Uluslararası bir güvenlik forumunda konuşan Mark Zuckerberg, Facebook’un internette büyük çapta görülen ve sayıları hızla artan kötü niyetli materyallerle mücadele için her gün bir milyondan fazla sahte hesabı sildiğini ve ABD’deki 2016 başkanlık seçimlerinden bu yana seçimleri hedef alan 50’den fazla bilgi harekatını ortaya çıkardığını söyledi.
Donald Trump’ın seçimlerde Moskova’nın adayı olduğu ve Kremlin’in Trump’ın Beyaz Saray’a yerleşmesi için dezenformasyon hamlesi de içeren bir kampanya yürüttüğünü öne süren soruşturmalar devam ediyor.
Facebook’un kurucusu ve CEO’su, Münih Güvenlik Konferansı’nda kendi firması da dahil olmak üzere sosyal medya şirketlerinin “Rusya’nın operasyonlarını fark etmede geç kaldığını” kabul etti.
Ancak artık içerikleri ve güvenliği denetleyen en az 35 bin çalışanları olduğunu vurgulayan Zuckerberg, “Şirketimizin bu ve benzeri tehditlere karşı güvenlik meselesinde 2020 için ayırdığı bütçe, bir milyar kullanıcıya ulaştığımız ve halka açıldığımız 2012’deki toplam gelirimizden daha fazladır” dedi.
Zuckerberg, her gün saptanan bir milyon sahte hesabın “büyük çoğunluğu” için “Seçimlere müdahale etmeye kalkışan devlet güçleriyle bağlantılı değiller ancak kesinlikle devlet girişimlerinin parçaları… Facebook, son birkaç hafta içinde ABD’yi hedef alan iki dezenformasyon kampanyasını etkisiz hale getirdi” ifadelerini kullandı.
Zuckerberg, dezenformasyondaki artışa rağmen “savunmalarını, düşmanların saldırılarını geliştirmesinden daha hızlı bir şekilde geliştirebildiklerini” belirtti.
Facebook’un yanı sıra Twitter’la Alphabet şirketine bağlı Google’ın da aralarında bulunduğu diğer sosyal medya devleri, devletlerin ve siyasi grupların platformlarını yanlış ve yanıltıcı bilgi yaymak için kullanmasıyla mücadele için daha fazlasını yapmaları gerektiği konusunda gitgide artan bir baskıya maruz kalıyor.
Zuckerberg, “zararlı içeriklere dair düzenleme yapılması gerektiğini, kısa vadede her düzenlemeye katılmıyor olsa da bunun uzun vadede herkesin yararına olacağını” kabul etti.
Facebook CEO’su şunları söyledi:
“Zararlı içeriklerle ilgili düzenleme olması gerektiğini düşünüyorum… Asıl soru bunun için hangi çerçeveyi kullanacağınızdır (…) Şu anda insanların mevcut sektörler için sahip olduğunu düşündüğüm iki çerçeve var: Gazeteler ve mevcut medya, bir de “verinin öylece size aktığı” telekomünikasyon tipi model. Ancak o durumda eğer biri telefon hattı üzerinden zararlı bir şeyler söylerse telekomünikasyon şirketini bundan sorumlu tutamazsınız.”
KAYNAK: INDEPENDENT TÜRKÇE – UMUT CAN YILDIZ
