Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), Ukrayna’daki Çernobil nükleer santralini örten koruyucu yapının, yılın başında gerçekleşen bir drone saldırısı sonrası artık temel güvenlik işlevini yerine getiremediğini açıkladı.
IAEA denetçileri, 1986 felaketinin yaşandığı reaktörün üzerini kaplayan dev koruma yapısının “başlıca güvenlik fonksiyonlarını, özellikle de radyasyonu tutma kabiliyetini kaybettiğini” belirtti. Ukrayna, Şubat ayında saldırıdan Rusya’yı sorumlu tutmuştu; Moskova ise suçlamayı reddediyor.
Ajans, yapının daha fazla zarar görmesini engellemek için onarımların “zorunlu” olduğunu bildirdi. Buna rağmen, Portsmouth Üniversitesi’nden çevre uzmanı Prof. Jim Smith BBC’ye yaptığı açıklamada paniğe gerek olmadığını vurguladı. Smith, en büyük riskin radyoaktif tozun yerinden oynaması olduğunu, ancak bu tozun kalın beton bir “lahit” içinde bulunduğu için riskin düşük kabul edildiğini söyledi.
1986’daki patlama sonrası Sovyetler Birliği reaktörün üzerine bu beton lahiti inşa etmiş, ancak yapının ömrünün 30 yıl olması nedeniyle daha sonra yeni bir koruyucu kubbe yapılmıştı. Bu modern yapı, önümüzdeki yüz yıl boyunca radyasyonun çevreye yayılmasını önlemek amacıyla tasarlanmıştı.
IAEA, geçen hafta tamamlanan incelemede, drone saldırısının çelik kaplamada yangına ve ciddi dış hasara yol açtığını doğruladı. Bununla birlikte, kubbenin yük taşıyan ana yapısında veya izleme sistemlerinde kalıcı bir hasar tespit edilmediği ve çatıda bazı onarımların yapıldığı belirtildi.
IAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, “Zamanında ve kapsamlı bir onarım süreci, daha fazla bozulmayı önlemek ve uzun vadeli nükleer güvenliği sağlamak için hayati önem taşıyor” dedi.
Ajans, Aralık ayı başından bu yana Ukrayna’nın enerji altyapısını da denetliyor. Bu süreçte, Rusya’nın gece saatlerinde ülkenin merkezindeki sanayi kenti Kremenchuk’a hava saldırıları düzenlediği bildirildi.
Chernobil tesisine ek olarak, nükleer güvenlik için kritik öneme sahip elektrik altyapıları da inceleniyor. Grossi, bu tesislerin reaktör soğutma sistemleri ve diğer güvenlik mekanizmaları için gerekli elektriği sağladığını, aynı zamanda üretilen elektriğin hanelere ve sanayiye iletilmesi açısından da vazgeçilmez olduğunu vurguladı.















