Bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Parlamento aritmetiği lehimize sonuçlanır. Tablo giderek kendisini gösteriyor. Cumhuriyet Halk Partisi AK Parti’nin önünde gidiyor. Önümüzdeki süreç içerisinde bu biraz daha hızlanarak devam edecek. Parlamentoda da Millet İttifakı olarak çoğunluğu alacağız. Cumhurbaşkanlığını birinci turda alırız” dedi.
T24’ten Asuman Aranca’nın aktardığına göre Kılıçdaroğlu, “Beşli çetenin size ulaşmaya çalıştığını, aracılar gönderdiğini haziran ayında duymuştuk. Siz de temmuz ayında bir tweet’le bunu doğrulamıştınız. Bu durum devam ediyor mu ve aracılar kimlerdi?” sorusuna, “Yok. Hayır o şimdi açıklanmaz. Ama yok artık kesildi. Tweet’ten sonra kesildi” yanıtını verdi.
‘KOALİSYON SEÇİMDEN SONRA OLABİLİR’
“DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan bir ön koalisyon mutabakatına işaret etmişti. Temel Karamollaoğlu da koalisyonların seçimden sonra olacağını söyledi. Bir ön koalisyon mutabakatına siz nasıl bakıyorsunuz?” sorusuna da Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:
“Koalisyon ancak seçimden sonra olabilir. Ama bugünden bizim yayınladığımız her bildiri aslında ittifakın bir anlamda ‘seçim beyannamesi’ gibi. Altı genel başkanın imzaladığı bildiriler seçim beyannamesi. Aynı zamanda bu ittifakın kendi içindeki tutarlılığını, vaatlerini gösteren, iktidara geldiği zaman neleri yapacağını kamuoyuna açıklayan belgeler bunlar. Bunları alt alta yazıp topladığınızda gayet güzel, Türkiye için önü açık bir program, hükümet programı taslağı da ortaya çıkıyor. Her görüşmenin böyle bir yararı var.
Bir görüşmede diyelim ki ağırlıklı olarak ekonomiyi, bir başka görüşmede bürokrasiyi, bir başka görüşmede parlamentodaki yapılanmayı, bir başka görüşmede Anayasa’da ve Meclis İç Tüzüğü’nde yapılması gereken değişiklikleri almışsanız. Hepsini bir araya getirdiğinizde bir mantık bütünlüğü, uygulama bütünlüğü ortaya çıkıyor. Altı lider bunu onayladığı zaman bu altı liderin programı haline dönüşmüş oluyor. Bu ileride bize daha sonraki aşamalarda dil birliği de sağlamış olacak. Hepimiz aynı şeyi savunan liderler olacağız. Ben de aynı şeyi söyleyeceğim, Temel Bey de Meral Hanım da Davutoğlu da Babacan da Gültekin Bey de hepsini dillendirecek.”
‘BEŞİ ÇETE PARASINI YURT DIŞINDA TUTUYOR’
“Beşli çete yurt dışına para kaçırıyor” ifadesine de açıklık getiren Kılıçdaroğlu, “Beşli çete mensuplarının Londra’da çok büyük malikaneleri var, imkanları var, iş yerleri var. Paralarının büyük bir kısmını dışarıda tutuyorlar. Bunu hepimiz biliyoruz. Bütün dünya biliyor. Onlar, ‘Biz yurt dışına para götürmüyoruz’ demiyorlar zaten. Yani onlar “Erdoğan ailesi götürüyorsa biz de götürürüz” diyorlar. Erdoğan ailesi götürmüyor mu? Götürdü. Man Adası’nı söyledik. Belgeleri ile söyledik. Bankanın dekontlarını açıkladık. Banka ‘Bu dekontlar bize aittir’ hiç demedi. Ama hâkime telefon edip özel hakimler tayin edip işte tazminata beni mahkûm edip Yargıtay’dan karar tersine çıkıyor, bu ısrar ediyor. Ama sonuçta ben bir dekont açıklıyorum, dekontu açıkladığım banka “Bu dekont bize ait bir dekont değildir” demiyor. Bitti, o kadar. Bu kadar basit bir şey. Onlar götürdüğüne göre diğerleri de götürüyor. Kendi geleceklerini, güvencelerini yurt dışında arıyorlar. Paraları oraya götürüyorlar. Ne kadar götürdüler bilmiyorum ama bu devletin onu bildiğini biliyorum” diye konuştu.
“Kaçış hazırlığındalar mı sizce? Yani altında ne olabilir?” sorusuna ise Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
“Birden fazla neden olabilir. Yani tek başına bir kaçış hazırlığı dersek doğru olmamış olur. Dışarıda yatırım yapıyorlar, yatırımlarını götürebilirler, dışarda yerleşmek isteyebilirler. Kendileri, aileleri kendilerini orada daha güvencede hissedebilirler. Paralarını oraya götürebilirler, yatırımlarını oraya kaydırabilirler, bunlar olabilir. Normalde benim bildiğim bir insan kendi ülkesine yatırım yapar, kendi ülkesinin büyümesini kalkınmasını sağlar. Dışarıda yatırım yapacaksa dışarıdaki yatırımla içerideki yatırım arasında bir koordinasyonun olması lazım. Elbette dışarda da yatırım yapılmalı ama oradaki birikimlerin Türkiye’ye gelmesi lazım.”
‘YURT DIŞINDAKİ GAZETECİLER RAHATLIKLA TÜRKİYE’YE DÖNEBİLECEK’
Kılıçdaroğlu, Türkiye’den ayrılmak zorunda olan çok sayıda gazeteci var. İktidar tarafından açtırılan belki de davalar var. Sizin olası iktidarınızda bu gazeteciler yeniden Türkiye’ye dönebilecekler mi?” sorusunu da “Rahatlıkla dönebilecekler ve rahatlıkla bizi eleştirebilecekler” şeklinde yanıtladı.