1970’li yıllarda siyasete atılan Baş, özellikle 1990’lardaki seçimlerde gündeme getirdiği iddialı vaatleri ve sonraki yıllarda yargılandığı davalarla gündemde kaldı.
Haydar Baş, 1970 yılında Kayseri Erciyes Üniversitesi Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun oldu.
Siyasetin yanısıra işadamı, yazar ve akademisyenliği ile de biliniyor.
13 yıl Bakü Devlet üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Haydar Baş, çok sayıda şirketin yanısıra İcmal, Öğüt ve Mesaj dergilerinin de kurucusu olarak biliniyor.
Kadiri tarikatının temsilcilerinden olduğu belirtilen Haydar Baş, siyasetle, 1970’de Milli Selamet Partisi ile tanıştı ancak partide ömrü uzun olmadı.
MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Baş’ı partiden uzaklaştırdı. Sonraki yıllarda da Erbakan’ın liderliğindeki partilerden uzak durdu.
BTP ile oluşan ‘Ulusalcı çizgi’
Siyasetle ilişkisi hep sürdü ve 1994 seçimlerinde Doğruyol Partisi’ni destekledi.
2001 yılında ise ölene kadar liderliğini üstlendiği Bağımsız Türkiye Partisi’ni kurdu. Gazete Duvar Yazarı Sadık Güleç, kaleme aldığı yazısında Baş’ın o dönemdeki siyasi çizgisini şöyle anlatıyor:
“AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra Haydar Baş söylemlerinde ‘Atatürkçülüğü’ ön plana çıkarmaya başladı. Baş, 25 Eylül 2001 yılında Bağımsız Türkiye Partisi adıyla bir siyasi parti kurdu. Bir ay önce ise Tayyip Erdoğan ve arkadaşları AK Parti’yi kurmuşlardı. Baş bu tarihten itibaren ulusalcı bir çizgi izledi. Adeta Doğu Perinçek’in İşçi Partisi’nin İslamcı versiyonu gibiydi. Baş, “Milli Ekonomi” modeli adını verdiği bir modelin uygulanması halinde ‘Türkiye’nin kurtulacağını’ iddia ediyordu. Bu noktada özgüveninin yüksek olduğunu da ekleyelim… Öyle ki bir konuşmasında Rusya’nın kendi ekonomi modelini izlediği için kurtulduğunu ve Putin’in ‘iyi bir öğrencisi’ olduğunu iddia ediyordu. Ona göre Putin 2006 yılından itibaren bu modeli kısmen, 2013 yılından itibaren de tamamen uygulayarak dünya lideri olmuştu.”
‘İş, aş, Haydar Baş’
Siyasette ismen tanınırlığını ise 2007’deki seçim sloganı artırdı.
Ankara Tandoğan meydanında yaptığı bir mitingde, bir çiftçinin “İş istiyoruz, aş istiyoruz, bu seçimlerde Ankara’ya Haydar Baş’ı istiyoruz” pankartından ilham alınarak “İş, aş, bu defa Haydar Baş” sloganı hem hem partisinin tanınırlığını artırdı.
Sloganları kadar, seçim vaatleri de oldukça abartılı ve iddialıydı. 2015 seçimlerinde “Milli ekonomi modeli ile 500 trilyon lira para basıp, herkese 500 lira maaş” vaadinde bulundu.
2017’de başkanlık sistemine geçilmesini öngören Anayasa değişikliği oylamasında tabanını serbest bıraktı, 24 Haziran 2018 seçimlerinde ise BTP seçimlere katılmadı.
28 Şubat, Ergenekon süreçlerinde hakkında ciddi bir dava açılmadığı bilinen Haydar Baş hakkında 2018 yılında doktor çift Mustafa Eraslan ve Meral Eraslan’ın şikayeti üzerine “Başkasına ait mal varlığını zorla üzerine geçirme, yağmaya azmettirme, resmi evrakta sahtecilik” suçlamasıyla dava açıldı, malvarlıklarına da el kondu.
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Ekim 2019 tarihli kararında, Baş’ı “açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suretiyle resmi belgede sahtecilik suçuna azmettirmek”ten 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırırken, diğer suçlardan beraat etti.
Baş’ın 5 taşınmazı üzerindeki yasağın ve yurtdışı yasağının da devam etmesini kararlaştırdı.
Trabzon’un Akçaabat ilçesinde yaklaşık 1 hafta önce rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Haydar Baş, koronavirüs testi pozitif çıkınca Trabzon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
Yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınan Haydar Baş, sabah saatlerinde yaşamını yitirdi.
