olarak Akdeniz havzasında sıcaklıkların yükselmesi olarak açıklıyor.
İkinci tetikleyici ise Marmara’da deniz şartlarının durağanlığı olarak açıklayan Prof. Sarı, Marmara Denizi’nin orijinal yapısı nedeniyle ‘astımlı bir insana’ benzediğini söylüyor.
3. ve en önemli tetikleyiciyi ise kirlilik yani deniz giden atıklar olarak belirten Sarı, “Bizim bu kadar yoğun şekilde atık yükleme potansiyelimiz, Marmara Denizi’nin değişen iklim şartlarıyla beraber artık özümleme kapasitesini düşürmüş durumda” dedi.
Prof. Sarı “Eğer biz bugün Marmara Denizi’ne atıklarımızı arıtmadan vermiyor olsaydık bu müsilajla karşılaşmayacaktık” diyerek “Şu an Marmara’da hayat durdu, bunun nedeni yıllardır atıklarımızı doğrudan ya da dolaylı, ya hiç arıtmayarak ya çok az arıtarak denize vermekten kaynaklanıyor. Bu politikayı değiştirmemiz gerekiyor. Yani bir atık yönetim politikasına ihtiyacımız var ve yeni politika iklimdeki değişikliği de dikkate almak zorunda” açıklamasında bulundu.
Prof. Sarı dört hafta önce Bandırma sahillerinde her türden binlerce balığın müsilaj nedeniyle öldüğünü belirtti.
Meydana gelen sorunun ekonomik etkilerinin de olacağını belirten uzmanlar yaklaşan tehlikeye dikkat çekiyor.
Karar’da yer alan habere göre Prof. Sarı sırasıyla turizmin, Marmara’dan geçen ve deniz suyunu soğutma suyu olarak kullanan, sistemleri müsilajı temizleyemeyen gemilerin ve son olarak da endüstrinin etkileneceğini anlattı ve “Ne gemilerin, ne de enerji santralleri de dahil sanayinin sistemleri müsilajlı suyu kullanmaya uygun değil” dedi.
Gökalp de böyle giderse ileride Marmara bölgesinde yaşamanın imkansız hale gelebileceğini belirterek “25 milyon buradan taşınmak zorunda kalacak. Böyle giderse Marmara Bölgesi’ni kapatmak zorunda kalacağız. Marmara’da yaşam olmasının sebebi toprağı, suyu, bu bolluğu, bereketi. Ekosistemde bunlardan biri çökerse, Marmara foseptik çukuru olursa ki olabilir, bunun sinyallerini verdi, feryat ediyor şu anda, insan yaşamı da burada mümkün olamaz” açıklamasında bulundu.
Sorunun çözülmesi için ne yapılması gerektiği hakkında konuşan Sarı, Marmara Denizi çevresindeki tüm idari ve sivil yapıların bir araya gelerek iklim değişikliğini de dikkate alan yeni bir atık yönetim politikası geliştirmesi gerektiğini belirterek “Acil eylem planı hazırlamalıyız ve bundan sonra tek 1 litre bile atığı arıtmadan Marmara Denizi’ne bırakmamalıyız” dedi.


















